Başbakanın yemeğinde başbakanı Vanlılarla buluşturanlar ne yaptı biliyor musunuz?

Bir gün köylünün biri Nasrettin Hoca’ya hediye olarak bir tavuk getirir. Hoca memnun olur ve karşılık olarak onu sofraya davet eder. İki gün sonra üç köylü Hoca'nın kapısını vurur. Kapıyı açan Hoca sorar: “Kimsiniz?”

Adamlar: “Biz tavuk getiren köylünün komşularıyız,” derler.
Ertesi gün kapı yine çalınır. Hoca açar ve karşısında dört adam görür.
“Siz kimlersiniz?” diye sorar.
“Biz geçenlerde size tavuk hediye getiren köylünün komşusunun komşularıyız," diye cevap alır. Bu durum karşısında Hoca birşey söylemeden onları içeri alır ve sofraya oturtur. Az sonra onlara birer tabak sıcak su ikram eder... Hep bir ağızdan: “Bu nedir?” diye soran adamlara Nasrettin Hoca şu cevabı verir: "Bu, hediye aldığım tavuğun suyunun suyudur...”

 

*   *   *

 

Başbakan Erdoğan’ın Van’daki ziyaretinin ilk günü yapılan kanaat önderleri ve STK’lar ve kentin bilimum diğer önde gelen insanları ile buluşma amacıyla gerçekleştirilen o yemekte, toplantıdan öte konuşulması gereken şeyler var. Toplantıda konuşulanlar, dile getirilenler ve başbakana açık yüreklilikle anlatılanlar için diyecek söz yok. Van halkı açık açık başkana sorunları anlattı, başbakan da cevabını gerek kendisi gerekse de bakanları aracılığı ile verdi. Hatta dünka münşetimize de yansıdığı üzre başbakan Van’da deprem sonrası yapılanların üzerine daha bir çok şey ekleyerek, deyim yerindeyse “Van için kurban olsun.” Dedi.

Peki başbakanın yemeğinde başbakanı Vanlılarla buluşturanlar ne yaptı biliyor musunuz?

O gece o yemeğe davet listesi oluşturuken yine ‘Bi sene üç bene’ yaptı. O yemekte Van’ın kanaat önderleri yok muydu? Vardı! Ama çok üzülerek söyleyebilirim ki yine o toplantıda Van’ı yönetme kabiliyeti sadece ‘Facebook’la sınırlı olacak kapasitede adamlar vardı. Gerisini siz düşünün. Adam adaylığını sosyal medyada açıklamaktan öteye gidememiş o yemeğe ‘Kanaat önderi’ olarak çağrılmış. Vatandaş Van’dan ayrılalı yıllar olmuş, kanaat önderi olarak çağrılmış, partide görevliler yazılırken yanındaki arkadaşı da “Sen deeee aşiret lideri ol. Zaten aşiret liderisin!” aşiret lideri diye yazmışlar. Hatta liste o kadar baştan savma yapılmış ki bir isim iki defa yazılmış, bazı vatandaşlar ne olduğuna bakılmaksızın alelacele araya sıkıştırılmış. En garibi de nedir biliyor musunuz?

 

-Mustafa Bilici’nin danışmanı Erol Baykara, kardeşleri Harun Bilici ve Mehmet Bilici o listede ‘Kanaat Önderi’ diye çağrılmış.
-Şemsikanların Özalp ile alakası bile olmayan Kıyasettin Özarslan diye bir isim Şemsikan aşireti şeklinde sıkıştırılmış.
-Adını bile anmak istemediğim bir aday adayının adayının adayı yine kanaat önderi diye yazılmış!
-Gazeteciler STK başkanı, sıradan partililer iş adamı olarak yazılmış da yazılmış!

 

Tabi bunlar sadece benim ilk bakışta gözüme çarpanlar. Listeme baksam emin olun daha büyük skandallar da var devamında…

El insaf diyorum ben! El insaf!

Siz Başbakanı bu kentteki en elit ve söz sahibi insanlarla buluşturacağınıza yine yolunu bulup partilileri, eşinizi, dostunuzu köşeye bucağı sıkıştırmışsınız. Bu kadar da olmaz!

Daha da devam edeyim mi yine Başbakanın katıldığı bir toplantıdaki ciddiyetsizlik masa düzenine de yansımış. Bu kentte ismini vermek istemiyorum ama kentte söz sahibi olan, vergi rekortmenliğinde ön sıralarda yer alan ve ciddi anlamda Van için katma değer sağlayan insanların masa düzenini de o kadar düşünmeden hazırlamışsınız ki bu insanlar kapı önünde otururken, torpilli partilileriniz bakanlarla aynı masada ‘Sen bir tanesin’ yarışmacası yaptılar. İş adamları bakanlara Van’ın sıkıntılarını anlatacaklarına yine aralarında Van’ın meselelerini anlatıp durdular. Hatta isim veriyorum bu ilin ekonomi patronları olan Yunus Gökçenay, Rıza Oktay, Abdurrahman Yörük gibi isimler neden Başbakan ile oturup ona biraz daha il ile alakalı yerinde paylaşımlar yapmasınlardı ki?

İşte tüm bunlardan dolayı:

‘Kanaat’ notu veriyorum. Sıfır (0). Otur yerine!

 

*   *   *

 

PADİŞAHIM ÇOK YAŞA!

Başbakan Van ziyaretinde ısrarla ne dedi?

-Van Belediyesi benim vatandaşıma yol yapmamış, etraf çamur deryası!

-Yollar berbat durumda, halkımın yüreycek yolu yok!
-Nedir bu Van’daki çöp rezaletinin hali? Bu mudur belediyecilik?
-Biz hükümet olarak bilmem kaç kalem yatırım yaptık, şimdi de açıyoruz.
-Benim Türk kardeşimin ne hakkı varsa Kürt kardeşim de aynı haktan faydalanacak.

Peki “Biji Tayyip Erdoğan” diyen, Erdoğan’ı bağrına basan bu kentin insanlarına, Erdoğan muhalefet etmek için ne demesi gerekiyordu? Olamayacağımı düşünerekten kendimi Kılıçdaroğlu ayarında bir muhalefet lideri yerine koyarak düşünüyorum, bence şöyle muhalefet edilebilirdi:

-Van Belediyesi deprem sonrası vatandaşın derdine ne kadar derman olabildi?
-Kendine bile çare bulamayan, deprem sonrası iki yıl geçmesine rağmen kendisine bir hizmet binası bile yapamayan BDP’li Van Belediyesi’nin konteyner kentteki vatandaşların durumuna el atmaması da doğal değil mi?
-Konteyner kentteki vatandaşlar için bu imkanı sağlayabilecek Van Belediyesi neden bir şeyler yapmaya kalkmıyor?
-Kentte herkesin dillendirmesine rağmen Van Belediyesi’nin hiç üzerine almaya bile yanaşmadığı Van Gölü kirliliğindeki bu vurdumduymazlığın sebebi ne?
-Bilbordlarda ‘Su, yol, kanalizasyon’ reklamlarıyla şov yapan bir belediye neden Edremit’teki vatandaşların su sorununda bir sorumluluk almaz da herkes TOKİ’deki sıkıntılardan hükümeti sorumlu tutar?

Ama nerde… Çöp de çöp, çöp üstüne çöp! Dünya lideri Erdoğan’a Van’da konuşturdukları sözlere var. Peki Van halkına hangi vaatlerde bulunulmuştu? Van halkı ne bekliyordu Erdoğan’ın o mitinglerinden:

-İŞKUR alımları konusunda büyük bir alım müjdesi!
-Deprem konutlarının ücretlerinin seçimin yüzü suyu hürmetine affedilmesi.
-Kiracılara yeni TOKİ konutları müjdesi!
-Anadil konusunda iyi bir çıkış!
-Konteyner kentin sorunları çözüleceğine dair sözler, vaatler vs.
-SGK prim ve Vergi Borçlarının erteleneceği müjdesi!
-KOSGEB kredilerinin insanlara hibe edileceği sürprizi!

Sebep: Padişahım çok yaşa!
Sonuç: Herşey çöp oldu!

 

*   *   *

 

Tamam diyelim ki AK Partili siyasetçiler bir şekilde Başbakana yaranmak için ildeki gerçek sorun ve sıkıntıları yansıtmıyor. Ya Türkiye’nin iktidarı Van muhalefeti AK Parti yerelde neden muhalefetliği beceremiyor. Neden BDP’ye mevcut sorunlar için tek bir laf bile eden olmuyor? Cevabı çok net. Evet, ‘Net’ çünkü bir çok Ak Partili’den bizzat duyduğum gibi: Ben niye BDP ile kötü olayım ki! Banane! Sorarım: Bu kentin sorunlarını iktidar bir muhalefet olarak dillendirmezken kimin dillendirmesini bekliyorsunuz?

Başbakan bu kente bu kadar adanmışlıkla gelirken, Van için iki gün boyunca bir dakika bile oturmayıp ille de büyükşehir diye diye dilinde tüy bitmişken yerel dinamiklerin fikrine ve zikrine bakın! Yazık…

 

*   *   *

 

İşte tüm bunlara ne denir biliyor musunuz?

Siyasetin suyunun suyunu çıkarmak. Ak Partililer bunu yapıt. Tebrikler…