Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen ‘Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri ve Koruyucu Aile’ projesinin çalışmaları Van’da da tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda Vanlı ailelere Gönül Elçisi’ olmak isteyen İzmirli 140 aile Van’a geldi. Vanlı 140 ailenin Gönül Elçisi olan İzmirli aileler, gönül elçisi olduğu ailelerle Özel Serhat Lisesinde düzenlenen Van kahvaltısında bir araya geldi. Kahvaltıdan sonra Lisenin cep sinema salonunda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce bir program düzenlendi. ‘Kardeşlik Zamanı’ konulu slayt gösterisiyle başlanan programda zaman zaman duygulu anlar yaşandı.

 

KARALOĞLU: KARDEŞLİĞİ TERCİH EDEBİLİRİZ

 

Slayt sunumundan sonra konuşan Van Valisi Münir Karaloğlu, hiç kimsenin annesini seçme özgürlüğü olmadığını, ancak kardeşliği tercih edebileceğimizi ifade etti.

“Hiç biriniz, hiç birimiz annemizi seçerken Türk olsun, Kürt olsun, Laz olsun, Çerkez olsun, Boşnak olsun diye tercih yapmadık. Ama kardeşliğimizi tercih edebiliriz” diyen Karaloğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Kardeşliğimizin çok güzel tezahürü olan ülkemizin en batısından İzmir’den, ülkemizin en doğusuna Serhat şehri Van’ımıza gelen ailelerimize, gönüller yapmak üzere, gönüller tamir etmek üzere gelen ailelerimize, ülkenin batısı ile doğusu arasında gönüller arasında köprüler kurmak üzere aramızda bulunan ailelerimize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Van halkı adına hoş geldiniz diyorum.”

 

“BÜTÜN TÜRKİYE VAN’DA OLUŞAN YARAYI SARMAK İÇİN ADETA YARIŞTI”

 

Van depreminin önemli bir zamanda meydana geldiğini belirten Vali Karaloğlu, “İnsanların beyinlerinde soru işaretlerinin çoğaldığı bir dönemde Van’da iki büyük deprem yaşadık. O depremde sonra görüldü ki; aslında tartışılan veya insanların beyinlerine bırakılmak istenen bütün sorular manasız ve geçersiz. Bu ülkenin 75 milyonu insanı, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, kardeşlik hukukuna dayalı olarak Van’daki acıyı paylaştı, Van’da oluşan yarayı sarmak için adeta yarıştı.” Diye konuştu.

 

“BİZİ AYAKTA TUTAN KARDEŞLİK”

 

Birkaç gün önce İzmir’de öğrendiği bir anekdotu anlatmak istediğini belirten Karaloğlu, “İzmir’de Gazeteci bir arkadaş bir anekdot aktardı. Konak meydanında Van depremi için insanlar kan vermek için kuyrukta bekleşiyorlar. 65-70 yaşında bir teyze de kuyrukta. Orada bekleyenlerden bir tanesi ‘Teyzeciğim senin kanını almazlar sen niye kuyrukta bekliyorsun’ diyor. Teyze de ‘Evladım benim verecek kanım yok ama benim verecek bir çeyrek altınım var. Onun için bekliyorum’ diyor. İşte bizi ayakta tutan bu kardeşlik. Ve bu hiç değişmedi. Belki değişmiş gibi gösterildi, ama hiç değişmedi.” İfadelerini kullandı.

 

“ŞİMDİ ZAMAN GÖNÜLLERİ TAMİR ZAMANI”

 

Yeni bir sürece girildiğini belirten Karaloğlu zamanın gönülleri tamir etme zamanı olduğunu söyledi. Zamanın kırılmış kalpleri tamir zamanı olduğunu dile getiren Karaloğlu, “Şimdi zaman gönül elçiliği zamanı. Onun için İzmir’den Van’a geldiniz. Allah hepinizden razı olsun. İşin güzel tarafı sizler bir sivil hareket olarak buradasınız. Sizi buraya getiren mecbur eden, sizin içinizde bir devlet iradesi yok. Siz gönüllü olarak İzmir’den kalkıp Van’a geldiniz. Ama bugün sizinle aynı düşünen bir devlet var. Gönül Elçiliği diye devlet eliyle yürütülen ikinci bir proje var. Sizin buraya gelişinizle devletin bu projesi adeta örtüştü. Sizin gelip burada, size zimmetlenen aileleri ziyaret etmeniz onlara selam vermeniz, belki oturup onlarla bir bardak çay içmeniz, çocukların başını okşamanız inanın o ailelerin gönlüne sevgi tohumlarının ekilmesine vesile olacak. İnşallah bu geliş-gidişler devam eder. Buradan da insanların gelmesi lazım. Belki bunu tersinden de yapmak lazım. Sadece batıdan aileleri buraya getirmek değil, buradan da aileleri alıp götürüp İzmir’deki ailelerin evinde ocağında onları misafir etmek lazım. O zaman kardeşlik ortaya çıkacak ki; bizim ne inançlarımızda, ne kültürümüzde, ne yaşam biçimimiz de, ne hayata bakışımızda bir farkımız yoktur. Hiç kimsenin annesini seçme özgürlüğü yoktur. Hiç biriniz, hiç birimiz annemizi seçerken Türk olsun, Kürt olsun, Laz olsun, Çerkez olsun, Boşnak olsun diye tercih yapmadık. Ama kardeşliğimizi tercih edebiliriz.” Dedi.

 

KAYATÜRK: DOĞU İLE BATI BİRBİRİNİN KARDEŞİDİR

 

Ak Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk de büyük manevi bir şahsiyetin sözünden örnek vererek konuşmasına başladı. Kayatürk, “Bu büyük zat diyor ki, ‘eğer bir yerde kuraklık varsa orada yağmur duasının zamanı gelmiş demektir. Yoksa cenabı hak istediği zaman yağmuru gönderir.’ Deprem öncesi hem bizim bölgede hem de Türkiye’nin tamamında televizyonlarda internete bakıldığında tam olarak kaos naraları, savaş naraları vardı. Fakat deprem öyle yaptı ki birden bire biz Van nüfusu 1 milyon 160 bin değil, 75 milyon dedik. Ve gerçekten öyle oldu. Yani o savaş tantanalarının yerini birden bire uhuvvet, kardeşlik, birlik beraberlik ihlas aldı. Doğu ile batı birbirinin kardeşidir. Farkına varılması için Gönül Elçiliği projesi çok önemlidir.

 

Programa ev sahipliği yapan Kültür Eğitim A.Ş Genel Müdürü Metin Güven de ‘Gönül Elçiliği’ projesine bir sivil toplum kuruluşu olarak sonuna kadar destek vereceklerini söyledi. Şehir dışından da ailelerin Van’daki ailelerin Gönül Elçileri olmasında kendilerinin de büyük çaba sarf ettiğini belirten Güven, “Van Doğu ve Güneydoğu’da stratejik önemi olan bir yer. Onun için İzmir Antalya, Alanya, Muğla ve Erzurum’dan buraya aileler geliyor. Yaklaşık 10 bin aile tespit ettik. Bu gelecek aileleri buradakilerle zimmetliyoruz. Burada bu mesele çözülürse, diğer yerlere pozitif yansıması olacaktır.” Dedi. Programdaki gönül elçilerini ve İzmir’deki Gönül Elçilerini 9 Haziran’da Van’daki Kültür Şenliği programına davet etti. Programa ayrıca Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) İl Başkanı Abdullah Aras, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ünal Öncül ve çok sayıda davetli katıldı. Program sonunda Aile ve Sosyal politikalar İl Müdürlüğü görevlileri tarafından İzmirli ailelere, ‘Gönül Elçiliği’ projesi ile ilgili kayıt formu dağıttı. Daha sonra İzmirli aileler ve gönül elçisi olduğu ailelerle birlikte Van’ın tarihi ve turistik yerlerini gezdi.

Editör: TE Bilisim