Kırda dolaşan bir adamın ayağını köpek ısırmıştı. Hem de öyle bir hırsla ısırmıştı ki, sanki dişlerinden zehir saçmıştı. Adamcağız acısından bütün gece uyuyamadı. Küçük kızı babasının hâline acıyarak ona çıkıştı, sesini sertleştirerek:

"Babacığım, senin dişin yok muydu? Sen de onun ayağını ısırsaydın!" dedi.

Adamcağız ağlarken, ayağının acısını unutarak gülümsedi:

"A benim güzel kızım, elbet benim de dişim var, köpeğin ayağını ısırmaya da gücüm yeterdi. Fakat ağzımın köpeğe dokunmasına gönlüm razı olmadı. Bu iş o kadar çirkin, o kadar iğrenç ki, birisi eline silahını alıp şu köpeğin ayağını ısıracaksın, yoksa seni öldürürüm dese, yine de yapamam!"

***

İnsan sosyal bir varlıktır. Bu nedenle gün içinde diğer insanlarla dolaylı veya dolaysız ilişkileri olur. Doğal olarak her ilişki olumlu sonuçlanmaz. Bunun sebebi muhatap olduğumuz insanların yetişme tarzı, eğitimleri, sosyal durumları ve özellikle asıl sebebini bilemediğimiz özel bir kısım sıkıntılara bağlı olarak o anki ruh durumlarının etkisiyle ortaya çıkan olumsuz davranışlarıdır. 

İnsan bir makine değildir; dolayısıyla yaşadığı durum ve ortamlardan etkilenip “normalden farklı” tavırlar sergileyebilir. Bu tür “anlık” normal olmayan davranışlar sergileyen kişilerle, karakter zaafiyeti olan kişileri ayırt edip, ona göre muamele yapmak lazım. Bunu anlamak zor olabilir ancak sabır gösterilirse bir süre sonra bu tür insanları ayırt edecek melekelere sahip olunabilir. Aslında özel bir kısım sebeplerden dolayı anlık olumsuz davranışlar sergileyen kişileri fark edip onlara yardımcı olduğunuzda, o anki durumlarından eser kalmaz. Eser kalmamakla beraber, genellikle kaba davranışlarından dolayı özür de dilerler.

Diğer taraftan karakter zaafiyeti olan veya ruh sağlığı iyi olmayan insanları da “hasta” kabul edip sevgimizle kazanmak lazım. Sevgiyle kazanılmayacak kişiler de vardır; ancak bunların sayısı dikkate alınmayacak kadar azdır.

Okuduğum bir eserde şöyle bir hikâyeye rastlamıştım:

Taksinin biri yolda giderken bir araba, park ettiği yerden aniden önüne çıkar. Taksinin şoförü sert bir şekilde frene basarak diğer arabaya çarpmaktan kıl payı kurtulur.  Hatalı olduğu hâlde, diğer aracın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başlar. Taksi şoförü ise gayet sakin bir tavırla ona gülümseyerek içten bir şekilde el sallar. Müşteri bütün bu olanların şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştır.

Taksiciye sorar:

 “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti!”

Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek:

“Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşırlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktirirler. Dolduklarında ise çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyarlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Üstünüze almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”

Trafikte, kuralları alt üst ederek araç kullanan sürücülere rastladığım zaman, olumsuz tepki vermeyip bu hikâyedeki yaklaşıma ilave olarak şöyle düşünüyor ve o kişiye dua ediyorum:

“Allah yardımcısı olsun, kim bilir ne derdi vardır.  Acaba bir hastasını hastaneye yetiştirmeye mi çalışıyor vs.” Öbür türlü düşündüğünüzde, elinizden bir şey gelmediği için sinirlenir ve o sinirle siz de hata yapmaya başlarsınız. Çocuklarıma trafiğe çıkarken çok tecrübeli bir sürüş hocasından öğrendiğim şu tavsiyeyi yapıyorum:

“Trafiğe çıkarken kendinize şu telkini yapın: ‘Herkes deli! Bir tek ben akıllıyım.’ Bu sebeple trafikte aykırı davranan bir  ‘deli’ ye (!)

rastladığınızda, size bulaşmaması için kendisiyle hiç uğraşmadan ona yol verin.”

“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet 34)

Yaşamda yardımcı olma şansınızın olmadığı bir kısım “aykırı” insan tipleri ile karşılaşabilirsiniz. Bu tür insanlara ıslah olmaları için yürekten dua ettiğinizde, bir süre sonra onlara merhamet duymaya başlarsınız.

Bu konu ile ilgili olarak Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et."

Bir adam:

“Ya Resulallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse ona nasıl yardım edeyim, söyler misin?” dedi. Peygamberimiz:

"Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir" buyurdu. 

Umulur ki çaba ve dualarımız bu insanların zulmüne engel olup, onlara fayda sağlar.