ŞEHRİVAN HABER: CEYLAN KARA-BÜŞRA TEKNAZ 

Van’da çözüme bir türlü kavuşturulmayan sıvasız ve boyasız yapılar görüntü kirliliğine neden olmaya devam ediyor. Çarpık kentleşme sorununun yaşandığı kentte, estetikten söz etmek imkasız bir hal alırken, çözümüne yönelik ise herhangi bir adım atılmıyor. Ülkenin tarihi ve kültürel şehirlerinden biri olan Van’da yılladır devam eden sorun, birçok kez gündeme gelse de sorun çözüme bir türlü kavuşmadı. Şehrivan Gazetesi olarak 2016 yılından bu yana sürekli gündeme getirilen, ‘Sıvasızlar’ manşeti ile de ciddi manada gündem oluşturan konuyla ilgili buna rağmen adım atılmıyor. Özellikle Kent Estetik Kurulu gibi yapıların denetiminde olması gereken ve belediyelerin takip etmesi gereken konuların başında gelen sorun sürerken Konuyla ilgili Şehrivan’a önemli değerlendirmelerde bulunan Mimar Saim Hakan da Van gibi güzel ve potansiyeli yüksek bir şehre yazık ettiklerini ifade etti.

VAN’IN ÇİRKİN VE BAKIMSIZ GÖRÜNTÜSÜ BİR KEZ DAHA GÜNDEMDİ                                                                                                                                                                            

Van’ın bakımsız ve çirkin görüntüsü sürerken Şehrivan’ın yıllar içinde defalarca gündeme taşıdığı konuyla ilgili bu kez de uzman isimler değerlendirmeler paylaştı. Konuyla ilgili konuşan mimar Saim Hakan bu estetikten uzak yapılaşma ilgili olarak, “Bu durumun temel nedenlerden bir tanesi depremden sonraki yapılaşmanın yeni imar alanlarına açılan yerlerde yapılması bu binaların şehir merkezinde olması ayrıca dar ve sıkışık, olması kentsel dönüşüme biraz geç girmesine sebep oluyor. Bunun yanında kentsel dönüşüm için planlanan ve hedeflenen çalışmalar yapılmazken, binaların sıvasız görüntüleri de kentte yakışmayan manzaralar yansıtıyor. Belediye bünyelerinde bulunan kent estetik kurulu, bu konularla ilgili fikir beyan edebilirdi. Bu kurulların alacakları kararlarla boyasız ve sıvasız görüntü oluşturan cephelere çözüm bulunabilir.” dedi.

BAKIMSIZ MANZALAR TURİZMİ DE ETKİLİYOR

Van’ın turizm kenti olma yolunda ilerlediğini belirten Hakan, “Van bir sınır şehri olarak İran’a yakın bir yer ve aynı şekilde Türkiye’den doğuya baktığınız zaman tarihiyle, doğal güzellikleriyle Van tam bir turizm şehri bunun başlı nedenlerinden biri sınır kenti olduğu için İranlılar tarafından bu dönemlerde sıklıkla tercih ediliyor. Ve bu görüntüler kentin turizmini olumsuz etkiliyor. Van’daki belediyelerin bu konuyla ilgili herhangi bir çalışmaları veya kalkınma planları var mı bilmiyorum? Şehrinize ne kadar önem verirseniz, turistleri de bir o kadar yaşadığınız yere çekersiniz. Van’a baktığımız zaman birkaç caddesi dışında bakıma muhtaç bir yer haline gelmiş. Van gibi güzel ve potansiyeli yüksek bir şehre yazık oluyor.” İfadelerini kullandı.

SORUN ÇÖZÜLEBİLİR AMA…

Atanacak öğretmen sayısı ve branş dağılımı belli oluyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan kabinede açıklayacak! Atanacak öğretmen sayısı ve branş dağılımı belli oluyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan kabinede açıklayacak!

Van’ın işlek caddelerin de bulunan binaların ön ve arka yüzlerinin birbirlerinden farklı olduğunu vurgulayan Hakan, şöyle konuştu: “Piyasada çalışan mimarlar olarak işverenin verdiği işi yapıyoruz. Bu sorunun birçok muhatabı bulunuyor. Öncelikle Mimarlar Odası ve belediyeler baştan beri bu işin içinde olmaları gerekiyor. Öte yandan üniversitede mimarlık ve peyzaj mimarlığı var. Aslında bu sorunları tartışırken toplu bir şekilde tartışmak gerekiyor. Kent estetiği temel olarak valilik ve büyükşehrin aldığı kararlarla düzenlenecek sorunlardır. Bu şekilde bina sahipleri de bu uygulamalara katılacaklardır. Zorla ya da farklı yollarla değil, anlaşarak gerek kurumlar gerekse de dükkan ve bina sahiplerinin destekleriyle bu sorun çok kolay çözülebilir ama bir türlü buna yönelik bir adım atılmıyor.”

“KENTİN KİMLİĞİNİ KORUMAMIZ GEREKİR”

Van’ın estetikten uzak görüntüye sahip olduğunu dile getiren Hakan, kentlerin birer canlı varlık olduğunu söyledi. Hakan, cümlelerini şöyle sürdürdü: “Kentler sürekli bir gelişim ve dönüşüm içerisindedir. Kentin bir tarihi vardır. Bahsettiğimiz yapıların cephe ve estetik görünümünün geçmişten kopuk olmaması lazım. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, Van’dan geçerken avlulu iç bahçelerden bahsetmiştir. Bu bahsettiği Van’daki evlerin yapı biçimidir. Sonraki süreçte bu binalar kentsel dönüşüme girmiştir. Kent kendi tarihinden ve estetiğinden uzak bir hale gelmiş. Misal Mardin’deki sıra sıra evler ve belli başlı malzemelerden yapılan evler ayrıca o estetiği korumaları net bir örnektir. Van’da bu estetik görünüm neden korunmadı? Kentin kendi kimliğini korumamız gerekir.”

“ESKİ YAPILAR KORUNSAYDI, VAN BU HALDE OLMAZDI”

Son yıllarda kentte yapılan ucube yapıları da değerlendiren Hakan, “Her kentte bazı simge yapılar vardır. Misal Eskişehir’de Odun Pazarı Evleri var ve bunlar koruma altına alındılar. Van’da da eski yapılar korunsaydı şu an bu halde olmazdı. Van’ı yansıtan o değerli yapılar günümüzde halen varlığını koruyacaktı. Geçmişteki yöneticiler ve başımıza gelen doğal felaketler yüzünden hep yıkıma dönük kararlar alınıyor. Bundan sebep kentsel dönüşüm tarihin izlerini yok etme yolunda ilerliyor. Son zamanlarda da bu dönüşüm ile bir AVM açtılar. Kentle hiçbir ilişkisi olmayan ne idiği belirsiz arkası tamamen metal plaklardan oluşan bir yapı, oraya ucube bir şekilde bırakılarak terk edildi. Bu sadece bir örnekti ve bunun gibi sınırsız örnekler var.” Diye konuştu.

“KENTİN TARİHİ GÜZELLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜRÜYORLAR”

Hakan, “Van’da saat kuleleri çok fazla görüyorum. Hem bir mimar hem de bir vatandaş olarak bundan çok rahatsızlık duyuyorum. Nedeni ise kentin göbeğine görsel bir şey yapıldığında bunun şehre ait olmadığı çok belli olan yapılar olması, şehrin estetik görüntüsüne zarar veriyor. Bu gibi şeyleri kente yaparken kenti güzelleştirdiklerini zannediyorlar fakat kentin doğal ve tarihi güzelliğine gölge düşürüyorlar. Bu da kötü görüntüye sebebiyet veriyor. Van’ın diğer kentlerden eksiği yok fakat yönetimde eksiklik var. Çünkü Van’ın ilerlemesi için bir planlama yok. Eksiklilerin üzerine gitmekten çok ihtiyacı olmayan yerlerde çalışmalar yapıyorlar.” Dedi.

Editör: Ömer Aykaç