Kürt Siyaseti’nde herşeyi büyük bir belirsizlik içine düştüğü bir dönemde HDP ile ‘Türkiyelileşiyoruz’ diyen HDP ‘Büyük İnsanlık’ diyerek yola çıktı, ‘Bizler Meclise’ diyerek seçim çalışması yaptı ve 7 Haziran seçimlerine damgasını vuran parti olarak meclisin yolunu tuttu. AK Parti’nin 13 yıllık iktidarında en az milletvekili çıkardığı seçim olması, oyunu yüzde 40’lara kadar geriletmiş olması, CHP’nin hedeflediği oranın altında kalması, MHP’nin başarı ile çıkması konuşulmuyor. Konuşulan tek şey var: HDP’nin barajları yıkması…

 

HDP, Hakkâri’de yüzde 87,1, Şırnak’ta yüzde 84,3, Ağrı’da yüzde 78,3 Diyarbakır’da yüzde 77,8 Van’da yüzde 73,8 Mardin’de yüzde 73,6, Batman’da yüzde 72,6, Siirt’te yüzde 64,9, Tunceli’de yüzde 60,2, Bitlis’te yüzde 59,6, Iğdır’da yüzde 56,6, Kars’ta yüzde 44,2, Ardahan’da yüzde 31,1 oy alarak buralarda birinci parti olmayı başardı. Diyarbakır, Mardin ve Van’daki 25 milletvekilliği koltuğundan 22 tanesini alan HDP bu üç kentte bir vekilliği AKP’ye kaptırdı. HDP, Şırnak, Hakkari, Tunceli, Ağrı, Iğdır’ı ise süpürdü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ’nun memleketinde tulum çıkaran HDP, daha önce AKP’nin birinci parti olduğu Kars, Ağrı, Bitlis ve Ardahan’ı almayı başardı. Doğu ve Güneydoğu’dan büyük zaferle çıkan HDP sürprizi büyük kentlerde yaptı. Daha önce milletvekili çıkarmayı başaramadığı Gaziantep, Ardahan, Bursa, Antalya, Erzurum, Adıyaman ve Ankara’dan koltuk kazanan HDP’nin en çok vekil çıkardığı il İstanbul oldu. İstanbul’dan alınan yüzde 12.6’lık oy HDP'ye 11 vekillik getirdi. HDP oylarını yaklaşık yüzde 7 olarak artırırken İstanbul’da AKP ve CHP’den sonra üçüncü parti olmayı başardı.

 

Daha neler neler…

 

-İlk kez parti olarak seçime giren HDP, yüzde 10'luk barajın çok üstünde oy alarak resmi olmayan sonuçlara göre 80 milletvekilini TBMM'ye gönderdi.

-Güneydoğu ve Doğu Anadolu kentlerinin yanı sıra büyük şehirlerden gelen oylar HDP'nin barajı aşmasını sağladı.

-HDP 7 kentte ilk kez milletvekili çıkardı.

-Güneydoğu’nun lokomotifi Diyarbakır’da, Doğu Anadolu’nun lokomotifi Van’da resmen AK Parti’yi sildi. Kürtlerin en büyük temsilcisi olma ünvanını kaybetti. Alınan sonuçlarla İstanbul dünyanın en büyük Kürt şehri ünvanını kazandı.

-Van görülmemiş bir zaferin ve yenilgiye şahitlik etti.

-HDP cenahının bile belki seçim hesaplarının üstünde bir seçim sonucu ortaya çıkarken sadece HDP’nin başarıya ulaşan projesi değil AK Parti’nin yanlışları da seçmen eliyle ilk kez bu kadar net bir şekilde gün yüzüne çıktı.

 

HDP’nin genelde elde ettiği yüzde 13’lük oy oranı ve 80 vekillik başarısı iki gündür enine boyuna değerlendiriliyor. MHP gibi bir partiyle milletvekili sayısında başa baş seçime giren güçlü bir HDP tüm değerlendirmelerin tam merkezinde. Sandıktan barajı aşan bir HDP’nin ve koalisyon çıktığı bir seçim sonucunda varsın herkes geneli konuşa dursun biz Van’a biraz daha yakın bir mercekten bakalım.

 

Van sonuçlarını HDP başarısı ve AK Parti başarısızlığı olarak iki açıdan okumak doğru olacaktır elbette fakat bu noktada adeta kentten silinen bir AK Parti’nin bu noktaya gelmesinin arka planını da iyi görmek gerekiyor…

 

HDP’yi bile şaşırtan bir sonucun çıktığı Van’da şimdiye kadar görülmemiş oranlar ve oylar vardı. Bu noktada sadece bu seçimde değil son zamanlardaki tüm seçimlerde Ak Partili isimlerin ‘bahane’ olarak ortaya attığı ‘Oy oranımızı sürekli artıyor’ ifadesi de suya düşmüş oldu.

 

Van’da resmi olmayan rakamlara göre HDP tam 367 bin 719 oy alırken bunu oran olarak ise yüzde 74,72’ye taşıdı. AK Parti ne yaptı? Aldığı oy 95.651 oy oranı ise yüzde 19,44!

 

Şimdi bir Van’a bir de genel seçimdeki oranlara ve oylara bakıp da Van’daki sonuçları genel ile bir tutmak büyük bir yanlışlık! AK Partililerin yerinde olsam ne Ankara’ya ne de halkın karşısına asla böyle bir bahane ile çıkmazdım. Çünkü Van’da HDP’nin aldığı zaferin de Ak Parti’nin aldığı yenilginin de yerelde yürütülen yanlış politikaların da büyük etkisi var.

 

Van ne genelde ne yerelde iktidarın nimetlerinden yeterince yararlanmadığı gibi tüm sorunlar da ‘teessüf’ edilen kent oldu hep. Baraj altında kalarak etkisini göstermeyen Kürt partilerinin bağımsız olarak seçilerek girdikleri meclis serüveninden sonra da tablo yavaş yavaş netleşti böyle. Yani arka planda da olsa yükselen HDP ve diğer adlarla siyaset yapan partilerin oyları aslında gelinen noktanın habercisiydi. AK Parti ise son yıllarda ekmeğe yağı süren taraf oldu…

 

İşin aslı ne biliyor musunuz? Türkiye genelindeki yolsuzluk, güç zehirlenmesi, özgürlüklerin kısıtlanması gibi bir çok tartışma bir yana AK Parti Van’ı hep ihmal etti hep bir tarafta tuttu. Partinin en güçlü olduğu dönemlerde yanlış politikalar, ihmaller ile belediyeyi kaybeden Ak Parti bu hatasını bugüne kadar da katlayarak devam etti. Yanlış il teşkilatları, yanlış adaylar ile her seçimde biraz daha büyüyen bir politika ile Van’da 7 Haziran’a kadar bir ‘fiyasko’ hazırlandı.

 

Mısır ile Suriye ile ilgilenildiği kadar Van ile ilgilenmeyen AK Parti, deprem yaşayan bu halka ilk etapta yapılan tüm yardım, yatırımları ‘Bu size yeter’ dedi. Halkın deprem sonrası yaşadığı hiçbir soruna eğilmedi.

 

2009 yılından bu yana yanlış isimlerle Van’da AK Parti temsil edilince kentin gerçek yapısı da Ankara’ya doğru anlatılmadı. Vanlı ekonomik krizle ilgili bir şeyler beklerken başbakan gelip “Van çöp toplamıyor” dedi. Vanlı kendisini anlayan belediye başkanları isterken AK Parti ısrarla silik isimlerle yola çıkmaya devam etti. Vanlı deprem sonrası vergi, SGK borcuna çözüm beklerken, Kapıköy için bir çaba beklerken Ak Parti sadece Van’daki billboardlar üzerinden uzayan tartışmaların içine girdi. Türkiye genelinde yürütülen Diyanet ve Kürtçe Kuran-ı Kerim tartışmaları Van’ın da umurunda bile olmadı…

 

Van ile uzaktan yakından alakası olmayan isimler listeye konuldu. Temsiliyet düzeyi kendi ailesini bile geçmeyen isimlere adaylık verip kentte hatırı sayılır isimler liste dışı bırakıldı. ‘Olmayacak’ isimlerle olmayacak hayallerin peşine düşüldü. Siyasetle milletvekili aday adayı olduktan sonra tanışan isimlerin ağzına ‘Onlar konuşur AK Parti yapar’ cümleleri sakız edildi? ‘Ne yapar?’ sorusuna cevap bile veremeyecek adamlarla yola çıkılınca neticesinde 7 kayıp elde var 1 sonucuna ulaşıldı.

 

Van’ın gerçek halinin görülmemesi bir yana Van gerek o dönemki Başbakan Tayyip Erdoğan gerekse de ‘A’ takımındaki önemli insanlar tarafından hep ‘vefasızlık’ ile suçlandı. “Depremde onca şey yaptık. Ama Van’da oylarımız düştü.” Cümlelerinden başka bir şey konuşulmadı.

 

Son genel seçimlerde ise yılların bu birikimine koca bir ‘yanlış’ daha eklenince Van belki de tarihine ‘aykırı’ bir davranış sergileyerek ilk kez bu kadar ‘net’ bir duruş sergileyerek politik olarak bir parti için ilk kez ‘kale’ oldu.

 

Peki ne oldu da Van halkı bir anda sırtını AK Parti’ye dönerek oy oranlarını yüzde 42’lerden yüzde 19’lara kadar indirebildi. Ne oldu da 170-180 bin aralığındaki ‘minimum’ oylar bu seçimde 100 binin altına kadar düşebildi?

 

Yerel seçimlerin kimilerince ‘yanlış’ olarak görülen büyükşehir belediye başkan adayı Osman Nuri Gülaçar bile tüm tepki, itiraz ve ‘yanlış aday’ eleştirilerine rağmen bu oyları almayı başarabilmişti. Yani 170 binlerdeki o oylar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de görüldüğü üzere ‘kemik’ oylardı, yani AK Parti’nin tabanıydı. Üstüne çıkılabilirdi ama altına düşülemezdi. İşte bu olay bile AK Parti’nin Van’da tabanını erittiğini açıkça gösteriyor.

 

AK Parti’nin tabanına olan inanç AK Parti’yi bilen ve tanıyan tüm siyasetçilerin de HDP’nin barajı geçmesi halinde; “En az 5-3 olur” yorumları yaptırırken listeler hazırlanırken ki yanlışlar ve Van’ın bu denli ihmal edilmesi hesaba katılmamıştı hiç şüphesiz.

 

7 Nisan’da çöküşün başladığı o gün açıklanan listeler gelinen noktanın habercileri arasındaydı. AK Parti tüm ‘değer’, ‘aşiret’, ‘beklenti’, ve ‘oy potansiyellerini’ ihmal ederek ‘tek’ anlayış ile oluşturulan bir liste ile halkın karşısına çıkınca bu noktadan sonra sarf edilen hiçbir cümle halkın öfkesini dindiremedi.

 

Aşiretlerin tepkisi ‘normal’ görüldü. Aday adaylarının ayaklanmasına il başkanı çıkıp ‘Gidecek başka yerleri yok, yine bize gelecekler’ diyerek deyim yerindeyse ‘Paşa paşa geleceksiniz’ mesajı verdi. Hiçbir aday adayı gelmemekle birlikte ‘net’ bir tavır koydu.

 

Parti halk ile buluşmayı başaramadığı gibi ilçe ve köylerde ‘dünden razı’ bir politika yürüttü. Nasıl olsa bir taban var denilerek 3 milletvekiline razı politika tutmadı.

 

Seçim boyunca dillendirilen ‘tehdit ediliyoruz’ bahaneleri halkta öfkeyi dindirmedi. Baskı söylemleri, tehditler sadece Van’da değil hiçbir yerde Türkiyelileşen HDP’nin ‘ılımlı’ duruşunun önüne geçmedi. HDP sağduyulu davrandıkta AK Parti’nin ‘baskı var’ bahanesi erken sönen muma döndü. O bahaneler beklentinin aksine AK Parti’den bolca oy götürdü.

 

Küressünniler’in boykotu küçük görüldü. “Nasıl olsa sonunda AK Parti’ye gelecekler” denildi ama olayın sadece Küressünni meselesi olmadığının farkına varılmadı. Birilerinin boykot ederek gösterdiği tepkinin birileri tarafından da HDP’ye oy vermeye tezahür edileceği düşünülmedi. Çantada keklik muamalesi gören halk ‘keklik’ de olmadı ‘kuzu’ gibi partiye geri de dönmedi.

 

Vatandaş kentin sorunlarını konuştukça, AK Parti döneminde yapılan hizmetlerle cevap verildi. Partililer, adaylar, siyasetçiler kendileri bile Van adaylarını savunacak bir taraf bulamazken ülkede yapılanlar üzerinden bir siyaset güdüldü. Kimse şimdiye kadar yapılanları ‘inkar’ etmedi, halk bundan sonra ‘yapılacak’ dev yatırımları elinin tersiyle itip önce halka ‘saygı’ duyulması gerektiğini sandık aracılığı ile iletti. Halk ‘sorunlarımız’ büyük dedikçe AK Parti ‘yatırımlarımız büyük’ dedi. Vergi terkini, SGK borçları, ekonomik kriz, TOKİ ödemeleri, imar sıkıntısı diye diye dilinde tüy biten halkın bu taleplerini dinmeyen AK Parti’nin karşısında ilk defa bu konuları dillendiren ve kitlesel olarak da güç kazanan bir HDP olunca vatandaş tavrını net koydu!

 

Eski milletvekilleri, partililer, yönetimler, il başkanları, ilçe başkanları ve daha niceleri küstürüldü. Süleyman Soylu’nun başında olduğu yanlış isimler teşkilatlanmaları alt üst etti. Yıllardır her türlü zorluğa ve bölgede AK Partili olmanın getirdiği zorluklara rağmen ‘AK Parti’nin yanında olmayı başarabilen çevreler bir şekilde küstürüldü. Her gelen yönetim de gideni aratınca Ak Parti sadece birkaç aday, akrabaları ve diğerleri üzerinden yürütülen çalışma ile sokaklarda yalnız kaldı. Eskilerin görüşleri ‘dikkate’ alınmadı. ‘Böyle olmaz’ diyen tüm Ak Partililer ya ‘paralelci’ ya da ‘PKK’li’ olarak lanse edilip bir kenara itildi. Eleştirilerin önü kapatıldı, ‘Ben, ben, ben’ denilerek partinin altına dinamitler döşendi. Yöneticilerin ‘tek adam’ ve ‘geleceğe dönük’ siyasi hırsları kendi sonlarını da hazırladı. Kendi yönetimindeki ilçe başkanlarına bile ‘paralelci’ yaftasını vuran yönetime kendi ilçe yönetimi bile gereken özveri ile çalışmadı…

 

Seçimi koordinasyonunu ve çalışmalarını ‘olmadık’ isimlerle yürütmeye kalktınız. Van’da ‘yanlışınız var’ diyen herkesi devre dışı bırakınca dışarıdan getirdiğiniz isimlerle Van’a olduğunuzdan daha yabancı bir hale getirdiniz. Karşınızda adeta ‘mücahit’ ruhuyla çalışan ve gönüllülük esasına dayanan bir parti olan HDP’nin kapı kapı dolaşan ekibine karşı ‘elit’ isimlerle kenti ‘kuş bakışı’ açı dışında göremediniz. Bu işi yapabilecek ‘önemli’ isimleri inat uğruna devre dışı bırakırken belki de garanti olarak görülen ekstra iki milletvekilini de yanlış politika kurbanı ettiniz. ‘Halka rağmen siyaset’ sizi adeta kentin tabela partisi haline getirdi. Kürt siyasetinin baraj altında kaldığı dönemlerde 6-1’lik listelerle seçime gittiğiniz yıllara benzeyen bir parti oldunuz, 1 milletvekilini siz alırken HDP’nin 7 milletvekilinin bazılarına ‘sürpriz’ yaşatıp meclise gönderen taraf yine siz oldunuz.

 

HDP’nin ve lideri Demirtaş’ın “Seni Başkan yaptırmayacağız” sözlerine gülüp geçtiniz, “Bana demiyor nasılsa” dediğiniz o söz Erdoğan’ı başkan yaptırmamakla kalmadı AK Parti’yi iktidar ve Davutoğlu’nu da başbakan yaptırmadı. “Onlar konuşur AK Parti yapar” dediğiniz muhalefetin önemli bir ana damarı haline gelen HDP konuştu.  Sizin yapamadıklarınızı HDP konuştu. Seçimlere 1 yıl gibi bir zaman bile kala yerel yönetimler ve diğer nedenlerle vatandaşın kırgın olduğu HDP ev ev gezerek ‘gönül’ de aldı ‘oy’ da aldı. Sizler 2009’dan beri bu kentte iktidar değil muhalefet olduğunuzu anlamayınca HDP hem iktidar hem muhalefet olmanın gereğini yerine getirdi. Alamadığınız belediyelerle hizmetle, yapamadığınız siyaset ile de halkın teveccühünü kazandı.

 

Elbette ki HDP sizin yanlışlarınızla değil halkın gözündeki kendi ‘doğru’ları ile kazandı. Sizin HDP’nin galibiyetinde büyük payınız olsa da HDP bu oyları hakederek aldı. Bu halk ihmal edilemeyeceğini bir kez daha ıspatladı. Demokrasi sandığından ‘halkın iradesi’ çıktı.

 

Bize de bu iradenin önünde saygıyla eğilmek düşüyor…