Van Devlet Hastanesi bünyesinde 2007 yılında kurulan ve 2011 yılında Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesine taşınan yanık merkezi, Doğu Anadolu Bölgesinin yanı sıra Güneydoğu Anadolu Bölgesinin bir kısmına hitap ediyor. 2’si yoğun bakım olmak üzere 16 yataklı yanık merkezi ile ilgili açıklamada bulunan Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, 8 aydır korona virüs pandemisi ile mücadele ettiklerini ifade ederek, bununla birlikte sürmesi gereken sağlık hizmetlerini de sunmaya devam ettiklerini söyledi. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin verdiği en önemli hizmetlerden birinin acil bir durum olan yanık hastaları olduğunu vurgulayan Çelik, “Yanık birimimizde hastalarımıza hizmet veriyor, onlara şifa dağıtma noktasında tüm arkadaşlarımızla beraber çalışıyoruz. Bir yandan salgın hizmetini yürütürken diğer yandan acil hastalıklar ve normal sağlık hizmetini yürütüyoruz. Tabi bu ciddi bir organizasyon, ciddi bir iş paylaşımı ve dinamik bir yapıyı gerektiriyor” dedi. 16 yataklı yanık merkezinde deneyimli sağlık personellerinin hizmet verdiğini dile getiren Çelik, “Yanık kendi başına ciddi bir travma, uzun dönem sonuçları olan kronik bir süreç ve hem aileye hem de hastaya ciddi bir ızdırap meydana getiren bir durumdur. Yanık tedavisi, hem zor hem de tıbbi anlamda hekim ve hemşire arkadaşlarımızı yoran uzun bir dönem. Çünkü her gün pansuman yapılan ağrılı bir iştir. Anestezi eşliğinde yapılması gerekiyor, ameliyatlar da yapılıyor. Yanık merkezimiz de çok şükür bütün imkanlar var” ifadelerini kullandı. "Doğu Anadolu Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesinin bir kısmına hizmet veriyoruz" Merkezde farklı yanık hastalarının olduğunu belirten Çelik, “Bölgede sık görülen tandır yanıkları, maalesef hala devam ediyor. Şu anda bile 2-3 hastamız tandır yanığından dolayı yatmaktadırlar. Bunun yanında elektrik yanıkları, haşlanma yanıkları dediğimiz sıcak su yanıkları, temas yanıkları, kimyasal yanıklar. Her türlü hastayı burada tedavi ediyoruz. Burada Doğu Anadolu Bölgesi ile Günyedoğu Anadolu Bölgesinin bir kısmına hizmet veriyoruz. En yakın yakın yanık merkezi Erzurum ve Karadeniz için Trabzon’da var. Birçok ilimizde ve ilçelerimizde hastalar bize geliyor. Hakkâri’den, Bingöl'den, Iğdır’dan ve birçok yerden hasta takip ediyoruz. 16 yatağımız olmasına rağmen ortalama 20-30 hasta yatıyor. Bazen servislere de hasta yatırmak durumunda kalıyoruz. Bizim açımızdan da önemli bir nimet bu. Hastalarımıza bu hizmeti sunmaktan da gurur duyuyoruz” diye konuştu. "Tandır yanıkları ile ilgili iki proje hazırladık" Korona virüs pandemisinden önce Yanık Merkezi sorumlusu Genel Cerrah Uzmanı Operatör Dr. Hakan Köksal’ın koordinatörlüğünde bir kongre organize ettiklerinin altını çizen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz ‘Yanık Sempozyumu ve Tandır Çalıştayı’ idi. Türkiye'de tandır yanıkları ile ilgili şu ana kadar herhangi bir çalışma yapılmamış. Biz bir çalıştay yapıp rapor hazırlamak istedik. Bu konuda 2 tane proje hazırladık. Birisi ‘Tandır yanıkların epidemiyolojisi’ diğeri ise tandır yanıklarının fizyopatolojisi.’ Tandır yanıkları nasıl oluşuyor ve uzun dönem sonuçları ne oluyor? Bununla ilgili pandemiden önce 2 proje sunduk. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin Bilimsel Araştırma Birimi destek verdi. Projelerimize sponsor oldular ve fon ayırdılar. Hangi köyde kaç tandır var? onu araştırıyoruz. Bu konuda Van Valiliği’de sağ olsun bize destek oluyor. Tandır sayılarını belirleyeceğiz. Bunların kaçı yerde, kaçı duvarda gömülüdür. Bunları sınıflandıracağız. Şu anda bununla ilgili elimizde bir veri yok maalesef. Bu çalışma ile biz bunu ortaya koyacağız. Daha sonra Hakan Bey zaten yanık hastalarını takip ediyor, bu konuyla ilgili bir rapor hazırlıyor. İnşallah 2021 Haziran ya da mayıs ayında ulusal katılımlı büyük bir sempozyum planlıyoruz. Bu sempozyumda bahsettiğimiz 2 projenin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağız. Şu anda projelerin anket aşamasındayız. Tüm köylerde anketler yapılıyor ve fizyopatoloji ile ilgili de laboratuvarlarda çalışmalar yapılıyor.”