Öyle görünüyor ki kentteki ölüm sessizliğine de, siyasi boşluğu da, ardı arkası gelmeyen iddialara da susmayan ve ses veren birileri çıkmaya başladı.

Üst üste 2 seçim yaşanılan dönemde, gerek hükümet temsilcilerinin gerekse de tüm partilerin siyasi temsilcilerinin en üstünde tuttuğu Van’da en sıkıntı dönemlerde ne konuşan ne de imdada yetişen kimse olmadı maalesef.

Yerel seçimle birlikte gözden de gönülden de ‘ırak’ kalan kent zaman içerisinde tam anlamıyla sahipsizliği hissetti. Önümüzdeki seçimin 2015 Haziran’ın da olmasını göz önünde bulundurduğumuzda en azından yılbaşına kadar olan süreci Ankara merkezli siyasetçilerden uzak geçireceği beklenen kentte bu süreçte çok şey konuşuldu, ilginç iddialar yazıldı çizildi, büyük sorunlar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.

Kentte büyük bir ekonomik krizin olduğu, vergi terkininin bu süreçten kurtulmak için tek kurtuluş olduğu, kentte ciddi bir sermaye ve beyin göçünün yaşandığı, STK’ların kentin kötü gidişatına seyirce kaldığı, kimine göre PKK’nin kimine göre bazı çetelerin esnaftan vergi topladığı, devletin elini kentten çektiği, siyasilerin iyiden iyiye ilgisizleştiği, yerel yöneticilerin işin içinden çıkamadığı, büyükşehir bir türlü kurulamadığı…

İşte bunlar seçimlerin ardından Van’a yüz yüze geldiği ve kamuoyunun konuştuğu ‘mevcut’ sıkıntılardan sadece bir kaçı…

Neyse ki, yaşanılan bu sorunlar devam ederken, korunan sessizlik de hafiften bozulmaya başlandı. Özellikle geçtiğimiz hafta içerisinde birilerinin hala ‘hayatta’ olduğunu ve kente garip giden bir şeylerden haberdar olduğunu öğrendik.

Bir kaçını hatırlayalım:

VARAN 1

-Vali üst üste 2 programda isim vererek büyükşehir belediye başkanı Bekir Kaya’ya işbirliği çağrısı yaptı. “Bu programlarda belediye başkanı da olmalı” olmalıydı diyerek yapılmayan işbirliğine veryansın etti. Deyim yerindeyse Valilik-Belediye savaşına “Edî beşe!” dedi.

VARAN 2

-STK’ların suskunluğunu, ürkekliğini ve diyalogsuzluğunu sürdürdüğü bir dönemde Kent Konseyi ‘Büyükşehir’ unvanını taktı ismine ve önemli bir işe girişti. Gidişat öyle bir noktaya geldiği ki Başkan Ümit Keser, ‘STK’lar arası diyalogsuzluk’ üzerine bir çalıştay başlattı. 25 Eylül’de kentin önde gelenleri Van’daki ‘kuzuların’ sessizliğini konuşacak!

VARAN 3

-Konuşulanlar ve söylenilenleri sessizlik ile takip eden isimlerden birisi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya sessizliğine son verdi. Fuarda yaptığı konuşmada işbirliği konusundaki eleştirileri ‘her türlü işbirliğine varız’ diyerek cevap verdi. Bazı durumlarda ‘kasıtlı’ olarak işbirliğine girişmediklerini de itiraf eden Kaya, bu noktada tek sorunun kendilerinin değil, bazı durumlarda kendilerini işin dışında tutanlara da gönderme yaptı. Bununla da yetinmeyen Kaya, “Birileri Van’ı terk ediyor” iddiaları ile ilgili olarak da “Araştırma yaptık, kimse Van’ı terk etmiyor.” Diyerek iddiaları yalanladı. Buna rağmen kentte bir sermaye göçü yaşadığı hala en çok konuşulan konuların başında geliyor.

***

Sorunların çözümünde bu 3 çıkış nasıl bir katkı sunacak bilmiyorum ama en azından kentle ilgili gelişmeler noktasında ‘anlamlı’ çıkışlar olacağına eminim. Bu kent hiçbir zaman bu kadar büyük bir huzursuzluk ve çözümsüzlük ile yüzleşmemişken dedikodudan da, söylentiden de ibaret olsa konuşulan bu sorunlarla ilgili artık birilerinin bir şeyler söylemesi, bir şeyler yapması gerekiyordu. İsabet oldu, darısı çözüm konusunda yapılacak işbirliklerinde.

***

TURİZM FUARININ GÖZDESİ MÜNİR KARALOĞLU!

Depremden sonra şöyle birkaç yıllık sürece göz atanlar hatırlayacaktır. Açılışı kısa süre önce yapılan Fuar ve Kongre Merkezi Ak Partili bakanlardan, milletvekillerine, teşkilatçılardan, ilçe başkanlarına kadar herkesin en büyük ‘reklam’ malzemelerinden birisiydi.

Yıllardır öve öve bitirilemeyen fuarın beklenildiği gibi bu yıl bitirildi ama övgüleri de, beklentileri de havada kaldı.

Açılışa sayılı günler kala adı Tuşba Fuar Merkezi iken Van Ortadoğu EXPO olarak değiştirilen, ilk fuarını Van’ın kanayan yarası olan ‘inşaat’ üzerine yapan fuar ‘maalesef’ kent adına fiyaskodan öteye geçemedi. Reklamını yapan siyasetçiler başta olmak üzere kentin mülki, idari amirleri ve yerel yöneticilerinin bile ilgi göstermediği açılışa ‘Ankara’da uzak kalırken bu ilgisizlik fuara katılanların da tepkisini almıştı. Hele de üzerine yapılan fuar depremden bu yana bir türlü düzelemeyen ‘inşaat’ olunca…

İlkindeki ilgisizliğe de durgunluğa da ‘İnşaat Ya Resullullah’ dedik, ikincisinde düzelir temennisinde bulunduk ama Van’ın son zamanlardaki en güçlü sektörü olan Turizm sektöründe düzenlenen Turizm ve Seyahat Fuarı’nda da aslında kent olarak ekonominin ve sektörün ne durumda olduğunu açık seçik görme fırsatı bulduk.

Bilmem gideniniz oldu mu? Olmadıysa size kısa bir betimleme ile geçmiş yıllardaki çadır fuarları mumla aratan o fuar ortamından kısa bir söz edeyim:

Şaşalı fuar ve kongre merkezi Van Denizi Turizm ve Seyahat Fuarı ile gelenleri karşılıyor. Adı itibariyle içeriye girdiğinizde turizm ve seyahat adına bomba tanıtımlar ve rengarenk bir fuar bekliyorsunuz. İçeriye girer girmez Rescate ve Elit World gibi Van’ın turizmine 5 yıldız katan iki 5 yıldızlı oteli görünce bir tebessüm oluşuyor ama fuarın gerisini gezince tam bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.

Fuarda turizm acenteleri yok, seyahat sektöründe iş yapan firmalar yok, sektörün Van dışındaki temsilcileri yok, sektörle dolaylı olarak alakalı stantlar yok. Ne var biliyor musunuz?

Bu fuar ve kongre merkezinin yapılmasında büyük payı olan Münir Karaloğlu’nun yeni Valilik makamının olduğu Bursa’nın göbekte koca bir standı, bölge illerinin yarı Valilik, yarı ‘fındık-fıstık’ reyonları, adını sayamadığım diğer birkaç hatırı sayılır kıymetli katılımcının dışında da bir masa bir sandalye ile tanıtım yapan birkaç firma işte…

Bunca para ve emek harcanarak yapılan fuarda mısınız, yoksa cenazede misiniz havasını veren ölüm sessizliği ve fuardan uzak sessizlik de cabası.

Bir zamanlar çadırlarda, halı sahalarda daha şaşalı ve büyük fuarlar yapan şirketle bugün bu fuarları yapan firma aynı. Onları tenzih ederek söylüyorum ama eğer ki Van’da bu merkezde fuarlar bu haliyle devam edecekse bunca paranın harcanmasına yazık olmuş!

Zira Türkiye’nin konuştuğu Asya İpekyolu Fuarları’nı hatırlayınca bu iki fuarı gördükten sonra kent adına ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyorum.

Bursa Valiliğinin, Van Valiliği’nden daha güzel ve özenle tanıtıldığı bu fuar kim için neyi ifade ediyor bilmiyorum ama Van’ın deprem sonrası tüm sektörlerde arayış içinde olduğu ve zor bir süreçten geçtiği şu dönemde bu iş sadece bir firmanın ikili görüşmelerine bırakılmamalıydı.

Valiliği de, büyükşehir belediyesi de, Van TSO’su da, gölgesinde kalan VATBO’su da, VESOB’u ve her fuarda alakası bulunan diğer oda ve meslek kuruluşları da sektörel buluşmalarda pay sahibi olmalıydı.

Aksi taktirde ‘sözde’ sektörel fuarlar olarak ayrı ayrı gerçekleştirilen bu fuarlarda sizin de, bu fuara katılan Vanlıların da, şehir ve ülke dışından gelen katılımcıların da aklında:

-Cevher Bal standında içilen bal şerbetinin,
-YYÜ standındaki Van Kedileri’nin güzel gözlerinin,
-Van Kahvaltısı Derneği’nde ikram edilen Van Kahvaltısı’nın ve yöresel tatların dışında bir şey kalmayacaktır.

İnşaat fuarında pişmaniye, turizm fuarında bal yemeye devam!

Büyük eserinizle gurur duyun!

(Bu arada çadır ve halı saha fuarlarındaki pişmaniye standının bu fuarda olmaması sanırım Van’ın fuarlardaki en büyük eksikliği olmuş(!). Bari pişmaniye olsaydı da eski Van fuarlarına geldiğimizi hatırlasaydık.)