Yeni bir yazı ve konu ile merhaba.

Yıl 2008 Van DSİ İl Müdürlüğünde eğitim salonunda siyaset akademisi eğitimde bulunuyordum. Günün konuğu Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz. Bizlere deneğim ve tecrübelerini salondakilerle paylaşıyor. Yusuf Ziya Yılmaz 1990 yılında Van Karayolları Bölge Müdürlüğü yapmış biri. Belediye Başkanı Yılmaz, yaşadığı ilginç ve bir o kadar da sıra dışı bir konuyu bizle paylaşıyordu; “Ben Karadeniz kenarında bulunan komşu ülkelere şöyle bir baktım: Bulgaristan 7, Romanya 19, Ukrayna 40, Gürcistan 4, Rusya 135 milyon. Topladım 205 milyon nüfus dedim. Samsun’daki iş adamları ve tüccarı bu komşu ülkelere çıkarma yaptım ve iş bağlantılarını kurmaya gittik.”

Şimdi buraya ara verelim. Olayı Van eksenli düşünelim.

4 Eylül Van’a kazanılan Expo-Fuar ve Kongre Merkezin açılışında, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Sayın Hatice Çoban tarihi sözler sarf etti kanımca. Çoban; Van doğunun Paris’i deniyor. Ama bu demekle olmaz. Parisli kafası ile düşünürseniz burası Paris olur.”

Bana göre kullanılacak en güzel söz. Yıllardır herkesin sadece sözde dile getirdiği bir cümle ancak bu kadar güzel çerçevelenebilirdi! Sayın Hatice Çoban uzun yıllar Avrupa’da yaşamış yaşamın her kademesinde yer almış ve kendini iyi yetiştirmiş olarak görüyoruz. Karizmatik şık duran ve kendine sonsuz bir özgüvene sahip konuşma kabiliyeti ile her yönüyle DBP’nin sayılı siyasetçi ve yerel yöneticilerinden. Konuşmalarında vurguları önemle seçer, bu anlamıyla büyükşehir makamına yakışan da biri olarak görülüyor.

Burada iki konuyu bağlamamızdaki temel nokta iki siyasetçinin konuşması değil elbette. Kentlerin ve ekonominin yön verilmesindeki ‘rol’ modellerin, kent üzerindeki uygulayıcılıkları ve o kentin kaderine yönelik müdahaleleri!

Kendi fuarımızda, Van’ın gerçeklerini konuştuk, amenna. Ama bu konuşulanlardan önce yine yereldeki yöneticilerin bu söylemlerini biraz da somut olarak uygulamaya koyması gerekmiyor mu? Bakınız, Van kentinde son zamanlarda kime sorarsanız sorun iş dünyasının şimdiye kadar hiç böyle bir durgunluk görmediğini söylüyor. Doğrudur da! Ey Büyükşehir Belediyesi her neredeyseniz ne iş yapıyorsanız halk bu iş durgunluğunu sizden biliyor. Bunun farkında mısınız peki?

Van ilinin ekonomisi, emlak ve inşaat üzerine döndüğü ve piyasanın nefes bile almadığını memlekete inşaat sezonun kısa olduğunda malumumuzdur. Emlak imarın ne halde olduğunu parselasyona imarın engel olduğu gibi birçok sorun artık insanların canına tak etmiş durumda.
Uzmanlara göre inşaat yerelde ve genelde 200 kadar sektörü etkiliyor ve etkilediği gibi ardından sürüklüyor.

Eğer inşaat sektörün önü açılmazsa bu krizin yaraları daha çok derin olacaktır.

***

Herkesin duyduğu Van’da göçlerin olduğu duyumların yabana atılmamalı bu olup bitene kulak kapatamazsınız. Herkesin bir yerlere borçlu olduğunu, ya bankaya ya araç kredisine ya da konut kredilerine borçlu olduğunu unutmayın. Son bir ayda yereldeki Süper Marketlerin durumuna bir bakın kaç tanesi el değiştirdi veya kapatmak zorunda kaldı. Mantar gibi çoğalan ve zincirlerini Van’ın en kenarına kadar şube açan küçük ulusal marketlerde zaten işin çabası...

***

Van Organize Sanayindeki sanayici bir bakın akan ağlıyor. Sanayilere de şöyle bir bir gezin bakın halkınız ne halde olduğunu çok net göreceksiniz. O yüzden şunca esnaf yatırım için sıra bekliyor şeklindeki söylemlerden çıkıp “Bu halk aç uyurken boş ve işsiz gezerken biz nasıl rahat uyuruz?”, sizin bunu düşünmeniz gerekir.

***

Eğer bugün seçim olsa Van merkezli ne kadar belediye varsa hepsini kaybedeceğini kesin olarak söyleyebilir. Belediyelerin işi kendi rantını yaratması ve o kentin ekonomisine yön vermesi, yeni söylemelerle piyasa pozitif enerji yaratması lazım değil mi? Sizlerin sorumluluk bilincine daha duyarlı olmalısınız.

***

Bir hadiste; “Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz” demiş Efendimiz. (Buhari Nikâh, 91)

Bizden söylemesi!