15 Temmuz Darbe Kalkışması’nın ardından birçok alanda olduğu gibi Askeri alanda önemli değişikliklere gidilmeye devam ediyor. Hükümet Askeri şehir merkezinden çıkarmakla birlikte diğer alanlarda da revizyonunu sürdürürken bunlardan en önemli adım 26 ildeki 32 askeri hastanenin Sağlık Bakanlığı bünyesine kaydırılması ile atıldı. Daha önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmayan hastanelerin daha güçlü hale getirilip gazilere, şehit yakınlarına, askeri personele ve vatandaşlara aynı kalitede hizmet vermeyi sürdüreceği ile ilgili karardan sonra ilk adımlar atılmaya başladı. GATA ile askeri hastanelerin sivilleşme süreci Van’da da sürdü. Uzun yıllar Van’da da hizmet veren Askeri Hastane, FETÖ’ye yönelik operasyonun ardından Kamu Hastaneleri Birliği’ne devredilip Sağlık Müdürlüğü bünyesine alınan İstanbul Hastanesi ile birlikte ikinci hastane oldu. İstanbul Hastanesi’ni İpekyolu Binası olarak açan Genel Sekreterlik, Askeri Hastanesi de İskele adıyla değiştirip hizmete açtı. Van Asker Hastanesi, 669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı'na devredilerek, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi İskele binası olarak hizmete başladı.Van Asker Hastanesi'nde yapılan devir teslim töreninde konuşan Van Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Heybet Semur, askeri hastanelerin devrinin FETÖ davası sebebiyle devralınan hastaneler ile karıştırılmaması gerektiğini belirterek, "Bugün ülkemiz askeri sağlık hizmetleri ve sivil sağlık camiaları olarak bir tarihe tanıklık ediyoruz. Özel ve fedakâr bir hizmet alanı olan sağlık hizmetleri alanında sivil sağlık hizmetleri ve askeri sağlık hizmetleri çalışanlarının üst kimlikte birleşmesini gerçekleştiriyoruz. Van Asker Hastanemiz ve Sağlık Bakanlığı Van Eğitim ve Araştırma Hastanemiz bir arada çalışmak üzere ek bina olarak açılan 'İskele binamız' tüm halkımıza ve ülkemize hayırlı olsun" dedi. KAPATILMIYOR, DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE GELİYOR!Van Asker Hastanesi'nin Sağlık Bakanlığı çatısı altında hizmetlerine devam edeceğini ifade eden Semur, şunları söyledi: "Bakanlığımıza bağlanan askeri hastaneler, FETÖ davası sebebiyle devir alınan hastaneler ile karıştırılmamalı ve bir tutulmamalıdır. Bu bağlanma esnasında eski alışkanlık ve iş akışlarının değişmesinden dolayı bir takım tereddütler oluşabilecektir. 1891 yılında kurulan, 125 yıllık bir tarihi olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Türkiye Cumhuriyeti askeri sağlık hizmetlerinin kapatılması veya fonksiyon dışı bırakılması düşünülemez. Askeri sağlık hizmetlerinin ülke güvenliği ve gizlilik gibi birçok vazgeçilmez özelliği vardır. Bunlar sağlık hizmetlerinin ertelenemezliği, devredilemezliği ve depolanamazlığı ilkelerine ek olarak en az onlar kadar önemli unsurlardır. Bu konuda resmi kimlik değiştiren kurumlar ve çalışanlar, bir anda kendilerini kapatılmış veya devredilmiş gibi hissiyata kolaylıkla düşürebilirler. Askeri sağlık hizmetleri olarak standart hasta ve hastalık tedavilerinin yanı sıra, saha hizmetleri, sağlık yetenekleri muayeneleri, heyet ve rapor işlemleri, muharebe görevleri, sefer ve çatışmada acil ve kriz destek hizmetleri elbette ki hepimiz ve ülkemiz için çok gereklidir." “ESKİSİNDEN İYİ OLACAK”Devletin bu hastaneleri devre dışı bırakmadığını da sözlerine ekleyen Dr. Semur, "Bu hastaneleri kapatmıyoruz. Bu hizmetler aynı şekilde ve eskisinden de güçlendirilmiş şekilde yürüyecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sağlıkta geldiği seviye ve gösterdiği başarılar ile zaten Sağlık Bakanlığı tüm dünyaya kendini kabul ettirmiş bir kurumdur. Geliştirdiği uygulamalarına birçok noktada yakın ilgi gösteren askeri sağlık tesisleri ile ciddi yakınlaşma ve ortak çalışmalarımız uzunca bir süredir herkesin malumudur" dedi. “ENDİŞEYE GEREK YOK”Askeri hastanelerin sahip olduğu imkânların eskiden olduğu gibi ülkenin en iyi ve ileri teknoloji uygulamaları olması gerektiğini ifade eden Dr. Semur, "Aylardır askeri hastanelerle Sağlık Bakanlığı hastaneleri arasında sürekli doktor ve malzeme alışverişi, ortak çalışma ve iş birlikleri burada zaten beraber çalıştığımızın ve bu işin eskiden olduğu gibi ayrı götürülemeyeceğinin kanıtıdır. Bizler sağlık alanı çalışanı olarak bir elin parmakları gibiyiz, sadece parmaklara taktığımız yüzükler farklı. Kolda ve vücutta beraber hareket edip farklı rol ve görevlerde de işbirliği yapmamız bu ülkenin daha güçlü bir ordu ve sağlık hizmetine kavuşmasına imkân tanıyacaktır. Bu hastanelerin güvenlik açısından devlete ve Sağlık Bakanlığı’na bağlanması konusunda endişe duyan çevreler, bu hastaneleri gizli ve stratejik görev yapmaktan çıkaracağımızı düşünmemelidirler. Devletin her türlü güvenlik ve gizliliği başta sağlıkçılar olmak üzere bizlerin asli görevidir" ifadelerini kullandı. ÇALIŞANLARA JESTDr. Semur ayrıca, "Tüm halkımız, bu işlemin bir devralma ya da kapanma işlemi değil, devletin bir kademesine, o da sağlık kademesine bağlanma işlemi olduğunu özellikle unutmamalıdır. Bugüne kadar Van Asker Hastanesi'nde gece gündüz demeden çalışan, büyük fedakârlıklar gösteren başta Başhekimimiz, Başhemşiremiz ve Hastane Müdürümüz olmak üzere bütün çalışanlarına ayrı ayır teşekkür ediyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından hastane personeline verilen kokteyl ve gül takdiminin ardından program sona erdi.