VAN

Van’ın yüzde 90’ı kayıt dışı!

Deprem kenti Van, tarih boyunca yaşadığı büyük depremlerle hafızalara kazınırken, 2011’de yaşanan yıkıcı depremin izleri hâlâ tazeliğini koruyor. Afet sosyolojisi alanında akademik çalışmalar yapan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Baki Bilik, Şehrivan’a yaptığı açıklamalarda Van’ın deprem gerçeğini hatırlatarak alınması gereken önlemlere dikkat çekti.

Abone Ol

Tarih boyunca büyük depremlerin yaşandığı Van’da deprem riski sürüyor. 2011’de yaşanan ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından kentte binlerce küçük ölçekli deprem meydana geldi. Deprem kuşağında bulunan Van’da tehlike devam ederken, depremler üzerine akademik çalışmalar yürüten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Baki Bilik, Şehrivan’a konuşarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Van’da risk haritaları çıkarılmasına rağmen bunların uygulamaya geçirilmediğini söyleyen Bilik, toplumun, yerel yönetimlerin ve kurumların birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Kentte yapılaşmada oranın yüzde 90’larda olduğunun altını çizen Bilik, kentin bu gerçekliği ile ilgili farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi.

BİLİK: DEPREM KENTİ VAN TARİH BOYUNCA DEPREMLERİ YAŞADI

Bilik, Van’ın depremselliği üzerine konuşarak, “Van bir deprem kentidir. Van ve çevresi tarih boyunca yıkıcı büyüklükte depremler yaşamıştır. Doğanın bir hafızası vardır. Sel, çığ, heyelan ya da deprem gibi afetlerin izleri geçmişten bugüne taşınır. Bizim yaşam süremizle doğanın takvimi aynı değildir. Ancak doğa, yaşanabilecek tehlikeler konusunda bize ipuçları verir. İnsanlara düşen görev, bu hafızadan hareketle olası afetler için önlem almak ve tedbir geliştirmektir” dedi.

“VAN İÇİN EN BÜYÜK RİSK DEPREMLERDİR”

Bilik, Van’ın tarih boyunca büyük depremler yaşamış bir kent olduğunu belirterek, “Van için en büyük risk depremlerdir. Tarih boyunca bu afetlere maruz kalmıştır. Yakın geçmişte 1976 Çaldıran ve 2011 Van depremleri kenti ciddi şekilde etkilemiştir. Üstelik bu depremler yüz yıl, yüz elli yıl aralıklarla değil, daha kısa sürelerde meydana gelmiştir. Bu durum bize bir gerçek gösteriyor: Kentte evler, altyapılar ve tüm yapılar depremler hesaba katılarak inşa edilmelidir. Çünkü olası depremler can kaybına yol açtığı gibi kentin kalkınmasını da önemli ölçüde sekteye uğratmaktadır.” diye konuştu.

VAN’IN RİSKİ BÜYÜK: ÖNLEMLER ALINMALI

Van’ın depremler açısından risk altında bir il olduğunu aktaran Bilik, şunları söyledi: “Van’da geçmişte meydana gelen büyük depremler büyük yıkımlara neden olmuştur. 1976’da birçok insan hayatını kaybetti. 2011’de de benzer şekilde can kaybı yaşandı, kentte çok sayıda konut hasar aldı. Benzer yıkımlar yaşamamak için afetler konusunda toplumsal hafızayı canlı tutmalıyız. Bu konuda üniversite ve kent işbirliği içerisinde hareket etmeli, toplumsal farkındalığı arttıracak çalışmaları arttırmalıyız.

“VAN’DAKİ YAPI STOKUNUN YÜZDE 90’I KAYIT DIŞIYDI”

Van’daki yapı stokunun büyük oranda ruhsatsız ve kayıt dışı olduğunu belirten Bilik, “Ben hem yüksek lisans hem de doktora tezimi afet sosyolojisi alanında yaptım. Yüksek lisans tezimi 2015’te, 2011 Van depremi sonrası ortaya çıkan toplumsal sonuçlar üzerine hazırladım. 2019’da tamamladığım doktora tezimde ise Van’ın depremlere hazırlıklı olup olmadığını inceledim. Çalışmamda yapı stokunu değerlendirdim. O dönemde kentte ruhsatsız ve kayıt dışı yapılaşma oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu gördüm. Bu tezlerime ve konuyla ilgili makalelere YÖK Tez Merkezi’nden ulaşılabilir” diye konuştu.

“YER ALTINDAN ÇOK, YER YÜZEYİNDEKİ YAPILAŞMAYA VE TOPLUMSAL FARKINDALIĞA BAKMALIYIZ”

Yapı stokuna ve farkındalığa önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Bilik, “Türkiye’de depremler üzerine tartışmalarda çoğunlukla yer bilimciler ekranlara çıkıyor, fay hatları üzerinden açıklamalar yapıyorlar. Oysa Türkiye’nin fay haritası az çok zaten biliniyor. Asıl önemli olan, bu fay hatları üzerinde kurulmuş kentlerin durumu. Yapı stoku depreme ne kadar dayanıklı? İnsanların afet farkındalık düzeyi ne? Bunları konuşmamız gerekiyor. Yani asıl dikkati yer altından çok, yer yüzeyine vermek zorundayız. Benzer şekilde depremlere karşı savunma hattını doğadan toplumsal alana çekmeliyiz.” dedi.

BİLİK: YER YÜZEYİ TARANMALI, FARKINDALIK ARTTIRILMALI

Bilik, alınması gereken tedbirleri dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Deprem riskini azaltmak için yapılması gerekenlerin başında yapı stokunun baştan sona taranması gelir. Olası 7 ve üzeri depremlerde kaç bina ayakta kalabilir, buna bakılmalıdır. Bunun sorumluluğu büyük ölçüde Büyükşehir Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne aittir. Bir diğer önemli nokta toplumsal farkındalığı artırmaktır. Bunun için kamu kurumları, yerel yönetimler ve STK’lar birlikte çalışmalıdır. Ayrıca zarar görebilir unsurların tespiti ve afet zararlarını azaltma konusunda talep edilmesi halinde ilgili kurumlarımıza destek vermeye hazırız.”