Bazı sofraların şenlendiği bazı sofraların iyice küçüldüğü, manevi duygular yerine 5 yıldızlı otellerde yemek israfının zirveye çıktığı bir Ramazan ayının ardından herkes dolu dolu bir bayram yaşarken bazıları da adeta ‘Kara’ bayramı yaşadı. Ekonomik anlamda zor günler geçiren Van’da yaşanan sıkıntılar sadece ekonominin çarkını döndürenleri değil, en alt kademede çalışanları da vurdu. Van Ramazan boyunca kimi zaman dilencilerin dramına, kimi zaman iftar sofrasına bir sıcak ekmek yetiştirmek için gününü koşturmaca ile geçiren ayakkabı boyacılarına, kimi zaman bir ay boyunca iş isteyen İŞKUR işçilerinin dramına kimi zaman da ekmeğini taştan çıkaranlara şahitlik etti. Ramazan da, bitti bayram da. Tüm bunlardan geriye yine ‘kara’ bir bayram ve davası ekmek olanların hikayeleri kaldı…  


Haber Yorum: Ömer TOKTAŞ – Önder ALTINAL / Şehrivan ÖZEL

Bu sene ki Ramazan Bayramı’nın gündeminde alışveriş telaşı ve seyyar satıcılar gibi birçok konu vardı. Fakat bu sadece Ramazan Bayramı’nın görünen yüzüydü. Biraz daha dikkatli baktığınızda ise Bayram Namazı’nda bile kapı önünde iş bekleyen boyacıların dramını ve bütün bayram ekmeği uğruna bir park köşesinde yatan İŞKUR işçilerinin acılarını görebilmek mümkün. Bu işçiler gibi belki birçok kişi çocuklarına bir bayramlık alabilmek ya da evlerine bir bayram şekeri sokabilmek için uzunca bir süre ter döktü. Şehrivan Gazetesi olarak ulaştırabildiğimiz kadarını okurlarımızın takdirine sunuyoruz. Bir ayakkabı boyacısının ve İŞKUR çalışanının öyküsü var karşımızda. Kış mevsiminde ayakkabılara sürdüğü boyanın kuruduğu bir soğukta çalışan ayakkabı boyacısı bayramda çocuklarını giydirebilmek ve evinin ihtiyaçlarını karşılamak için bayram namazına kadar çalıştığını belirtirken, İŞKUR işçisi bayramda bile evinde ve çocuklarının yanında olamadığını dile getirdi.

“BELEDİYEMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUZ”

Konu ile ilgili görüşlerini bildiren ayakkabı boyacısı Hamit Altuntaş “30 yıldır burada boyacılık yapıyorum. Yaz-kış, sıcak-soğuk demeden burada ayakkabı boyacılığı yaparak evime ekmek götürüyorum ve çocuklarımı okutuyorum. 1982’den beridir burada aynı yerde çalışıyorum. Belediyemiz boyacılar için burada bu olanakları sağlamadan önce yine bu cadde üzerinde dükkânların kapı önlerinde bu işi yapıyordum. Ancak dükkân sahipleri bundan rahatsız oluyordu ve bende çalışamıyordum. Bunun yanı sıra rahatsız olmayan esnaftan ise biz rahatsız oluyorduk. Nasıl diye soracaksanız? Esnaf dükkânın önünü yıkamak için su dökünce bu suların hepsi bize geliyordu. Özellikle kış aylarında o karda, o çamurda ve o soğukta bu iş tam bir eziyet haline geliyordu. Ama biz evimize ekmek ve çocuklarımıza rızık götürmek için durmadan, yorulmadan, hastalık dinlemeden çalıştık. Son olarak Belediye bildiğiniz gibi bize burada yer imkânı sağladı ve bizlerde çamurun, yolun içinden çıktık ve burada oturacak üstü kapalı bir yerimiz oldu. Bu yüzden belediyemize teşekkür ediyoruz. Ama belediyemizden bir ricamız daha var. Bu yapılan yerler ciddi anlamda bize güzel olanaklar sağladı. Fakat biz bu yerlerin kapatılmasını istiyoruz. Çünkü kış aylarındaki sert rüzgâr ve kar bizi kötü etkiliyor. Bu soğuklardan dolayı bir arkadaşımız hasta oldu ve 3 ay sadece sırt üstü yatmak zorunda kaldı. Belediyemizden ve belediye eş başkanlarımızdan ricamız bizim bu halimizi bir görsünler ve bize yardımcı olsunlar.” İfadelerini kullandı.

“ELLERİMİZ BOYALI, YÜZÜMÜZDE BURUKLUK VAR”

Bayramların yüzlerin güldüğü günler olduğunu belirten Boyacı Altuntaş “Bu sene ki bayrama gelecek olursak. Bu yıl geçtiğimiz yıllara göre daha durgun. Başta da belirttiğim gibi 30 yıldır bu işi yapıyorum bu bayram gibi durgun bir bayram yaşamadım. Diğer esnaf arkadaşlar; giyimcisi olsun, tatlıcısı olsun yine satışlarını iyi bir şekilde yapmış olabilirler ama ben ve boyacı arkadaşlarımız bu seneyi kötü geçirdik. Yine de şükrediyoruz. Ama şunu da belirtmek gerekir ki bizim memleketimiz çok ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşıyor. Buda elbette ki bizi çok etkiliyor. Bu bayram geçen bayramlara göre çocuklarıma tam anlamıyla bayramlık alamadım. Bu yüzden bu benim içimde bir dert oldu. Bayramlar insanların mutlu olduğu, küslerin barıştığı ve yüzlerin hep güldüğü günlerdir. Ama bizim bu sene ne yazık ki yüzümüz pek gülmedi. Yine şükredip hayata olumlu bakmaya çalışıyor ve bunu ailelerimize yansıtmamaya çalışıyoruz. Eskiden bayramlarda bir dakika boş kalmazken şimdi ise insanları zorla teşvik ediyoruz. Çünkü ciddi anlamda bir kriz yaşıyoruz. Vergi borcu olup bu borcu veremeyen, depremde yaşadığı sıkıntılar için kullandığı sıcak paranın geri ödemesini yapamayan insanlarımız mağdur durumdalar hal böyle olunca bizimde bayramımız bayram olmaktan çıkıyor eziyete dönüşüyor.” Diyerek ekledi.

“VERİLEN SÖZLER TUTULMADI”

Kendilerine işlerinin devamlılığı konusunda söz verip de tutmayan yetkililer yüzünden mağdur olduklarını dile getiren İŞKUR işçisi Süleyman Amca “Bu bayram bizim için kara bayram olarak geçti. Bu bayram biz evimize gitmedik, çocuklarımıza bayramlık alamadık, misafirimize tutacak bir şeker alamadık hatta ve hatta biz bu bayram gülemedik. Neden? Çünkü biz üç yıl boyunca kurumlarda taşeron olarak çalıştık. 3 yılın ardından bize söz verenler sözünü tutmadı ve bizde dönüşümlü olarak burada eylemlere başladık. Ramazandan önce burada toplandık, Ramazanda iftarlarımızı burada açtık ve burada nöbet tuttuk. Bir vali ile görüşmek, sesimizi duyurmak için polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldık. Ramazan boyunca tazyikli su ve biber gazı yedik. Sonunda bayram geldi ama bu bayram kara bayram olarak geldi kapımızı çaldı. Ben ve diğer birçok arkadaşım böyle hitap ettik bu bayrama. Kara Bayram! Öncesinde durumumuz nasıldı? Allah’a şükür olsun ki evimizi geçindiriyor, evimize bir ekmek götürüyorduk, bayramda evimize şeker alıyorduk, çocuklarımıza bayramlık alıyorduk. Ama 3 yılın sonunda bizleri kurumlardan çıkardılar. Ben özel idarede çalışıyordum ve inanın bana bu kurumların hiç biri bizden rahatsız değildiler, aksine bizi çok seviyordular. Ama gelin görün ki bize söz verenler bizi kandırdılar ve bizlerde bu şekilde boşta elde avuçta hiçbir şey olmadan ortada kaldık. Bizim davamız ekmek davasıdır. Biz aç kalalım sorun değil ama çocuklarımız aç kalınca yüreğimize dokunuyor, canımız acıyor. Belli ettirmemeye çalışıyoruz ama onlarda çok iyi görüyor ve biliyorlar. Biz sadece çocuklarımıza kıyafet ve evimize ekmek götürmek istiyoruz. Bize bayramı sormayın biz kara bayram yaşadık ve yaşıyoruz.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim