Haftanın röntgenine takılan en önemli konu, önceki gün Şehrivan’a taşıdığı konu oldu.

Neydi?

Van Gölü sahillerindeki işgal.

“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim.

Birileri gölü işgal falan mı etmiş?

Görüşün itibariyle resmen öyle.

Normal şartlarda tüm Vanlılar’ın kullanması gereken Van Gölü’nün sahilleri bildiğiniz işgal edilmiş durumda.

Kim etmiş peki?

Devlet kurumları...

Vallahi...

Bildiğiniz işgal.

Nasıl derseniz...

Havalar iyice sıcakladı...

“Dayanamıyorum, şöyle bir serinlesem.” Diye iç geçiriyorsunuz, canınız denize girmek istiyor.

Diyorsunuz ki “deniz kenarında bir kentte yaşıyorum.”

Öyle ya da böyle yakınlarda hemencecik bir yer bulup denize girebileceğinizi düşünüyorsunuz.

Ama yanılıyorsunuz.

Şöyle Van’dan çıkıp Gevaş’a kadar yol boyunca devam ettiğiniz sahil boyunca göle girebileceğiniz ve içinde de kapsamında da halk olan tek bir yer var.

Edremit Halk Plajı.

Edremit’in çıkışlarında bir yerde.

Sağolsun onu da önceki dönem belediye başkan vekili olan Atıf Çiçekli kazandırmıştı.

Biraz daha ötede, Dilkaya’da da ikincisini yaptı hatta.

Gevaş’a varmadan ikinci bir plaj da orası.

Ama bu iki alan dışında, “Oh burası da göle girmek için ne de güzelmiş” dediğiniz her yerin sahibi var.

Deyim yerindeyse denizin en güzel yerlerini, denize girebilecek, denizle buluşabilecek en güzel yerleri kurumlar kapıvermiş.

Allah’ın denizinden faydalanayım deseniz, kimisine zaten giriş bile yapamıyorsunuz.

Bir çoğunda da giriş için ücretler ödüyorsunuz.

Kurumların kullandığı alanlar ücretli, normal vatandaşlara ait olan alanlar ücretli.

Hatta öyle ki bu yaz itibariyle bir çok yerde araç başına girişler 60 TL’den başlayıp 100 TL’ye kadar uzanıyor.

Evet şaka değil.

“Deniz bizim” diyorsunuz, denize girmek için para ödüyorsunuz.

Yıllar içinde bildiğiniz denizimizin sahili kapatılmış.

Allah’tan geçen dönem Edremit Belediyesi eliyle bir şeyler yapıldı da göl ile buluşma noktasında bir şans oluştu.

Kendisini her zaman dua ile anacağımız Atıf Çiçekli, barakaları falan yıktı da sahilin görünmeyen ve şahıslar tarafından işgal edilen büyük bölümü açıldı.

Şimdi Edremit Sahil Bandı ve benzeri yatırımlar sayesinde Edremit’in muazzam güzelliği ile buluşma şansımız var.

Eşe dosta göstereceğimiz güzel sahilimiz var.

Onlar sayesinde Edremit’te para vermeden denize dokunabileceğimiz alanlar var.

Ama mesele denize girme olunca olmuyor işte.

Yıllardır uğraşıyoruz.

Geçen dönem Atıf Çiçekli de büyük bir mücadele verdi.

Ama kurumlar sahillerdeki yerlerinden vazgeçmedi.

Şehrivan’ın haberi içerisinde yer alan vatandaş bu durumu gayet iyi özetlemişti.

Allah’ın vergisi denize kurumlar tel örgüler çekmesi ne kadar da ayıp oysa ki?

Düşünsenize, göle girmek için parsellenmiş alanlara girmek YASAK!

Para vermezseniz denize girmek YOK!

Ne yapıyorsunuz...

Denize girme niyetindeyseniz Ayanıs, Molakasım taraflarına gidiyorsunuz.

Eğer zengin değilseniz, paranız yoksa oralarda da düzgün bir yerler yok tabi.

Aracınızı yamaçlara park edip denize giriyorsunuz.

Ha bir de mavi bayraklı plaj var.

Hakkını yemeyelim.

O plaj da bir nebze Vanlılar’ın Edremit’in kurumlarla kaplanmış sahilinden bıkan vatandaşlar için deniz ile buluşma yerlerinden birisi oldu.

Ama buralara ulaşmak bir çok vatandaş için zor.

Özel aracı olmayanlar için imkansız gibi.

Haliyle aracınız yoksa şöyle yakınlarda bir yerlerde denize giremiyorsunuz.

Sanırsam bizlerin içinde bulunduğu en büyük yoksunluklardan birisi de bu.

Düşünsenize koca denizimiz var ama bizler için para vermeden gireceğimiz bir yer yok.

Ve bunu da devlet kurumları yapıyor.

Yani devletin kurumları, devletin vatandaşlarına denize girmek için yer vermiyor.

Akrabası, eşi, dostu olanlar giriyor, tanıdığı olmayanlar giremiyor.

Paran yoksa da giremiyorsun.

Sonra da Türkiye’nin en büyük gölü bizde diye caka satıyoruz.

İyi de giremedikten sonra.

Dünyanın en büyü olsa ne yazar...

Bu gölün/denizin halkın kullanamadığı bir halde durması en büyük ayıplarımızdan.

Bu iş acilen çözülmeli.

Şu tesisler, kamplar, şunlar bunlar artık kalkmalı.

Tüm bu tesisler halk plajlarına dönüştürülüp gerçek manada halkın denizle buluştuğu alanlar haline getirilmeli.

Ayıptır yahu!
Bir kurumun, özel bir alana sahip olmasının ne manası var.

Bırakın da millet denize girsin!