VAN

Van’ın dünyaca ünlü tarihi kanalı kaderine terkedildi!

Van’da Urartu Kralı Minua döneminde, MÖ 9. yüzyılda inşa edilen Şamram (Minua) Kanalı, binlerce yıllık geçmişine rağmen günümüzde kaderine terk edilmiş durumda. Urartu uygarlığının su mühendisliğindeki üstünlüğünü simgeleyen tarihi kanal, çöplerle dolması, kaçak yapılarla çevrilmesi ve bakım eksikliği nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Dünya çapında takdir gören bu eşsiz miras, yerelde aynı ilgiyi görmedi.

Abone Ol

Van’da Urartu Kralı Minua tarafından MÖ 815–785 yılları arasında yaptırılan ve dünya su mühendisliği harikası olarak kabul edilen Şamram (Minua) Kanalı, şu sıralar susuzluk, bakımsızlık ve kirlilikle gündeme geliyor. Urartu’dan kalan en önemli miraslardan biri olan ve günümüzde kısmen kullanılan kanal, susuz bırakılıp çöplerle doldurulup yer yer tahrip edilirken bir taraftan da UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne alınması için yürütülen çalışmalardan sonuç alınmasını bekliyor. Geçtiğimiz yıl, İsveç ve Hindistan’da düzenlenen su ödülleri yarışmalarında iki ödül kazanan 3 bin yıllık tarihi kanal, dünyada tanınıp ödüllerle anılsa da yerelde korunmazken bu durum son zamanlarda sık sık tartışılan konular başında geliyor. Bu duruma dikkat çeken birçok STK ve isim bulunurken bu oluşumlardan biri olan Kırk Değirmenler ve Şamran Kanalını Koruma ve Yaşatma Derneği başkanı Erdem Göngör Şehrivan aracılığı ile kanal ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

BAŞKAN GÜNGÖR: ŞAMRAM KANALI, URARTU’NUN MÜHENDİSLİK MİRASI

Şerhrivan aracılığı ile kanal ile ilgili önemli açıklamalar yapan Erdem Güngör, Şamram Kanalı’nın Van ve bölge açısından tarihî ve kültürel önemine değinerek, “Şamram (Menua/Minua) Kanalı, Urartu döneminden (yaklaşık MÖ 9–8. yy) kalan, Gürpınar–Van hattında 50-51 kilometre uzanan bir sulama ve su taşıma yapısıdır. Bölgenin tarımsal verimliliğini, kıyı/ova yerleşimlerinin gelişimini ve Urartu su mühendisliği geleneğinin en somut kanıtlarından birini temsil eder. Kanal aynı zamanda yerel efsaneler, türkü ve sözlü kültürde de yer alır; yani hem somut (mimari/teknik) hem de soyut (kültürel/bellek) mirastır” dedi.

ŞAMRAM, VAN KİMLİĞİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASI!

Şamram Kanalı’nın Van’ın kimliğinde nasıl bir yere sahip olduğunu aktaran Güngör, Şamran Kanalı Van kimliğinin önemli bir parçası. Urartu mirası, yerel tarım geleneği, Kırk Değirmenler gibi bağlı öğelerle birlikte “bölgenin kimlik haritası” içinde yer alır. Halkın bir kısmı bu değeri biliyor ve sahip çıkmaya çalışıyor, işte aktivistler, köylüler, bazı belediye girişimleri gibi… Ancak geniş halk kesiminde farkındalık ve süreklilik eksikliği var. Özellikle genç kuşağın, planlı tanıtım ve eğitim kampanyalarıyla bu bağ güçlendirilebilir” ifadelerini kullandı.

“ŞAMRAM KANALI, VAN’DAKİ URARTU TURİZM VE ARAŞTIRMA PAKETLERİNİN MERKEZÎ BİR UNSURU OLABİLİR

”Güngör, kanalın Urartu mirası için önemini dile getirerek, “Urartu mirası içinde Şamram Kanalı; mimari ve altyapı (su yönetimi) açısından çok önemli çünkü Urartu’nun yalnızca kale ve tapınak değil, aynı zamanda gelişmiş su mühendisliği gösteren bir uygarlık olduğunu anlatır. Dolayısıyla kanal, Van’daki Urartu turizm ve araştırma paketlerinin merkezî bir unsuru olabilir. Hem bilimsel ilgi hem de halk tarih anlatısı açısından “bağlantı köprüsü” görevi görür” şeklinde konuştu.

ŞAMRAM SAHİPSİZ KALDI: KİRLİLİK, EROZYON VE KAÇAK YAPILAR TEHDİT EDİYOR

Şamram Kanalı’ndaki kirliliğe de dikkat çeken Güngör, “Şamran Kanalı son yıllarda sahipsiz kalmıştır. Şamram Kanalı’nın bazı kesimlerinde çöplerin biriktiği sıkça gündeme geliyor. Ayrıca yağışlar ve erozyon nedeniyle bazı ksımlar zarar görmüş. Ayrıca altyapı değişiklikleri nedeniyle su rejiminde aksamalar yaşandığı görünüyor. Bazı bölümlerde kaçak yapılar ve dere yataklarına bırakılan atıklar raporlanmış. Bu durum hem arkeolojik ve tesis bütünlüğünü hem de ekolojik dengeyi tehdit ediyor” diye aktardı.

URARTU MİRASI ŞAMRAM KANALI YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA!

Güngör, vatandaşların kanal konusunda duyarlı olup olmadıklarına değinerek, “Vatandaşın duyarlılığı parçalı. Sahada yaşayanlar (çiftçiler, köylüler) genelde su ve değere doğrudan bağlı oldukları için duyarlı fakat kent merkezindeki geniş halk kesimi veya genç nüfus arasında bilgi ve bağlılık sınırlı. Sahiplenmeyi güçlendirmek için okullarda müfredat modülleri, “kanal günü” etkinlikleri, küçük gelir getirici turizm ve rehber eğitimleri (rehber olur), topluluk ödülleri/teşvikleri (en temiz köy ödülü vb.) ve görsel kampanyalar öneririm” diye konuştu.

“ŞAMRAM, TURİZM ROTASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR”

Güngör, kanalın turizm açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Şamram Kanalı turizm açısından değerlendirilebilecek bir rota hâline getirilebilir fakat sürdürülebilir ve korunmaya dayalı bir planlama olmalı. Olası adımlar; koridorun kritik noktalarında düşük etkili yürüyüş rotaları, bilgilendirme panoları, fotoğraf/izleme noktaları, Kırk Değirmenler gibi bağlantılı miras öğelerini kapsayan tematik turlar, yerel rehber eğitimi, küçük işletme (kafeterya, hediyelik) teşviki. Turizm, doğru yönetilirse koruma için kaynak ve farkındalık sağlar; yanlış yönetilirse tahribatı hızlandırır. Belediye, üniversite, STK ortak projeleriyle pilot bir rota oluşturulmalı.”

“İLK ADIM, SAHA ENVANTERİ VE ACİL MÜDAHALE RAPORU OLMALI”

Kanalın geleceği için atılması gereken ilk somut adımın ne olması gerektiğini açıklayan Güngör, “En acil ve somut ilk adım, kapsamlı saha envanteri ve acil müdahale raporudur. (1-3 aylık). İçeriği; kanalın bütün kesimlerinin fotoğraf/GPS ile haritalanması, acil tahribat noktalarının belirlenmesi, su akışının ölçülmesi, tehlike önceliklendirmesi (çöken/define kazısı/kaçak yapı/çöp alanları) olmalıdır. Bu rapor, hem fon arama hem resmi kurumlara yönlendirme (koruma kararı, geçici bariyer, temizlik) için temel belge olur. Aynı zamanda bir kamu kampanyası ve pilot temizleme/güçlendirme çalışması için dayanak sağlar” dedi.

GÜNGÖR’DEN ÇAĞRI: ŞAMRAM SADECE TAŞ, TOPRAK DEĞİL, SUYLA HAYAT BULAN BİR MİRAS

Güngör, yetkililere ve vatandaşlara çağrıda bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim Şamram Kanalı için hem yetkililere hem de vatandaşlara çağrımız var. Yetkililere çağrımız şudur; kanalı koruma öncelikli bir program olarak ele alın. DSİ ile koordinasyonu sağlayın. Koruma Kurulu kararı ve acil koruma önlemleri çıkarın, halkı ve STK’ları sürece dahil edin. Vanlılara ise çağrımız şudur; Şamram sadece taş, toprak değil, suyla hayat bulan bir mirastır. Görsel belge (fotoğraf/video) paylaşın, tespitlerinizi STK’lara/valiliğe bildirin, gönüllü programlara katılın. Küçük adımlar (çöp atmamayı teşvik, okul ziyaretleri, rehberlik eğitimine destek) uzun vadede büyük fark yaratır.”