Birkaç gün önce Anadolu Ajansı’ndan geçen bir haber gelecek adına bizleri oldukça heyecanlandırdı.

Yıllardır dilimize adeta pelesenk ettiğimiz; yeşil vatan, temiz hava, ve çocuklarımıza bozulmamış bir doğayı bırakabilmenin mümkün olduğunun en önemli kanıtı olan bu haberi paylaşmak istiyorum.

Habere göre; Rüzgar santralleri elektrik üretiminde ilki gerçekleştirdi. Üretimde ilk sırada yüzde 22,6 payla rüzgar enerjisi santralleri yer aldı. Bunu yüzde 22 ile doğal gaz santralleri ve yüzde 17,7 ile ithal kömür santralleri izledi.(AA)

Kontrolsüz nüfus artışı, büyüyen sanayileşme ve ilerleyen teknolojik gelişmelere bağlı olarak kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşan elektrik enerjisine olan ihtiyaç giderek artırmaktadır. Bu ihtiyaçlara paralel olarak da elektrik enerjisi üretimi çeşitlenmektedir. Ancak, üretim yapılırken yaşam alanlarımıza ve dünyamıza etkileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Elektrik enerjisi, yenilenebilir ve yenilenemez olarak ikiye ayrılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları; rüzgâr, güneş, dalga, gel-git, jeotermal, hidro ve biyokütle olarak çeşitlere ayrılmaktadır. Yenilenemez enerji kaynakları; Petrol, doğalgaz, kömür, nükleer gibi ömrü sınırlı olan kaynaklarıdır. Yenilenemez enerji kaynaklarının önümüzdeki yüz yıl içerisinde tamamen tükeneceği öngörülmektedir. Tabi yenilenemez enerji kaynaklarının doğada bıraktığı tahribat ve riskler de ayrıca değerlendirilmesi gereken bir başka konudur.

Bununla birlikte; yenilenebilir enerji kaynaklarının sürekliliği, doğa dostu ve ihtiyaçları karşılayacak potansiyelinin olması bu kaynakların önemini ortaya koymaktadır.

Yukarıda sözünü ettiğimiz habere göre; ülkemizde rüzgâr enerjisinden elde edilen enerjinin diğer enerjilere göre birinci sırada yer alması, gelecekte oluşan enerji ihtiyacımızın başlıca yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabileceğimizin mümkün olduğunu göstermektedir.

Ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

Aynı şekilde Van Gölü Havzası da yenilenebilir enerji kaynaklarından olan özellikle güneş ve rüzgar enerjisi bakımından azımsanmayacak potansiyeli bulunmaktadır. Binlerce yıl öncesinden bile Güneşin Başkenti Tuşba olarak adlandırılan Van’ın, yıllık 3.068 saatlik güneşlenme süresi ve 1.635 KWh/m2'lik ışınım değerlerine sahiptir. Elektrik enerjisi üretim verimliliği açısından ülkemizde ilk sıralarda yer almaktadır.

Van Gölü havzası, yine yenilenebilir enerji kaynaklarından olan rüzgar enerjisinden elektrik enerjisi üretmede de önemli bir potansiyele sahiptir.

Yakın bir zamanda Van’ın Gevaş ilçesinde 50 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak rüzgâr enerji santralleri RES’ler kuruldu. Van gölü Havzası Bitlis Rahova mevkiinde RES yapımlarına da başlandı.

Van Gölü Havzası özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyellerinden dolayı bu iki enerji kaynağı mümkün olduğu kadar tercih edilmelidir. Van Gölü Havzası, su (hidro) potansiyeli olan ve bu potansiyel enerjide kullanılmaktadır. Hidroelektrik santrallerin (HES) sınırlı bir ömrü ve doğayı olumsuz etkileyen yapısından dolayı yenilenebilir enerji kaynakları, elektrik üretiminde öncelenmesini öneriyoruz.

Tüm bunlar, bölge ve ülkemiz için oldukça güzel gelişmeler. Yeşil Vatan için yenilenebilir enerji kaynakları hayati önem arz etmektedir. Bölgemizde ve ülkemizde yenilenebilir enerji kaynakları arttırarak, dışa bağımlı enerji ihtiyacı ortadan kaldırılması sağlayabilir ve bunun yanında güzel bir gelecek de bırakabiliriz.

Dr. Erdoğan Özel