GÜNCEL

Van depreme hazırlıksız: Van’da yıkılmayı bekleyen 10 bin üzerinde yapı var!

14 yıl önce 23 Ekim 2011’de Van’ı sarsan o büyük acı hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Merkez üssü Erciş olan 7.2 büyüklüğündeki depremde yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, binlerce bina yerle bir olmuştu. Aradan geçen yıllara rağmen, kentin birçok noktasında depremin izleri silinmedi. Depremin yıl dönümünde Şehrivan’a konuşan uzmanlar, kentte hâlâ binlerce riskli yapı bulunduğuna dikkat çekerek, “Van bir daha aynı acıyı yaşamamalı” uyarısında bulundu.

Abone Ol

23 Ekim 2011’de yaşanan ve Van’ı yerle bir eden depremin üzerinden tam 14 yıl geçti. 7,2 büyüklüğündeki depremde 604 kişi hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı, kent adeta küllerinden yeniden doğdu. Geçen yıllara rağmen, Van depreminin yarattığı yıkımın izleri hâlâ tam anlamıyla silinmiş değil. Van’da aradan geçen 14 yılda yeni binalar yükselse de uzmanlara göre kent hâlâ depreme hazır değil. 10 bin civarında yapının hala yıkılmayı beklediği gerçeği kentin önünde büyük bir sorun olarak dururken Van depreminin yıl dönümünde Şehrivan’a konuşan Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Ahmet Ortakçı ve İnşaat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan, “Van’ın deprem gerçeği unutulmamalı” diyerek ciddi uyarılarda bulundu.

BAŞKAN ORTAKÇI: DEPREME AFET DİYORUZ AMA BİR DOĞA GERÇEĞİ

Van depreminin yıl dönümünde Şehrivan’a konuşan Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Ahmet Ortakçı, Van’ın depremselliğine dikkat çekerek, “Van depreminde vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, geriye kalanlara da sabır diliyorum. Daha önce de dile getirdiğimiz gibi Van 1’inci derece deprem kuşağında bulunan bir kent ve deprem bizim gerçeğimiz. Biz depreme afet diyoruz ama deprem bir doğa olayı, doğa gerçeği. Yalnız bizim ülkemizde maalesef gerekli önlemler ve tedbirler alınmadığı için afet olarak değerlendirilmek zorunda kalınıyor. Bu da her sene ya da belli periyotlarla bizim canımızı yakıyor. İnsanlarımız ölüyor, sevdiklerimizi kaybediyoruz. Ciddi anlamda bir milli servet ortadan kayboluyor” dedi.

VAN DEPREMİNİN ÜZERİNDEN 14 YIL GEÇTİ: VAN DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTTU!

Van’ın deprem gerçeğini hatırlatan Ortakçı, “Van’ın deprem tarihine baktığınızda ortalama 35-40 yıllık periyotlarla deprem oldu. Önümüzdeki 35-40 yılda bir daha olacağı ya da çok daha sonrasında veya çok daha öncesinde olacağını tahmin etmek mümkün değil. Ama bir deprem gerçeğimiz var. Bu gerçekle hayatımıza devam edeceğiz. Bunlarla alakalı kurumların hem gerekli önlemleri hem yönetmeliklerle hem de mevzuatlarla kentin planlamasının doğru bir şekilde ele alınarak değerlendirmesi sonucunda bu hasarları minimum düzeyde atlatacağız” diye konuştu.

VAN’DA 2011 DEPREMİNDEN BU YANA NE DEĞİŞTİ?

Depremin ardından kentte yaşanan süreci değerlendiren Ortakçı, “Van depreminin tahribatı çok fazlaydı. İnsanlar yaklaşık 3 yıl boyunca kenti terk etmek zorunda kaldı. Hâlâ daha yeni yeni depremin izleri yok edilmeye çalışılıyor. İnsanlar son 3-4 yıldır tekrar evlerine dönüyor. Deprem sebebiyle kentten göç edip bir daha gelmeyen vatandaşlarımız oldu. O da önemli bir sorundu. Kentte deprem gerçekliği göz önünde bulundurulmayarak yapılaşmaya gidiliyor. Depremin gerçekliği hâlâ taze ve biz bu gerçekle yaşamak zorundayız. Biz bir deprem kentiyiz. 2011 depreminden sonra diri ve yeni fay hatları oluştu. Bu depremden sonra kenti planlarken jeolojik ve jeofizik değerleri dikkate almaları lazım. Kentte kaçak yapı durumu hâlâ devam ediyor” şeklinde konuştu.

ORTAKÇI: VAN’DA YIKILMAYI BEKLEYEN 10 BİN ÜZERİNDE YAPI VAR

Van’da yıkılmayı bekleyen yapıların sayısına dikkat çeken Ortakçı, “Maalesef biz çok kısa bir süre içerisinde depremi tekrar unuttuk. Çünkü 2011 yılında yaşanan depremden sonra hâlâ 10 binin üzerinde yıkılmayı bekleyen yapı var. Bu envanterin güncellenmesi lazım. AFAD’ın, Çevre ve Şehircilik Van İl Müdürlüğü’nün, Valiliğin, ilgili belediyelerin bu yapılarla alakalı acil eylem planı düzenlemesi lazım. Yıkılması gereken yapılar var. Güçlendirilmesi gereken yapılar var. Güçlendirilmemiş, o şekilde duruyor. Bunlarla alakalı bildiğim kadarıyla Büyükşehir Belediyesi’nin Afet İşleri Daire Başkanlığı bünyesinde bir çalışması var. Bir pilot bölge düzenleyerek mevcut yapı taraması yapılacak. Kısa, orta ve uzun vadede yapılacak planlamayla yapıların durumu değerlendirilecek. Çok değerli, çok kıymetli bir çalışma ama çok hızlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor” diye aktardı.

“HER ŞANTİYEYE BİR ŞEF”

Şantiye şeflerinin önemine de değinen Ortakçı, “Doğru bir kent planlamasının önemine vurgu yapmak istiyorum. Elde edilen jeolojik verilere göre planlamada kat sayısı, kat yüksekliği planlanacak. Ondan sonra bir yapı üretim sürecine girilecek. Bir proje düzenlendiğinde veya bir yapı oluşturma sürecinde ilgili kurumlarda ilgili şantiye şefi sürecinin önemi çok kıymetli. Bu mekanizmalardan biri doğru işlemediği zaman ortaya bir sıkıntı çıkıyor. Bunun en önemli ayağı da şantiye şefliği. ‘Her şantiyeye bir şef’ sloganı yıllar önce dile getirildi. Bu şekilde çok daha sağlıklı yapılar yapılabilir” ifadelerini kullandı.

“YAPI DENETİMİ SÜRECİ EKSİKSİZ YÜRÜTÜLMELİ”

Yapı denetim sisteminin önemine de dikkat çeken Ortakçı, “Siz bir projeyi değerlendirdiğinizde ilgili meslek odaları bununla alakalı gerekli önlemleri proje esasında alır. Bunun bir yapı denetimde denetlenme süreci var. Hem proje aşamasında hem de uygulama aşamasında. İlgili belediyelerin de ruhsat ve yapı kontrol birimleri bu süreci denetliyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de bu denetim sürecinin içerisinde. Sağlıklı bir sonuca varmak için bir inşaat mühendisi veya bir mimarın o şantiyeyi yapının başından sonuna kadar yani yapı kullanma izin belgesi düzenlenene kadar o süreçte o yapıya bilfiil müdahil olması, denetlemesi lazım” dedi.

ORTAKÇI UYARDI: ÖNLEM ALINMADIĞI TAKTİRDE BİR AFET DAHA BİZİ BEKLİYOR

Önlem alınmadığı takdirde aynı acıların yaşanabileceğini ifade eden Ortakçı, “Bu anlamda ilgili kurum ve kuruluşların ciddi anlamda bir araya gelerek bu süreci doğru yönetmesi lazım. Her şeyden önce 2011 yılından kalmış o ağır hasarlı ve orta hasarlı yapılar için bir an önce tedbir alınması lazım. İnsanlar deprem konusunda bilinçlendirilmeli. Ayrıca kaçak yapı ve denetim mekanizmalarının çok ciddi anlamda işleyerek bunların önüne geçilmesi lazım. Aksi takdirde bunu üzülerek söylüyorum; bir afet daha bizi bekliyor” diye konuştu.

BAŞKAN BALKAN: VAN, BÖLGENİN EN RİSKLİ İLLERİNDEN BİRİ

Van depreminin 13. yılında Şehrivan’a değerlendirmelerde bulunan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan, Van’ın aktif fay hatlarının kesişim noktasında yer aldığını belirterek, “Van aktif hatların kesişme alanında yer aldığından bölgenin deprem açısından en riskli illeri arasındadır. Aktif hatlarla ilgili çalışmalar araştırmacılar tarafından 2011 Van Depreminden sonra Van Gölü Havzası’nda yoğunlaşmıştır. Van Depreminin üzerinden 13 yıl geçti ve bizler de her yıl anma programları, etkinliklerle bu günün farkındalığını güçlü tutmak istiyoruz. Fakat sadece bugüne özgü sürecin dışında afet öncesi çalışmaların uygulamaya dökülmesi, akabinde de gerek meslek örgütleri gerek üniversitelerin yaptığı çalışmaların göz ardı edilmemesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“AĞIR HASARLI VE ATIL BİNALAR TESPİT EDİLMELİ”

Kentteki kaçak yapılaşmaya da değinen Balkan, “Bu konu kentteki her bireyi ilgilendiriyor. Çünkü afet sonrası yaşanan ekonomik, sosyal çöküşler, gerilemeler mağduriyetin ortak tablosudur. Birçok kentte deprem sonrası sağlıklı, planlı alanlar oluşturuldu. Bizler bu süreci kaçırdık. Bununla yetinmedik, kaçak yapılaşma ve sonrası oluşan denetimsiz binaların ardı arkası kesilmedi. Bugün üzerinde durduğumuz ağır hasarlı ya da atıl haldeki binaların durumu dahil hepsinin sahada sayısal verilerle tespit edilmesi gerekiyor. Güncel olabilecek çalışma budur. Siz ilgili kamu kuruluşlarının ortak desteğiyle yapı risk haritası oluşturup bina kimlik belgesi dediğimiz sistemi aktifleştirirseniz yapılabilecek en önemli başlangıç ayağı budur” dedi.

“AFETE DİRENÇLİ KENT MODELİ OLUŞTURULMALI”

Afet bilincinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Balkan, “Sonrasında ise ağır hasarlı yapıların yıkımı ve dönüşüm modellerinin tartışılması, orta hasarlı yapıların güçlendirme yöntemlerinin konuşulması geliyor. Afete dirençli kent modeli afet sırası, öncesi, sonrası şeklinde üç başlıkla değerlendirilmelidir. Yapı stoku envanter çalışması, afet çantası, acil toplanma alanları deklaresi gibi belli başlı hususlar kısa vadeli yapılması gerekenlerdir. Afetin ne zaman geleceği bizim elimizde değil ama tedbiri mümkündür” şeklinde konuştu.