Kent olarak, kitlesel olarak hareket ettiğimiz bazı konularda ‘doğru’ işler yapsak da zaman zaman bu birliktelikler, bu birlikte hareket etmeler bizi büyük ‘yanlış’lara da düşürebiliyor.

Mesele kent olunca, kente dair konular olunca birliktelik iyi…

Fakat bazı önemli ve hayati konular var ki birlikte hareket etmek hayati tehlikeler oluşturabiliyor.

Buna en iyi örnek son 1 yıldır hayatımızdan bir türlü çıkıp gitmeyen Koronavirüs sürecindeki bazı uygulamalarımız!

Birçok şeyde olduğu gibi virüs yayılımı sürecinde de halkın kendi kendine üretip hızla yaydığı birçok yanlışlar oldu.

Daha bilim insanlarının bile çözemediği bu hastalık ile ilgili türlü yanlışlar dolaştı durdu!

Bu bir yıllık süreçte virüsler temizlensin diye kolonya içip ölenlerinden tutun midesini litrelerce sirke ile temizlemeye kalkanlar oldu.

Sigara içenlere virüs bulaşmıyor diyenleri de gördük, virüs ile mücadele envai çeşit koca karı ilaçlarını içip işi daha da içinden çıkmaz hale getirenleri de…

Bui süreçte doğru bilgiler ne kadar az ise yanlış bilgiler de o kadar fazla oldu.

İnsanlar hiçbir bilimselliği olmayan bilgileri son zamanlarda ciddi manada paylaşır oldu.

Hastalık hepimizden, eşimizden, dostumuzdan isimleri alıp götürmesine rağmen, ölüm gün gibi gerçek haliyle yanı başımızda durmasına rağmen hala virüsü ‘ciddiye’ almayanlar var.

Ölümlerin ardı arkası kesilmezken kimileri aşıları tartışıp “Aşı olmam” kampanyası yaparken bir kesim de uzun bir süredir “İlaç kullanmayın” diye akıl veriyor…

Öyle ki bu tavsiyeler aldı başını gitti.

Hasta olan olmayana, olmayan da olmayan olan birilerine bu aklı verip bu bilgiyi kulaktan kulağa dolaştırdı durdu.

Öyle ki bu noktada resmi uyarılar bile gelmeye başladı.

Geçtiğimiz haftalarda Van Valisi ve Sağlık Müdürü’nün Vanlılara yaptığı bu uyarı ile ilgili son olarak da kentteki doktorlar açıklama yaptı.

Dün önemli uyarılarda bulunan doktorlar vatandaşa hayati tavsiyelerde bulunurken bu isimlerden birisi de Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik oldu. Çelik haftalardır yapılan uyarıyı bir kez daha yeniledi:

“Hastaneye gelme noktasında hastaneye geç gelme nedenlerini sorduğumuzda hastalığı ciddiye almama, Kovid-19'u kabullenememe gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Vatandaşlarımızın bir kısmı hastalığı erteliyor. Diğer bir grup da hastaneyi riskli buluyor, gelmekten korkuyor ancak hastalığın kendisinin daha korkunç olduğunu bilmiyor.”

Diğer tüm doktorlar da aynı hataya düşüldüğünün ısrarla altını çiziyor.

Yani hastalığı ciddiye almayıp birçok insanın hayatını tehlikeye atan bir kesim ile ilaçlarını kullanmayan, hastalıkla ilgili harekete geçmeyen ve sonra daha da ağırlaşarak hastanelerde işi zorlaştıran bir kesim var.

Bu iki kesimin atacağı adımlar, salacağı haberler ve söyledikleri en az yasaklar, tedbirler kadar önem arz ediyor. Çünkü böylesi haberlerin yaygınlaşması, “Benim akrabam hasta oldu, ilaç kullanmadı sen de kullanma”, “Doktor kuzenim sakın ilaç kullanmayın dedi”, “Bu hastalık yapay bir virüs bizi kandırıyorlar, ciddiye alma boşver” gibi sayısız cümlenin evlerde virüsten hızlı yayılması işin ciddiyetini artırıyor.

Bu süreçte yapmamız gereken konuyla ilgili hiçbir fikri olmayan komşularımızdan ziyade doktorlara kulak vermektir.

Dinlememiz gereken bu işi geçirmediği halde reçete yazanlar değil, bu işin tedavisini uygulayan doktorlardır.

Hastalık her ne kadar hala gizemli bir halde devam ediyorsa da hastalığın tedavisi noktasında doktorlar artık ciddi manada tecrübeliler.

İşte bu yüzden birilerini dinlemekten vazgeçmeli, başta temizlik, maske, mesafe olmak üzere alınan önlemlere dikkat edip son olarak da bu dedikodular ve yanlış bilgilerden uzak duracağız.

Bu anlamda yanlışa düşüyor, yanlış yapıyoruz!
Zaten durumumuz kötü.

Hastalık yayılıyor, ölümler artıyor!

Tedbir ve önlemler noktasında, yasaklar noktasında zaten yeteri kadar ciddi değiliz!

Bari süreci zedeleyecek noktaya gelmeyelim!
Büyük bir yanlışa düşüyoruz!

Etmeyelim!