Bu ikinci bayram…

Mart ayında başlayan pandemi ilk ortaya çıktığında Ramazan Bayramı’na kadar bitsin de “Bayram edelim” temennisini taşıyorduk.

Ramazan geldi bitmedi.

Bayram oldu geçmedi.

Koronavirüs belası yayıldıkça, yayıldı.

Tedbirlere…
Uyarılara…

Çağrılara rağmen olmadı.

Salgın tüm hücrelere işledi adeta.

Her şey iyiye giderken de seyahat yasaklarının kalkması ile birlikte tüm şehirlerde bir anda artışlar oldu.

Tüm şehirlere yayılan o virüs bir daha da ayrılmaz oldu.

Daha önce vakaları sıfırlayan şehirlerde yeniden patlak verdi.

Sonra da yayıldı da yayıldı.         

Ramazan bayramında bitsin diye beklediğimiz Koronavirüs salgını “Kurban Bayramı’na kalmaz” demiştik.

Bir bayram daha geldi.

Bitmek bir yana…

İşler iyice değişti.

Azalıyor, Bitiyor diye sevindiğimiz vaka sayısını Van’da 100’ün altına düşürdüğümüz Van’da şu sıralar yoğun bakımlar, servisler doldu taştı.

Anlayacağınız…

Durumumuz iç açıcı değil.

Resmi makamlarda alınan tedbirlere, önlemlere rağmen olumyor.

Bazı şeyler kontrol edilmiyor, edilemiyor.

Maske konusu örneğin.

İnsanlar bir türlü tam anlamıyla takma işini alışmıyor.

Koluna, çenesine, başına takan sayısı normal maske kullananlardan daha fazla.

Böyle olunca da olmuyor.

İşte böyle yayılıyor.

Evde kalma olayı da öyle.

Yaşlılar, riskli gruplar da tedbirsiz bir şekilde sokağa çıkıyor.

Düğünlerin, buluşmaların haddi var hesabı yok!

İnsanlar ısrarla bir araya geliyor.

“Toplu alanlara girmeyin” çağrılarına, uyarılarına rağmen insanlar artık bu uyarıları neredeyse kendisine hakaret sayıyor.

Herkeste bir “Bana bişey olmaz” rahatlığı var.

Kimse hastalığın kendisine de bulaşabileceğine ihtimal vermiyor.

Herkes kendisini salgın konusunda en korumalı, en hijyenik kesim olarak görüyor.

Ama siz ne kadar korunursanız korunun bulunduğunuz ortamdaki insanlar tedbirlere uymayınca böyle yayılıyor işte.

Gelen yoğun bakımların dolduğu haberi, servislerin dolduğu söylemleri, hastaların artık evde tedaviye gönderildiği şeklindeki ifadeler gerçekten tedirgin edici.

Şahsen benim açımdan öyle.

Çünkü Allah korusun, bu aşamada çok problem olarak görülmeyen bu durum ilerde hepimiz açısından çok büyük sorunlar oluşturabilir.

İnanın Van’ın bu saatten sonra hasta koyacak yer bulamaması, sahra hastaneleri kurması, hasta tedavisine yetişemez duruma gelmesi adeta facia olur.

Bu durum olmaz bir şey değil.

Tedbir almaz, önlem almaz, vurdumduymaz davranırsak olur.

ABD’de oluyor, Brezilya’da oluyor, Rusya’da oluyor.

Koca Avrupa ülkelerinde bile oldu.

Burada da olur.

Biz seçilmiş değiliz.

Başımıza gelebilir.

Ama gelmesin.

Buna izin vermeyelim.

İki bayramdır bayram edemiyoruz.

Bari sonrakilerde bu dünyayı kasıp kavuran virüs belasını unutmuş olalım artık.

Aksi halde çok daha büyük acılar yaşayacağız.

Ekonomimiz, sağlığımız, huzurumuz iyiyce bozulursa toparlaması zor olacak.

O yüzden…

Ne yapalım, ne edelim bu bayramla birlikte bu virüsü def edelim.

Bayram da “Ben bayram ederim hiçbir şey olmaz” demeyin.

Toplu ortamlarda maskesiz, tedbirsiz gezmeyin.

Bir bayram daha biraz dişimizi sıkalım.

Bu iş bitsin artık.

Yoksa işin sonu daha kötü olabilir.

Bu kötülğü kendimize yapmayalım.

Allah ömür versin, daha çok bayramlar yaparız.
Yeter ki bu bayramları ölüm buluşmalarına dönüştürmeyelim.