Ömer TOKTAŞ-Önder ALTINAL / Şehrivan ÖZEL


Son dönemlerde kullanımı giderek artan ve kullanım yaşı gittikçe düşen madde bağımlılığı ile ilgili Mazlum-Der Van Şube Başkanı Yakup Aslan çarpıcı açıklamalarda bulundu. Daha önce de madde bağımlılığı ile ilgili çalışmalar yürüten Aslan, yetkililerin madde bağımlılığının engellemesi konusunda duyarsız olduğunu ifade ederek, “Sokak ortasında ve bina köşelerinde uyuşturucu madde alışverişine defalarca şahit oldum. Sokakta torbacı peşinden koşmak bizim işimiz değil. İdari yetkililer kendini toplumun bir ferdi olarak görmeli ve gerekli önlemleri almalıdır.” Dedi.

“KANA EKMEK DOĞRUYORLAR”

Uyuşturucu madde piyasasının Dünya çapında petrol zenginleriyle yarışacak bir bütçeye sahip olduğunu belirten Aslan “Bildiğiniz gibi Türkiye’nin bütün şehirlerinde yaygın olduğu gibi Van’da da uyuşturucu konusu toplumun en büyük sorunlarından biridir. Bizde Mazlum-Der olarak son zamanlarda vatandaşları bu konuda duyarlılığa ve aileleri daha da bilinçli kılmaya çağırdık. Gerek gazeteler aracılığıyla gerek televizyon programları aracılığıyla böyle bir duyarlılık konusunda çağrıda bulunduk. Çeşitli görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmeler neticesinde Büyükşehir Belediyesi’nde bir komisyon bu soruna el uzattı. Bu mesele üzerinde çalışacağız ve tüm sivil toplum kuruluşları ile birlikte bu konuda gidebildiğimiz son noktaya kadar gideceğiz. Çocuklarımızı zehir tuzağına çeken bu yaptırımın sona ermesi için elimizden geleni yapacağız. Yine bildiğiniz gibi Dünya çapında uyuşturucu piyasası 320 milyarlık bir kapasiteye sahip. Şu da bir gerçek ki bu para çocuklarımızın ölüme gönderilmesi neticesinde kazanılıyor. Bizim çocuklarımızın kanına ekmek doğrayarak para kazanıyorlar. Biz bunun ahlaki ve insanı olmadığını belirttik. Bununla ilgili Van TV’de 3 program yaptık. Bu programlarda madde kullanımının Van’da yaygınlaştığına, ilkokul sıralarına indiğine, sokakların artık madde bağımlıları ile dolup taştığına değindik. Bu alışverişin artık sokak ortasında aleni bir şekilde yapıldığını gözlemledik. Toplumun tamamında bizim bu mesajımız neticesinde bir duyarlılık oluştu. Toplum içerisine çıktığımızda tebrikler alıyoruz. Vatandaşlar destekleri ile yanımızda olduklarını belirtiyor.” Dedi.

“GÜVENLİK GÜÇLERİ GÖREVİNİ YAPMALI”

Uyuşturucu satışının sokaklarda yapıldığına şahit olduğunu söyleyen Aslan “Düşünün toplumun bu şekilde önem verdiği bir sorun, bu kadar aleni bir hale gelen bir sorun. Benim çektiğim bir fotoğraf var. Fotoğraf karesinde iki satıcı, bir alıcı ile görüşüyor. Alıcıdan önce ücreti alıyorlar, ardından zehri vererek gelip arkamızda oturuyorlar ve aynı muhabbete devam ediyorlar. Bu olay da bu ticaretin ne kadar rahat yapıldığının bence bir göstergesidir. Bu ticareti yapanlar içerisinde mülteci konumunda olan insanlar var. Biz buna dikkat çekmek istedik. Bizim ülkemizin vatandaşı olmayıp gelip burada bu ticareti yapanlar var. Sanat sokağı bu ticaretin en çok yapıldığı bölgelerden biridir. Bu sokakta iki MOBESE kamerası bulunmasına rağmen hiç güvenlik önlemi alınmıyor. Biz polisin görevini yapması gerektiğini ve polisin kendini bu toplumdan biri olarak görmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz. İldeki bütün kurumların bu konu hakkında duyarlı olması gerektiğini belirttik. Bize gelen çeşitli telefonlarda güvenlik güçlerinin duyarsız davrandığı veya bazı noktalarda güvenlik güçlerinin de bu uyuşturucu çeteleri içinde yer aldığı gibi şikâyetler geliyor. Her şey toplumun gözü önünde şeffaf bir şekilde gerekleşiyor. Telefonla arayanlar milyonlarca insanın önünde bunları söylüyordu. Bunları dile getirmemizden rahatsızlıklar duyuldu. Tekel binası arkasında ki tenha bölgede uyuşturucu rahatça kullanılıyor ve satılıyordu. Ancak bu yapılar yıkıldı. Artık burada uyuşturucu ticareti yapılmıyor. Ancak birçok noktada halen uyuşturucu ticaretinin yapıldığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“KİMSE KILINI BİLE KIPIRDATMADI”

Uyuşturucu madde kullanımıyla ilgili gerekli mercilerle defalarca görüştüğünü fakat bir yanıt alamadığını belirten Aslan “Ben bundan 2 yıl önce İl Özel İdaresi İnsan Hakları Komisyonu’nun yaptığı bir toplantıda vatandaşın tekel binası arkasında gündüz vaktinde uyuşturucu kullandığını ve bu kullanımın tam Valilik binasının karşısında yapıldığını dile getirdim. Tabiri caizse kimse kılını bile kıpırdatmadı. Neticede Tekel binası yıkıldı ve birkaç torbacı gözaltına alındı. Ayrıca bu da bilinmeli ki bu iş benim görevim değil. Yani bizim işimiz sahada torbacıların peşinde koşmak değil. Van’da birçok insan bunun nerede satıldığını biliyorsa, denetim yapılmıyorsa, eğer okulların çevreleri denetim altında değilse vatandaş ne yapsın. Çaldıran da bu uyarılar defalarca yapıldı. Bu uyarılar dikkate alınmadığı için bir genç bıçaklanarak hayatını kaybetti. Ardından bu olayın olduğu mevkide bulunan okula iki koruma görevlendirildi. Bu olaydan sonra gelen telefonlarda vatandaşlar uyuşturucu ticaretini buraya gönderilen korumaların yaptığını söyledi.” Dedi.

“TEDAVİ İSTEYEN VAR AMA İMKAN YOK”

İdari görevlilerin toplumu benimsemesi gerektiğini belirten Yakup Aslan “Bizim bu gibi uyarılarda bulunmamız gerekiyor. Biz protokol karşısında bürokrasi yapmak için yapmıyoruz bu işi. Biz kendimizi bu topluma yabancı hissetmiyoruz. Bu sorunlarla ilgilenmeyenler kendini bu toplumdan hissetmeyenlerdir. Bu iş bu şekilde yürüdüğü için bu sorunlar kangren haline dönüşmektedir. Eğer bizim yetkililerimiz kendini toplumdan soyutluyorsa bizim idarecilerimizi kendimiz seçmemiz gerekir. İkinci önemli duyurumuz olarak bunu belirtiyorum. Eğer idari görevlilerimiz kendini bu topluma ait görmüyorsa, kendini bu toplumdan üstün tutuyorsa Van halkı kendi idarecilerini kendisi seçmelidir. 30 Bine yakın uyuşturucu kullanıcısı var. Bunların yaklaşık 2 bine yakını tedavi için gerekli noktalara başvurmuş. Bu 2 bin insanın tedavisi için Bölge Hastanesi’nde 12 yataklı bir poliklinik hizmet veriyor. Ben size soruyorum sizce böyle bir ihtiyaç karşısında bu tedavi alanları yeterli midir? Yakın zamanda Anadolu Konteyner kent’ten konuştuğum bayan vardı. Kocası madde bağımlısı olduğu için evini terk etmişti. Kadınlara kadar yaygınlaşan bir sorunumuz var. Bunun önlemini kısa sürede almalıyız. Kullanan kadınlar aileleri dışlanacağı için toplumdan tecrit ediliyor. Göstermelik bir şekilde 2-3 torbacının içeri alınması ile ya da ifadelerinin alınmasıyla bu sorun halledilmez.” Şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim