Saadet Partisi 3’ncü sıra milletvekili Necip Yavuzer, Ak Partiyle ilgili çarpıcı iddialarda bulunarak, Ak Partinin ABD tarafından kurulduğunu söyledi. ANAP’ı bekleyen akıbetin Ak Partinin de kapısını çalacağını ifade eden Yavuzer, Ak Partinin kapısının çalınmaya başlandığını sözlerine ekledi.

 

‘AKP’Yİ ABD KURDU’

Saadet Partisi İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Saadet partisi 3’ncü sıra Van Milletvekili adayı Necip Yavuzer, Ak Partiyle ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Ak Partinin ABD destekli bir parti olduğunu iddia eden Yavuzer, “Biz Saadet Partisi olarak 2002 yılından bu yana devlet yardımı almaksızın kendi mensuplarımızın katkılarıyla her seçime başımız dik ve davamıza sevdalı olarak gururla katıldık. Diğer partiler gibi milyarlarca parayı kasamıza koyup seçimlere giremedik. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP artık ABD emperyalizmi tarafından kurulduğu gerçeği su yüzüne çıktı ve artık bunu herkes bilmektedir. Bu bilinme AKP’nin zirveden yavaş yavaş inme ameliyesidir. Çünkü ANAP’ı bekleyen akıbet AKP’nin de kapısını çalacak hatta çalmaya başladı bile.” Dedi.

 

‘SÜREÇ OYALAMAYLA GEÇTİ’

7 Haziran seçimlerine değinen Yavuzer, “7 Haziranda yapılan seçimler sonucunda tek başına iktidar olamayan AKP yasa gereği 45 gün içinde kurulması öngörülen hükümeti kurmamak için bu süreyi keyfi olarak oyalama ile geçirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkan olma hevesi uğruna ve ülkeye büyük bir mali yük getirmesine rağmen seçimler yenileniyor. Malum olduğu üzere 1976 yılında yapılan seçimlerde Necmeddin Erbakan başkanlığındaki Refah Partisi birinci parti olmuştu. İktidarı birinci parti yerine muhalefeti birleştirerek DYP ve ANAP’a veren dönemin Cumhurbaşkanı Demirel yine yanlışlarına bir yenisini eklemişti. Bu hükümet Saadet Partisinin şimdiki Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak tarafından Anayasaya aykırılığı tespit edilerek düşürülmüştü. Yerine REFAH-YOL kuruldu. Refah-Yol iktidarı bu zaman kadar kimsenin hayal bile edemediği projelere imza attı. D-8 Projesi ile İslam dünyasında birleştirici bir adım atılmıştı. Denk bütçe yapılmış ve havuz sistemi kurularak o güne kadar medya ve iş dünyasının patronlarının kasalarına giren halkın parası geri alınmış ve olması gereken yerlere verilmişti. O dönmede ücretlere yüzde 110 ile yüzde 300 arasında yapılan zamlar herkesi rahatlatmıştı. Ve o dönemde verilen ücretler olmasıydı şimdi verilen yıllık yüzde 6’lık zamlarla geçim asla sağlanamazdı. Yapılan mükemmel icraatlarla halkın refah seviyesinin yükseldiğini gören dış güçler devreye Fransız Masonlarının Yüce (!) Konseyini devreye soktular. Ve Türkiye’nin Büyük Mason Locası üstadı Necip Arıduru’ya gönderdikleri mektupla 9 madde sıralanarak mutlaka Refah Partisinin iktidardan indirilmesi gerektiğini istiyorlardı. Ve ne hazindir ki bu mektup halk tarafından okunup Refah Partisine destek verilsin diye Refah Partisinin o dönem il başkanlığını yapan şimdiki Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in imzası vardı. Ve ABD tarafından mason ve Siyonist lobilerin desteği ile bugün bakan koltuklarına oturanlar o dönemde bu tehlikelerden bahsediyorlardı.” Dedi.

 

‘ERDOĞAN ABD İLE GÖRÜŞTÜ’

Saadet partisi olarak 2002 yılından bu yana hiçbir devlet yardımı almadan ayakta durduklarını söyleyen Yavuzer şöyle konuştu: “Diğer partiler gibi milyarlarca parayı kasamıza koyup seçimlere giremedik. 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP artık ABD emperyalizmi tarafından kurulduğu gerçeği su yüzüne çıktı ve artık bunu herkes bilmektedir. Bu bilinme AKP’nin zirveden yavaş yavaş inme ameliyesidir. Çünkü ANAP’ı bekleyen akıbet AKP’nin de kapısını çalacak hatta çalmaya başladı bile. AKP, ABD desteği ile Ağustos 2001 yılında kuruldu. Gazeteci yazar Nasuhi Güngör Kasım 2001’de yazıp piyasaya sürdüğü YENİLİKÇİ HAREKET adlı kitabının 99. Sayfasında şunları yazıyordu. “ADL başkanı Abraham Foxman yeni ekip tarafından Türkiye’ye Erdoğan ile görüşmesi için davet ediliyor. Ancak Erdoğan görüşmeye gitmiyor. Mesele Abdullah Gül’e intikal edince o da Erdoğan’ı arayarak görüşmenin hareketleri açısından çok önem taşıdığını vurguluyor. Erdoğan görüşmenin çekincelerini şöyle dile getiriyor. ‘Basına sızarsa ben ne yaparım. Hocanın taifesi duyarsa ruhumu şeytana satmakla itham edecekler.’ Bunu dedikten sonra Gül; ‘Siz görüşün çok çok duyulursa inkâr ederiz çünkü bu örgütün bizi desteklemesinin önemi çok büyüktür’ demesi görüşmeyi sağlıyor.”

 

‘YAZICIOĞLU TEKLİFİ RED ETTİ’

Nihayet Amerika iktidarı ve Siyonist lobiler Tayyip Erdoğan başkanlığındaki bu oluşuma destek vererek ilk seçimde tek başına iktidara gelmesini sağladılar. Bu olayı gazeteci-yazar ki kendisi yıllarca AKP borazanlığı yapan Abdurrahman Dilipak; AKP, ABD, İsrail ve İngiltere’nin bir proje partisi olarak kurulduğunu bir toplantıda dile getirdi. Erdoğan AKP’yi kurmak için çalışmalara başlayınca eski Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki vasıtası ile yıllarca liderliğini yapan Erbakan Hocaya hakaret eden Tümgeneral Osman Özbek’i partisine davet etti ama o bunu ret etti. Daha sonra BBP genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na aynı teklifi yaptı ama kendisi ona tarihi bir cevapla şöyle dedi; ‘Kardeşim zaman ve hadiseler bana öğretti ki, Amerika’nın desteğindeki bir siyasete hizmet edilmiyor. Eğer millete dayanarak siyaset yapacaksan geleyim. Aksi takdirde Amerika kendisine hizmet ettirir.’ Erdoğan, Yazıcıoğluna; ‘Bir müddet Amerika’nın dediklerini yaparız sonra millete hizmet ederiz. Mani olurlarsa dirsek vurur gideriz’ dedi. Yazıcıoğlu ise şu cevabı veriyor; ‘Amerika dirsek vurulacak bir güç değil. Fil ile gireceğin yataktan ezilerek çıkarsın’ diyerek teklifini nazikçe ret etmişti.

 

‘YALÇIN KÜÇÜK TEYİT ETTİ’

Ak Partinin ABD eliyle kurulduğunu Yalçın Küçük’ün de teyit ettiğini ifade eden Yavuzer, “AKP’nin ABD tarafından kurulduğunun diğer bir söylemi de Yalçın Küçük tarafından dile getirildi. Küçük AKP 12 Eylül’ün devamıdır ve Milli Görüşün önünü kesmek için yapıldığını sözlerine eklerken bir gerçeğin de altını çizerek uygulanacak programın bile ABD’den gönderilen gizli bir belge ile uygulamasını istediler. Bu gizli belge 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce 26 Ağustos 2001 tarihi ile Büyük Kurultayda parti programı haline getirildi. Bakallı adlı lobi şirketi vasıtasıyla Erdoğan’a New York’tan gönderilen memorandumda Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. ABD bunu bütün hükümetlerden istemektedir. Bu Bakallı şirketi, ABD’nin eski Türkiye büyükelçisi Abramoviç tarafından yönlendiriliyordu. AKP kurulduktan sonra işbaşındaki ABD yönetimi Irak’ı işgal etti. Ve bu işgal için Bush’un yardımcısı Dick Cheney; ‘Savaşımız İslam’la’ diyerek bu işgali neden yaptıklarını da şu şekilde dile getiriyordu; ‘Irak’ı işgal etmeseydik Müslümanlar İslam Birliğini kurup İsrail’i haritadan sileceklerdi.’ Ve açıklamasının ardından sözlerini sürdüren Cheney; ‘Teröristler, İspanya’dan Endonezya’ya, Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya uzanan bir İslam Birliği kurmayı amaçlıyordu. Böyle bir birlik İsrail’i haritadan silebilirdi.” Dedi. Şimdi ABD ve Siyonist lobilerin AKP’yi niçin ve hangi amaçla kullandıkları daha iyi anlaşılmıyor mu?” Dedi.

 

‘KARGAŞA VE İÇ SAVAŞ KAPIMIZA DAYANDI’

Kargaşa ve iç savaş tehlikesinin Türkiye’nin kapısına dayandığını söyleyen Yavuzer, şöyle devam etti: “AKP’yi kurduktan sonra İslam coğrafyasına yeniden şekil vermek isteyen ABD bu istemini eski dışişleri bakanı Condollizza Rice’nin açıklamalarıyla açığa vurdu. Ve dendi ki; ‘22 ülkenin sınırları ve statüleri değişecek’ Bu bize Arap Baharı olarak projelendirilerek uygulandı. O zamana kadar İslam ülkelerini faşist ve dikta rejimlerle yöneten batı emperyalizmi gelişen İslami hareket ve Kuran’a dönüşleri engellemek için Müslümanları yine yanına aldığı sözde Müslümanlarla durdurmaya kalkıştı ve sanki Müslümanlar başlarındaki dikta rejimlere kendileri bir devrim yaparak indirme görüntüsü verildi. Arap Baharı Rahmetli Erbakan hocaya sorulduğunda; ‘Siyonizm’in kadro değişim programıdır’ demişti. Bunu Mısırda Mübarek rejimin indirdikten sonra işbaşına gelen Müslüman Kardeşler iktidarından sonra faşist darbeci SİSİ’nin askeri darbesi ile tescillendi. Bu proje neticesinde bugün coğrafyamızda yönetimler değişti sınırlar kaldırılmaya ve küçük devletçikler oluşturulmaya çalışılıyor. Libya birçok parçaya bölündü. Irak üçe bölündü, Suriye bir iç savaşa sürüklendi. Kargaşa ve iç savaş tehlikesi kapımıza kadar dayandı.”

 

‘IŞİD’İ ABD KURDU’

IŞİD’in de ABD tarafından kurulduğunu iddia eden Yavuzer, konuşmasını şöyle tamamladı: “IŞİD gibi İslam’la alakası olmayan bir terör örgütünü radikal İslami gençlerden seçen ve başlarına hiçbir şekilde halife seçme ameliyesi ile örtüşmeyen bir halife ile terör estiren ABD, önce Diyarbakır’da sonra Suruç ve nihayetinde Ankara Garında canlı bombalarla katliam yaptırdı. Maksat düşman gibi görünen ve çatıştırılan IŞİD ile PKK’nın bu bombalamalarla siyasi cenahta solun oylarını HDP çatısı altında birleştirip geliştirmek. Bütün bu olaylar ABD’nin AKP’yi iktidara getirmesi ile başlayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hırsı ile başkanlık sistemine kilitlenmesi ile başka boyuta girmiş oldu. AKP iktidarı bütün bu olumsuz siyasi ve ekonomik eylemlerine rağmen İsrail ile ilişkilerini yine sürdürmesi ‘One Minute’ demenin sadece bir hedef şaşırtma olduğunu bize göstermiştir. Dış ticaret açığımız ve kötü giden bir ekonomiye rağmen bugün işbaşında olan AKP hükümetinin karnesinin çok zayıf olduğunu bize acil sinyallerle vermesine rağmen seçimleri tekrarlama eylemi açıklarının ortaya çıkma endişesi ve bugüne kadar yaptıklarının hesabını vermenin korkusu yattığını görmekteyiz. Çankaya köşkünde zehirlenerek öldürülen Özal’ın durumuna düşmek istemeyen Erdoğan’ın yaptırdığı saraya Ak Saray ismini vermesi kendisini koruma altına alma korkusudur. Halkın geçim derdine düştüğü bir zamanda israfın bu kadarına pes doğrusu.” 


ŞEHRİVAN HABER - ORHAN AŞAN

Editör: TE Bilisim