ŞEHRİVAN GÜNCEL: ERDAL ERBAŞ / MENDUH ÇALIŞKAN - 9 Kasım Van Depremi nedeniyle “Depreme Hazırlıklı Toplum” semineri düzenlendi.

 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) ve Van Genç İşadamları Derneği (VANGİAD) işbirliğinde düzenlenen seminerde, deprem bilinci, depreme hazırlık, deprem sonrası konuları anlatıldı.

 

“DEPREMLERLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ”

Düzenlenen programda konuşan Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Karakuş şu ifadelere yer verdi: “Ben Muğla’dan geliyorum. Muğla’da deprem bölgesinde yer alan bir şehir. Depremlerle yaşamayı öğrendik diyebilirim. Son birkaç yıldır gün aşırı sallanıyoruz. En son 6,5 büyüklüğünde bir deprem yaşadık. Orada da yıkımlar oldu. Türkiye’deyiz ve depremlerle yaşamayı öğreneceğiz.”

 

KARAKUŞ: BERABERLİĞİN GÖSTERGESİYDİ

Karakuş, “Van depremi Türkiye’deki birlik ve beraberliğin en güzel göstergesiydi. O tarihte bütün odalar olarak elimizden gelen gayreti göstermeye çalıştık. Türkiye Odalar Borsalar Birliği olarak Rıfat Başkanımız 6 maddelik hem maddi hem de manevi destek paketi açıkladı. Bunun dışında 25 milyonluk faizsiz kredi desteği ile işlerin ve ekonominin bir an önce düzelmesi için gereken desteği yapamaya çalıştık. 12 Dev Adam Spor Salonu’nun Erciş’te yapıp gençlerimize teslim ettik. Gençlerin üzüntüleri hafiflesin ve spor yapabilecekleri bir alan olsun istedik. Muğla bir tarafta Van bir tarafta ancak. Emin olun bizde aynı acıyı o dönemde htik. Yaraların sarılmasında bir nebze de olsa katkımız olduysa bu bize mutluluk verir.” İfadelerini kullandı.

 

TAKVA: VAN DEPREMİNİ UNUTMAYACAĞIZ

Programda bir konuşma yapan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva da, şöyle konuştu: “Bugün 9 Kasım 2017. Yani 6 yıl Önce 2011 yılında Van’da yaşanan 2. Yıkıcı depremin seneyi devriyesi. Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak Depremleri unutmayacağız. Unutmadığımız içinde bugün farkındalık oluşturacak bu paneli düzenliyoruz. Van bundan 6 yıl önce iki yıkıcı deprem yaşadı. Bu depremlerde 644 canımızı kaybettik. Depremlerde 30 bin konut ve 3 bin iş yerimiz kullanılamaz hale geldi. Deprem sonrası ilimiz ekonomik ve sosyal çöküntü yaşadı. İşyerleri uzun süre açılmadı, insanlarımız kendilerine kalacak güvenli bir yer bulmanın telaşını yaşadı.”

 

“8 MİLYON ÖDEYEBİLECEK BİR ŞEHİR DEĞİLİZ”

Deprem döneminden sonra Van’ın büyük bir göç aldığını söyleyen Takva, “İnsanlarımız evlerini, işyerlerini terk ederek farklı illere gittiler. Merkezi hükümetin ve yurttaşların samimi yaklaşımları ve özverili çalışmaları neticesinde depremin yarattığı tahribatın giderilmesine çalışıldı. Ancak deprem dönemine ilişkin uygulamaların sonuçları sonraki dönemde yerel bir ekonomik krize dönüştü. Kullanılan krediler, TOKİ konutları, vergi ertelemeleri bugün ne yazık ki kent ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir. Biz her ay TOKİ’ye 8 milyon para ödüyoruz. Depremin hemen ardından Hükümetimizin yaptıklarına, halkımızın sağduyusuna teşekkür ediyoruz, takdir ediyoruz ama 18 yıl boyunca ayda 8 milyon ödeyebilecek bir şehir değiliz. Her ay ödenen 8 milyon TL ticaretimizi de kilitliyor. Şuan ekonomik yaralarımızı borçlanarak sarıyoruz.” Dedi.

 

BORÇLARA DEĞİNDİ VE EKLEDİ

“Van bu kadar borcu ödeyebilecek zengin bir şehir değil.” diyen Takva şöyle devam etti: “Van'ın hala kamu destekleriyle kendi gelişimini sağlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu da bir gerçek realitedir. Bizim hala kamuya ihtiyacımız var. Hala bir Kocaeli, İstanbul değiliz. En zenginimiz bile her gün ağlıyor. Demek ki zenginlik yok. Van tarih boyunca her zaman çevresinde çok önemli bir yaşam merkezi olmuştur. Tabiri caizse küllerinden doğmuştur. İki ağır deprem yaşamasına rağmen, depremden sonra nüfusu artış gösteren ender şehirlerden biridir.”

 

“NÜFUS ÜZERİNDE DEĞİŞİM OLDU”

Deprem dönemindeki nüfus değişimine de değinen Takva, “Tabi depremin nüfus değişimi üzerinde de önemli etkileri oldu. Depremden sonra ilimizi zorunlu olarak terk eden vatandaşlarımızdan 68 Bin vatandaşımız geri gelmedi. Bu insanlarımız genelde Van’da ticaret yapan insanlarımız ve aileleriydi. Ama hayatın normalleşmeye başlamasıyla birlikte çevre illerden büyük göç aldık. Bu durum kentin nüfus yapısını da etkiledi. Van’da Ortalama 50 yılda bir yıkıcı depremlerin yaşanmasına rağmen her zaman insanların artarak yerleştiği, muhteşem bir yerleşke ve yaşam alanıdır. Deprem öncesi nüfus ile bugün ki nüfus sayımıza bakacak olursak bunu net şekilde görme imkanımız oluyor.” Şeklinde konuştu.

 

SALAZ: ANCAK YAŞAYANLAR BİLİR

Van Girişimci İşadamları Derneği (VANGİAD) Başkanı Kadri Salaz ise şunları söyledi: “Yaklaşık 6 yıldır artçıların hiç kesilmeden devam ettiği bir dönem yaşadık. Her artçıdan sonra deprem sohbetleri günün en önemli konusu haline geldi. Van’da herkesin bir deprem hikayesi var. Herkes bu yaşadıkları bu acıları anlatırlar. Çekilen acılar, yitirilen canlar, yıkılan evler ve Van’ı terk etmek zorunda kalan binlerce hemşerimizi dinler durursunuz. Sadece Van’da değil, depremden sonra Van dışına giden vatandaşlarında çektiği sıkıntılar var. Üstüne daha önce pek yaşanmamış şiddette bir kış, yağan 40-50 santimlik kar ve -30 derecelere varan soğuklarda çekilen çileyi ancak yaşayanlar bilir.”

 

ALTAYLI: VAN GÜZEL BİR ŞEHİR

Van’da bulunan ve programa katılan Gazeteci Fatih Altaylı ise, "Van'da olmaktan mutluluk duyuyorum, çünkü Vanlıyım. Deprem zamanı Van'daydım, depremde gördüklerime üzüldüm, Marmara depreminde yaşadıklarımız geldi aklıma. Van çok güzel bir şehir. Deprem günü görmüş olduğum çok güzel bir şehri kendi seçmiş olduğumuz belediyelerle, kendi atadığımız valiler, kendi şeçtiğimiz hükümetler eliyle çok güzel bir şekilde katletmişiz. Benim çocukluğumda Van şöyleydi, her yerde yalaklar vardı içilebilecek sular vardı, çok yüksek binalar yoktu, iki katlı maksimum 3 katlı binalar vardı, bahçeleri vardı. Van daha önce de deprem yaşamıştı, köylerdeki kerpiç evler dışında çok fazla ev yıkılmamıştı.”

 

“DEPREMİ UNUTMAMAK GEREKİYOR”

Altaylı konuşmasının devamında şunları söyledi: “Son depremde bu kadar kayıp vermemizin sebebi aslında deprem değildi, Van'ı bu hale getiren kendi elimizle seçtiğimiz yöneticiler, kendi elimizle atadığımız yetkililer ve kendi yaptığımız binalardı. Üç beş kuruş rant uğruna öleceklerini bile bile o binalar yerleştirdik. Van'da şu an gördüğüm bir toparlanma var onun için moral bozukluğum biraz azaldı. Bu depremi unutmamak lazım, her sene anmak lazım. Şehrin bir yerine bir anıt yapıp kaybettiğimiz insanları orada anmamız lazım. Çünkü biz başı şeyleri çok çabuk unutuyoruz. Marmara depremi oldu sorsak belki çok az insan hatırlar. Biraz daha para kazanacağız, biraz daha rant elde edeceğiz kötü binalar, yüksek binalar yapmayacağız diye umuyorum. Bu depremde neden insanların öldüğünü gelecek nesillere anlatmamız lazım."

 

Program, Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Suvat Parin moderatörlüğünde, Karamoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oya Açıkalın Rashem’in sunumuyla devam etti.

Editör: TE Bilisim