Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Bu sempozyumun 31 Mart seçimleri öncesi gerçekleştiriliyor olmasını çok isabetli buluyorum. Bilimin ışığıyla aydınlanmamış yolların nereye çıktığını kestirmek çok zordur. Bu sempozyum geleceğe yakılmış bir ışıktır aslında.

Türkiye son 5 yıllık dönemde tarihi hadiseleri üst üste yaşadı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş bunlardan birisidir. Osmanlı döneminde Meşrutiyetin ilanıyla başlayan Cumhuriyetin ilanıyla başlayan yönetim şekli arayışımız çok partili dönemde de sürdü. Koalisyon döneminin çok ağır maliyeti oldu. Her sorumluluk sahibi devlet ve fikir adamı yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini hep söylemiştir. 2011 yılından bu yana yönetim sistemimizin değişmesini hep ifade ettik.

"ENFLASYONUN BİZİM DÖNEMİMİZDEKİ ORTALAMASI: 9.54"

3 dönem hariç hepsi koalisyon. Son 30 yılda 14 yılının enflasyon ortalaması 70,3. Şu anda muhalefete bakıyoruz enflasyonun en yüksek olduğu dönem şu andaki iktidarın dönemidir. 1989 enflasyon 64,3. 1990 enflasyon 60,4. 1991 enflasyon 71,1 ANAP dönemi, DYP-SHP enflasyon 66. 1993 71,1 DYP-SHP. 1994 enflasyon 120,3 DYP-SHP. 1995 enflasyon 76,1 DYP-SHP. 1996 79,8 Refah-DYP, 1997 enflasyon 99,1 ANAP-DSP, 1998 enflasyon 69,7 ANAP-DSP, 1999 68,8, 2000 enflasyon 39, 2001 68,5 enflasyon, 2002 enflasyon 29,8. Bundan sonra hep tek başına bizim iktidarımız. Enflasyon ortalamamız 9,54.

Ana muhalefet çıkıyor en yüksek enflasyon AK Parti iktidarı döneminde olmuştur diyor. Yalan üzerine siyaset, yalan üzerine yerel yönetim kurulu olduğu zaman çöp, çukurdan kurtulamazsınız. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman CHP zihniyetinden almıştım.

İZBAN'DAKİ GREV

İzmir'de İZBAN'daki grevi, baktık çözemiyorlar, biz 2 ay erteledik. Eskiden sadece kağıt üzerinde kalan güçler ayrılığını, gerçek anlamda hayata geçiren bir yapı ortaya çıkardık.

YENİ SİSTEME GEÇİŞ

Türkiye'nin yeni yönetim sistemine geçme kararı çok ağır bir dizi krizin ardından ortaya çıktı. Gezi ile sokaklar, 17/25 ile hükümeti, çukur eylemleri ile ülkemizin birliğini, 2015'te siyasi istikrarımızı, Suriye ve Irak kaynaklı tehditlere bu süreçte maruz kaldık. 15 Temmuz darbe girişimi bize derhal harekete geçmemiz gerektiğini gösterdi. MHP ile vardığımız uzlaşma ile bu değişimi tescil ettirdik. Kağıt üzerinde kalan güçler ayrılığını gerçek anlama kavuşturduk.

Ülkemizin huzurundan ve istikrarından rahatsız olan çevreler de boş durmadı. Bu defa ekonomik saldırı ile karşı karşıya kaldık. Bu saldırıyı da kısa sürede bertaraf ettik. Ekonomimizi dengeye kavuşturarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı gösterdik. Her kesime yönelik destek programlarını hayata geçirdik.

Suriye başta olmak üzere ülkemize yönelik terör tehditlerini kaynağında yok etme politikamızı yürütüyoruz.

Son 16 yılda ülkemizi getirdiğimiz seviye, yeni yönetim sistemimizin imkanları, saldırılara karşı daha etkin karşı koyabilmemizi sağladı. Bu süreçte her alanda olduğu gibi yerel yönetimler konusunda da yeni ufuklara, yeni araçlara ihtiyacımız olacaktır. Bu sempozyumun önemli bir dönüm noktası olacağına inanıyorum.

''31 MART KAMPANYASINDA FİLE, BEZ TORBA KULLANALIM DEDİM''

Sıfır Atık Projesi konusunda yerel yönetimlerin çok çok kararlı ısrarlı olması gereğini savunuyorum. Son zamanlarda biz bu plastik poşetler bunun benzeri birçok ürünlerle ilgili olarak savaş başlattık. Bunun 500 yıl 750 1000 yıl toprak bunu eritemiyor. Buna karşı bir savaş. Bu savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Anacığım evde file dokurdu giderdik alışverişi yapardık gelirdik. Gerekirse tekrar yıkıyorsun alışverişe gidiyorsun. Bunun toprakla bir dostluğu var. Bunlar kenevirden yapılıyordu. Keneviri yok ettik. Kenevirden atlet dokurlardı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden Rize'mden keneviri söküp aldılar. Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz. Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz. 31 Mart kampanyasında file bez torba kullanalım dedim. Bez torba ile fileyle kampanyamızı yapalım. Asla naylon poşet kullanmayacağız. Şu anda bunun çalışmasını yapıyoruz. Güzel olacak şık olacak. 

“Artık sonunuz geldi, gidecek yeriniz, atacak adımınız kalmadı”

İçeride ve dışarıda terör örgütlerinden onların destekçilerine kadar pek çok nifak odağına karşı gece gündüz mücadele verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Millet olarak biz gördüğümüz, bildiğimiz, karşımıza cesaretle çıkan düşmandan korkmayız. Bizim için asıl tehdit farklı görüntüler ve kimlikler altında içimize sızdırılmış olan düşmanlardır. Son dönemde bu düşmanların en sinsisinin, en alçağının, en tehlikelisinin saldırısına maruz kaldık. Bu de FETÖ terör örgütü. Milletimizin dini değerlerini, yardımseverlik duygusunu, eğitim hassasiyetini istismar ederek ülkemizi işgal etme hesabı yapanlara kapıyı içeriden açmaya kalkıştılar. Bu ülkenin insanlarını ve imkanlarını düşmanlarımıza peşkeş çekmeye çalışan FETÖ'nün hamlelerini durdurmayı başardık. Biz 17-25 Aralık'ta bu alçaklara karşı mücadele çağrısı yaptığımızda birileri ülkenin ve milletin beka meselesi olan bu konuyu günlük siyasetlerine meze etmeye kalktılar. Hatta bazılarının aklını başlarına getirmeye 15 Temmuz darbe teşebbüsü dahi yetmedi.

FETÖ'nün milletimize saldırısına değil de, buna karşı aldığımız tedbirlere ‘darbe' diyecek kadar idrak yoksunu bu çevreler hala aynı teraneleri ısıtıp gündeme getiriyorlar. Onların bu ferasetsizliğinden cesaret alan terör örgütü mensupları mahkemelerde ve cezaevlerinde devlete meydan okuma cüretine kapılıyorlar. Mahkemeler karar aşamasına geldikçe kendilerini bekleyen acı sonu gören örgüt mensupları davaları uzatmak, mahkemeleri itibarsız hale getirmek, devlet görevlilerini yıldırmak için akıl almaz yöntemlere de başvuruyorlar. Hakimlerimiz, savcılarımız, jandarma ve polis teşkilatlarımız iğne ile kuyu kazarcasına sabırla, kararlılıkla bu süreci yürütüyorlar. Terör örgütü mensupları için her seçim, her önemli olay bir umut vesilesi haline dönüştü. Şahsımın ve bu noktada partimin ayağının tökezlemesini, böylece yeniden ipleri ellerine geçirmeyi umut ediyorlar. Milletimiz bunları ciğerlerine kadar gördü, tanıdı, hükmünü de verdi.

Buradan ülkemiz içindeki ve dışındaki tüm FETÖ‘cülere sesleniyorum, artık sonunuz geldi, gidecek yeriniz, atacak adımınız kalmadı. Başınızdaki FETÖ denilen adamın arkasındakiler ne zamana kadar arkasında durur bilemem. Ama eninde sonunda o da gelecek. Elebaşlarınızın bir kısmı sizleri kelimenin tam anlamı ile satarak rahatça yaşayabileceklerini düşündükleri yerlere kaçtılar, kaçıyorlar. Ama hiç heveslenmesinler, hepsini saklandıkları deliklerde bulup adaletin karşısına çıkartacağız. Cezaevlerinde olup da hala esip gürleyen örgüt mensuplarının yaptıkları iş neye benziyor biliyor musunuz, mezarlıkta ıslık çalmaya benziyor. Korkunun ecele faydası yok. Milletimize yaptıkları ihanetin bedelini cezaevinde, oradan çıktıktan sonra halkımızın nefret dolu bakışları altında ömür boyu ödeyecekler. FETÖ'yu kamudan büyük ölçüde tasfiye ettik. İş dünyasındaki irtibatlarını, imkanlarını neredeyse sıfırlıyoruz. Belediyelerdeki son kalıntıları da 31 Mart itibariyle milletimiz tarafından tasfiye edilmiş olacak. Hemen her gün bir başka ülkeden FETÖ mensuplarına yönelik operasyonlar ve işlemler için işbirliği çağrısı alıyoruz. Dünyada saklanacak hiçbir yerleri kalmayana kadar peşlerinden gideceğiz” dedi.  

Editör: TE Bilisim