Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi M. Murat Oto, yaptığı bir açıklama ile İnci Kefali diye anılan ve sadece Van Gölü’nde yaşayan balığın isminin Van Balığı olduğunu, Van isminden rahatsız olduğu için son zamanlarda balığı İnci Kefali diye ananların yanlış bir değerlendirmede bulunduğunu açıkladı. Kefal ile Van Balığı’nın aynı türden olmadığını söyleyen Oto, bunu bilimsel verilerle de kanıtlayarak adeta Van’daki yetkili kurumlara seslenerek bu konuda bir adım atılması gerektiğini söyledi.

 

Van’ın tarihi, kültürü ve benzeri değerlerinin korunması ve muhafaza edilmesi anlamında birçok çalışmaya imza atan Vanlı akademisyen Murat Oto’nun Van ile ilgili son çalışması tam anlamıyla gündeme oturacak cinsten. Zira daha önce Van Külliyatı, Van Türküleri ve daha bir çok çalışmanın mimarlığını yapan, bir Ziraat mühendisi olmasına rağmen Van’ın tarihine ve kültürüne herkesten daha çok sahip çıkan Oto’nun yeni çalışması ise son yıllarda ‘İnci Kefali’ olarak adlandırılan Van Balığı üzerine. Yıllardır İnci Kefali olarak anılan balığın aslında kefal ile hiçbir alakası olmadığını söyleyen ve bunu bilimsel kanıtlar ile de ortaya koyan Oto, “Sırf birileri Van isminden rahatsız oluyor diye balığa İnci Kefali deniliyor.” Şeklinde bir açıklamaya yaparak yetkilileri de bu konuda duyarlı olmaya davet etti ve bundan sonra balığın bir Van markası olması amacıyla Van Balığı olarak anılmasını istedi.

 

ONUN ADI VAN BALIĞI, ALIN BU DA KANITI!

Van Balığı’nın inci kefali olarak anılmasının yanlış olduğunu Van Balığı’nın sazangiller familyasından olduğunu açıklayan Oto, yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi, “Son yıllarda “Van Balığı” ya da yanlış kullanımıyla “İnci Kefali” gerek ülkemizde gerekse dünyada çok daha sık gündeme gelmektedir. Bu durum elbette tüm Vanlıları mutlu etmektedir. Bu balığın yöresel bir değer olarak ünlenmesi elbette ki her Vanlıyı gururlandırmaktadır. Ancak bu balığın popüler bir duruma gelmesi beraberinde bir yanlışı da popüler bir hale getirmektedir. “İnci Kefali” ifadesi de son yıllarda git gide popülerleşmekte, “Van Balığı” ifadesinin önüne geçmektedir. Peki ama neden “İnci Kefali” ifadesi yanlıştır? İnci kefalı (Chalcalburnus tarichi), sazangiller (Cyprinidae) familyasından Van Gölü’nün tuzlu ve yüksek derecede sodalı (tuzluluk %0.19, pH 9.8) sularında yaşayabilen endemik bir balık türü. Adı kefal olmasına rağmen, aslında o sazangillerin bir üyesidir. (Mustafa Sarı-Ekolojik Yaşam Portalı-Vikipedia.org-Mayıs 2010).”

 

“ERCİŞ KEFALİ DE YANLIŞ ERCİŞ GÖLÜ DE!”

Son zamanlarda özellikle Erciş halkının balığı Erciş İnci Kefali ismiyle anmaya başladığını ve geçmişten bugüne de Van Gölü’nün adının Erciş Gölü olduğu yönünde tartışmaların devam ettiğine dikkat çeken M. Murat Oto, bu konu ile ilgili olarak ise, “İnci Kefali ifadesinin yanlışlığı biline biline neden ısrarla kullanılmaktadır? İşte asıl soru ve sorun burada başlamaktadır. Van Balığı ifadesinde rahatsız olan Ercişli hemşerilerimizin tepkileri özellikle tarafsız insanların “İnci Kefali” ifadesini kullanmaya itmektedir. Ancak bu kimliksiz ifade bazı çevreleri bir tuhaflığa götürmektedir. Bir afişte şu yazılmıştır; “Erciş İnci Kefali”… Bu mantıkla “Ahlat İnci Kefali”, Adilcevaz İnci Kefali”, “Tatvan İnci Kefali”, Gevaş İnci Kefali”, Edremit İnci Kefali” gibi yeni ifadeler de literatüre eklenmeliydi. Hatta Ünseli, Çiçekli gibi beldelerin bile bu zincire eklenmesi yanlış olmayacaktır. Bazı Ercişli arkadaşlarımız ya da dostlarımızla bu konuyu tartıştığımızda aslında Van Gölünün eski adının Erciş Gölü olduğunu bu nedenle zaten “Van Balığı” ifadesinin de doğru olmağı yönünde iddialarını duydum. Sadece Bizans hakimiyeti döneminde Arsisa diye isimlendirilmiş olsa da öncesi ve sonrasında Erciş Gölü ifadesi olmamıştır. Böyle bir ifadenin sadece Ercişli Emrah şiirlerinde olmasını, şairin Erciş kıyılarını anlatmak istediği ifadeleri bir isimlendirme varmış gibi sunmalarını hiç doğru bulmadığımı kendilerine her ortamda ilettim, bu yazı ile de bir kez daha söylüyorum; tarihte “Erciş Gölü” diye bir isimlendirme yoktur. Bu ifade; “Kalkın turnam kalkın Van’dan sökülün, Erciş’in gölüne konun turnalar…” satırlarında geçmekte olup, Erciş kıyılarını kastetmekte olduğu açıktır. Bilindiği gibi Erciş ile Van arasında birçok ilde olduğu gibi tatlı bir çekişme olduğu herkesin malumudur. Ama bu İnci Kefali tartışmalarının artık zarar verici boyuta geldiği, gerek Erciş’e gerek Van’a olumsuz sonuçlar yarattığı ortadadır.” Dedi.

 

BİRİLERİ BAŞKA BİR İSİM TAKMADAN SAHİP ÇIKALIM!

Türkiye’de ve dünyada günümüzde resmen yöresel marka savaşları yapıldığı bir dönemde olduğuna vurgu yapan ve bu konuda bir çok şehrin ve ülkenin büyük bir rekabet içinde olduğunu hatırlatan Oto, bu konuda Van Balığı isminin önem arzettiğini ve sahip çıkılması gerektiğini söyleyerek, “Bilindiği gibi günümüzde yöresel marka savaşları yaşanmaktadır. Söz gelimi baklavanın Türklere mi Yunanlılara mı ait olduğu mahkemelere taşınmaktadır. Rakı, yaprak sarma, bazı müzikler vb. Ülkemizde de bazı iller arasında bu vardır; Büryan kebabın Bitlis’e mi Siirt’e mi ait olduğu mahkemelere taşınmıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Buradaki temel özellik yöresel değerlerin markalaştırılıp gerek ticari gerekse turistik getirilerinin arttırılması çabalarıdır. Bunun yanında; Çorum Leblebisi, Akçaabat Köftesi, Trabzon Ekmeği, İnegöl Köfte, Bursa İskender, Karacasu Pide, Mersin Tantuni, Adana Kebab, Urfa Lahmacun-Çiğ Köfte, Antep Lahmacun-Baklava, Diyarbakır Kadayıf-Ciğer, Malatya Kayısı, Erzurum Cağ Kebabı, Hatay Sini-Kağıt Kebabı, Erzincan Tulum, Kars Kaşar, Bitlis Büryan, Konya Peynir Şekeri gibi yöresel markalar ilk akla gelenlerdendir. Bu çerçeveden bakıldığında “İnci Kefali” gibi kimliksiz, ruhsuz, bilimsel olmayan, kültürel mesaj taşımayan bir ifadenin kime ne karı olacaktır. Van Balığının yumurta bıraktığı akarsuların Erciş sınırları içinde olması bu balıkların Van Balığı isimlendirmesine engel değildir. Ayrıca Van Balığı; Erciş balık bendi dışında yaklaşık 12 akarsu yatağına yumurta bırakmaktadır. Erciş balık bendinin farkı; sadece bunların en büyüğü olmasıdır.” İfadelerine yer verdi.

 

“BİRİLERİ VAN ADINDAN RAHATSIZ OLUYOR…!”

Oto ayrıca konu ile ilgili olarak şu ifadelere yer verdi, “Diğer yandan tartışma Van Balığı'nın morfolojik, anatomik, fizyolojik, biyolojik ya da üreme biyolojisi tartışması değildir. Tartışma; Gıda Mühendisliğini ilgilendiren "yöresel gıdalar-yiyecekler" tartışması olup muhatap gıda mühendisleridir. Mücadele; yöresel marka mücadelesidir. Sonuç olarak "inci kefali" adlı bir balık yoktur, olmamıştır, bilimsel değildir, kültürel özelliği yoktur. Kastedilen balığın asıl adı "Van Balığı"dır. Sazangillerden bir tür olup dünyada sadece Van gölünde yaşadığı için de adı Van balığıdır. Birileri Van adından rahatsız oluyor diye kimse bu temelsiz tutarsız yaklaşımın ortağı olmamalıdır!”

 

“VALİLİĞE ÖNEMLİ ÇAĞRI!”

Tüm bu değerlendirmelerden sonra Van Balığı ismine sahip çıkmak için yetkili kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Oto, Van’a dair tüm değerlerin sahip çıkılması ve toplumun bu şekilde yönlendirilmesi yönünde tavsiyelerde bulunarak şöye konuştu; “Bu gerçekler ilgili taraflar arasında bir karara bağlanmalıdır. İlimizin tüm kurumları bu konuda etkin bir tavır sergilemelidir. İnci Kefali ifadesi gerek güncel kullanımdan, gerekse literatürden zaman içinde ayıklanmalıdır. Özellikle Van Valiliği ve ilgili kaymakamlıklar bu konuda bir tavır geliştirmeli, akademisyenleri halk ile karşı karşıya bırakmamalıdırlar. Van Kedisi, Van Kalesi, Van Peyniri, Van Gölü ifadeleri gibi Van Balığı ifadesi için toplum bilgilendirilmeli, alt yapısı, dayanağı olmayan düşünceler dikkate alınmamalıdır.”
(Şehrivan Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim