AK Parti 1 Kasım itibariyle yerel seçimler için adaylık başvurusunu başlattı. BDP, CHP, MHP, HÜDA-PAR ve SP’de ise şimdiye kadar bir hareketlilik yok. BDP’nin başkan adayını belirlenmesi biraz uzun sürebilir. Yine diğer partilerin de adaylık konusunda çok aceleci davranmayacağını biliyorum. En azından parti başkanlarıyla görüşmelerimde edindiğim izlenim bu yönde.

 

Muhalefetin sessizliğine rağmen AK Parti’nin başvuru tarihini 26 Ekim’den 1 Kasım’a çekmesi resmen yerel seçim yarışını başlatmış oldu.

 

Şimdiye kadar hep muhtemel aday adaylarını ve kulislerdeki isimleri konuştuk. Ama önümüzdeki bir aylık süreçte artık tahminleri değil bizzat adaylık başvurusu yapan isimleri konuşacağız. Yani 30 Ekim’e kadar başvuranların büyükşehiri ve ilçe belediyelerini resmen yönetmeye aday adayı olan siyasetçiler olacak. Kesin adayların belirlenmesi ise tahminimce Kasım-Aralık’ı bulur.

 

***

 

İŞTE ADAYLIK BAŞVURUSU YAPACAKLAR

 

AK Parti’nin mevcut adayları görmek için 1 ay gibi bir süremiz var. Tahmin ediyorum ki adayların büyük bir çoğunluğu da başvurmak için son bir haftayı bekleyecektir.

 

İşte bu son bir haftada biz bu isimleri adaylık başvurusu yapmış olarak göreceğiz:

 

-Adaylık konusunda kararsız olup da son gün cesaretini toplayan kararsızlar.

-AK Parti’den bir ışık bekleyip de küçük bir ihtimal de olsa bunu son güne alabilecekler.

-İşi Ankara’da halletmeye çalışanlar.

-Her şeçimde milletvekilliğine, il başkanlığına, (küçük büyük farketmez) belediye başkanlığına başvurmakta fırsatı kaçırmayanlar.

-Yaklaşık 1 yıldır aday olma hazırlığında olanlar.

-Belediye başkanlığının ne olduğunu bilmeden “Ben hizmet için geliyorum” diye çıkış yapanlar.

-Ankara’dan icazet alıp gelen bürokratlar, müdürler, daire başkanları vs...

-Bazı grupların belirledikleri ortak isimleri, teşkilatın istedikleri, vekillerin istedikleri, birilerinin istedikleri işte.

 

Listeyi uzatmak mümkün, ama önlerinin kapanmasına ve Van’ı işin ehli olmayan insanların yönetmesine engel olmak için bir katkımız olsun diye isimlerini yazmak gibi bir vebale girmeyeceğim. Aslında esas mesele adaylık başvurusu yapan bu isimlerden aslında kimi seçeceğimizde… Hakikaten 30 Ekim’de başvuru yapacak olan bu isimlerin şöyle çok da derine girmeden nasıl yeterliliklere sahip olması gerekir sizce?

 

Gelin şöyle bir üstün körü konuşalım…

 

***

 

İŞTE BENİM BAŞKANIM…

 

Sizin adınıza konuşmayacağım ve yorum yapmayacağım. İleriki günlerde bilumum yeterliliklerini uzun uzun konuşacağımız büyükşehir ve ilçe belediye başkanları hakkında bol bol tartışacağız. Lakin bir ön değerlendirme yapmadan da edemeyeceğim. Başvuran adaylar ne kadar dikkate alır bilmem ama bence şu konuları iyi çalışsın da öyle başvursun.

 

Bir kere başvuracaklarda şunlar olmalı:

 

-Belediye meclis üyelerinin büyükşehiri yönetecek asıl kadronun olduğunun farkında olarak bu işe soyunmalı. Olaya hele bir seçileyim Allah büyük mantığıyla bakan bir adaydan ziyade, meclise bir orkestra gözü ile bakan, önce orkestraya en başarılı sanatçıları seçip en son da “Ben bu kaliteli ekibi iyi yönetirim” mantığı ile yaklaşacak bir başkan lazım. Bir kenti belediye meclisi yönetir, başkan bu meclisin şefliğini yapar. Olay budur.

 

-Olaya hariçten ‘hizmet’ gözüyle değilde ‘essahtan’ hizmet gözüyle bakan bir aday yönetebilir ancak bizim köykentimiz ‘Van Büyükşehir’i. Çok ütopik düşündüğümün farkındayım ama elbet vardır 1 milyonluk nüfusta böyle birisi. Vardır değil mi?

 

-AK Partilinin biri twitter hesabında şöyle bir cümle paylaşmıştı: “AK Parti büyükşehir adayı sokakta misket de oynamış olacak, Sanat Sokağı’nda dürüm de yemiş olacak.” Ben hedefi bu kadar küçültmeyeceğim zira o siyasetçinin örneklemesindeki mantıktan giderek ciddi anlamda Van’ı bilen bir başkanın olması konusunda hem fikirim. Zaten değerli dostumuz da onu kastetmeye çalışmış galiba. Ben Van’ı bilmeyen bir aday istemiyorum, ya siz?

 

-Yine günümüz siyasetini düşündüğümüzde biraz safça bir cümle sarfedeceğim ama göreve gelen adamın ciddi anlamda kalbine “Halka hizmet, hakka hizmet” mottosunu koymuş olarak bu işe gelmesi gerekiyor. Gerçi siyasete girmeden önce, “Niyet ettim koca bir kirli oyunun içine girmeye” diye niyet getirmiş oluyoruz ama belki makam mevki niyetimizde bazı değişiklikler yapabilir. Zira halka hizmet amacı güden bir başkan Van’da siyasi parti ayırdetmeksizin herkesin takdirini kazanacaktır.

 

-Hep söylüyorum yine söyleyeceğim. Vizyon ille de vizyon! Bu kentin başına vizyonlu bir aday gelmesi gerekiyor kardeşim! Vizyonsuz isimlerin bu kentte söz sahibi olmasının önüne geçmenin vakti geldi. Yani yola başlamadan önce sizin bir dünya görüşünüz, yerelde hizmet fikriniz olacak. Hayal kurarak değil, uygulanabilir projelerle insanların karşısına çıkacaksınız. Yer siyaset konu da seçim olunca ‘bol keseden’ atan çok oluyor, lakin bize vizyonlu bir isim lazım. Bu büyükşehir ancak ve ancak vizyonlu bir isimle dirilir. (İhtiyaç duyulması halinde vizyon konusunda VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva ile bir hasbihal etmenizi tavsiye ederim bu arada.)

 

-Seçime 6 ay kala, “Asfaltımı dökerim, kelebek taşımı döşerim, paşa paşa da seçime girerim” diyecek bir aday varsa, 7 bin 500 TL’lik başvuru ücretini biz ona verelim lütfen aday olmasın! Yahu kardeşim bu kentin altyapısı sözde 2000’li yıllarda bitti. Yıl olmuş 2013 biz hala, “Altyapı ile uğraştık, asfalt dökdük, taş döşedik, yolu çizdik (hemi de beyazla)” gibi haberler paylaşan siyasetçiler tanıyoruz. Yalan mı? Hadi eskiyi geçtik büyükşehir belediye başkanının bu kentin tarihi yapısını, kültürel değerlerini, etnik durumunu, gelişmişlik ve gelişmeye olan ihtiyacını, sahip olduğu değerlerle bağdaşık olabilecek kalitede hizmetleri getirebilecek yeterlikte olması gerekiyor. Bak Kadir Topbaş açıkladı 2019’da İstanbul’da metronun gitmeyeceği yer kalmadı diye. Yahu bizde hala ‘Pejo’ (Peugeot) minibüslerin gitmediği yerler var biz hala sadece Cumhuriyet ve Maraş Caddesi’nden ibaretiz. Bırak metroyu “TOKİ’deki evime gideyim kurban keseceğiz” diyoruz ne metrosu! Ama olaydı da iyiydi…

 

Dahası…

 

Neyse dahasını uzatmayayım, konuşmaya devam edeceğiz. O yüzden hazır adaylara yüklenmişken bir de başvuruyu alacak AK Parti il teşkilatına bir iki kelam edeyim de içimde kalmasın.

 

***

 

AK PARTİ İL BAŞKANLIĞINA ARZUHALİMDİR!

 

Sizden rica ediyoruz, size başvuracak adaylarda şu özelliklere dikkat edin. Yani ay sonunda adaylık başvurularının bitmesiyle birlikte aday lisetesi önünüzde olacak. Biliyorum ki koordinatörlerle, Genel Merkez’le aranız iyi. Ankara sizi arayıp da kim, nedir diye sorarsa siz de şu hususları göz önünde bulundurun:

 

-Başkanın meclis üzerinde ne kadar etkili olacağı düşünüldüğünde yarın bir gün başkana ters düşüp “Ulan seni çalıştırırsam ne olayım” diyecek adamlar değil içerisinde her kesimin takdirini kazanabilecek ve başkana ciddi anlamda destek sunacak isimleri yanına almalı başkan.

 

-Sizin adayınızın her kesimden desteği olsun, olsun ki bu memlekete hizmet gelsin arkadaş! Hatta geçtiğimiz günlerde mevcut AK Partili meclis üyelerinden M.Yasin Ertürk çıkıp AK Parti’nin İl Dayanışma Kurulu Meclisi’nde adeta kısa bir manifesto verdi. Tercbülerinden de faydalanarak artısıyla, eksisiyle oldukça iyi tespitleri olan Ertürk iyi de konuştu. Ertürk ne dedi biliyor musunuz: “Biz muhalefet konumunda olduğumuz için yeterince çalışamadık. Biz istediğimizi BDP’nin baskınlığı yüzünden anlatamadık. Kentin imar konusunda ile ilgili göz göre göre bize dayatılan bir mevzuyu kabul ettik. Biz kendimizce bir şeyler yapmaya çalıştık ama bir belediye meclisinde hakikaten bu işi yapacak isimler olmalı. Bir mecliste inşaat mühendisi de olacak, şehir planlamacısı da olacak, mimarı da olacak. Olacak ki kent ciddi anlamda hizmet alabilsin. Benim partiden ve vekillerden istediğim bunun dikkate alınmasıdır.” Benim Ertürk’ün sözlerinin üzerine söyleyecek lafım yok. Onun söylediğinin üstüne laf söylemem bile.

 

-Adamlar bizim gibi doğuştan şanslı değil. Denizsiz, gölsüz kente göl yapıyor. Dağ, tepe düzeltip üzerine büyük kentler kuruyor… Biz elimizdeki gölü, uçsuz bucaksız ve doğal güzelliklerle dolu bu kenti küçük bir dokunuşa bile kazandıramıyoruz. Birilerinin yapay olarak sahip olmaya çalıştığı güzellikler aslında biz de var da biz sadece bir tozunu almamız gerekiyor ama alamıyoruz. Bu kadar zor mu yahu?

 

-Bir de 21’inci yüzyıldayız. Amaç ortaokul, lise mezunlarını dışarıda tutmak değil zira artık birilerini teşkilata almadan ve gerek yerelde gerek genelde aday göstermeden önce şu eğitim seviyesine de biraz dikkat etseniz artık. En azından başvuracak insanların belli bir eğitim seviyesi olsa? Yeni ilçe teşkilatlarınız lise mezunlarından oluşuyor, yardımcılar ha keza. Bari büyükşehir için bir standardınız olsun. Olsun ki bu kentte büyük bir değer olarak kıyıda köşede duran ve sırf teşkilatlardaki bu durumdan dolayı adaylık başvurusu yapmayan nice değerlerimiz var. Bu insanlara da yazık etmeyelim.

 

İstirham ediyorum!


ÖMER AYTAÇ AYKAZ yazdı...

Editör: TE Bilisim