Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde kurulan ''Balık Müzesi'' ile su ürünlerini tanıtmak, balığı sevdirmek, balık yeme kültürünü aşılamak, çevre temizliği konusunda bilinçlendirmek amacıyla ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik gezi programları gerçekleştiriliyor. Elazığ Su Ürünlerini Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan protokol çerçevesinde, haftanın belirli günlerinde öğretmenleri eşliğinde kurumu ziyaret eden öğrenciler, Balık Müzesi'ni gezerek birçok su ürününü yakından görme fırsatı buluyor. Gezide, öğrencilere sinevizyon gösterileri ve tanıtım filmleriyle kurum personeli tarafından sağlıklı beslenmede balığın önemi anlatılarak, öğrencilerin balık yeme alışkanlığı kazanmaları hedefleniyor. Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Hakan Akgün, yaptığı açıklamada, TÜİK verilerine göre, Türkiye'de yetiştiricilikle elde edilen su ürünleri üretiminin 2002 yılında 61 bin 165 ton iken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının uygulamaya koyduğu politikalarla 2015 yılında 250 bin ton seviyesine ulaştığını söyledi. Balık yetiştiriciliğindeki artışa rağmen aynı tarihler arasında Türkiye'de kişi başı balık tüketiminin 8 kilogramdan 5,5 kilograma düştüğüne işaret eden Akgün, bunun da Türkiye'de halkın daha çok kırmızı et yeme alışkanlığından kaynaklandığını belirtti. Sağlıklı beslenme açısından önemi dikkate alındığında balık eti tüketiminin arttırılması gerektiğini vurgulayan Akgün, ''Üretim miktarına paralel olarak tüketim miktarını da arttırmamız gerekiyor. Gelişmiş ülkeler, özellikle Avrupa ülkelerinde yıllık kişi başına düşen balık tüketimi ortalama 22 kilogram. Dünya ortalaması 16 kilogram, ülkemizde ise 5,5 kilogram. Bunun mutlaka arttırılması lazım.'' diye konuştu. "BALIK YEME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRILMALI"Sağlıklı beslenmenin çocukların hem zihinsel hem de fiziksel gelişimlerini olumlu yönde etkilediğini anlatan Akgün, çocukluk döneminde kazanılan beslenme alışkanlıklarının yaşamın daha sonraki yıllarında da devam ettiğini dile getirdi. Sağlıklı yaşam bilincinin oluşturulması için ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların beslenme eğitimi için ana hedef olması gerektiğine dikkati çeken Akgün, kurum olarak bu seviyedeki öğrencilere yönelik düzenledikleri etkinliklerle sağlıklı beslenme açısından büyük önem taşıyan balık tüketimini özendirmeye çalıştıklarının altını çizdi. Bu amaçla son 4 yıldır okullarda eğitim ve seminerler verdiklerini, okullarda ekmek arası balık dağıtımı gerçekleştirdiklerini aktaran Akgün, geçen yıl kurdukları Balık Müzesi ile bu yönde çocukların daha da ilgisini çekmeye amaçladıklarını bildirdi. "120 FARKLI TÜRDE SU ÜRÜNLERİMİZ BULUNUYOR"Balık Müzesi'ni bugüne kadar 700 civarında ortaokul ve ilkokul öğrencisinin ziyaret ettiğini aktaran Akgün, şöyle devam etti: ''Balık Müzesi'nde 120 farklı türde su ürünlerimiz bulunuyor. Özellikle Fırat ve Dicle nehirleriyle ülkemizin diğer iç sularında ve denizlerinde yaşayan balık türlerinin bir kısmını burada muhafaza etmek kaydıyla okullardan müzeyi görmek için gelen öğrencilerimize balıkları anlatıyoruz. Özellikle belgesellerde görmeye alıştıkları bu balıkları müzede görerek hem balık kültürü oluşturmak yolunda eğilim gösteriyoruz hem da farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz." Öğrencilere özellikle insan sağlığı açısından balık etinin kaliteli bir besin olduğunu vurgulayarak tüketimini arttırmaya yönelik bilgilendirme toplantıları yaptıklarına işaret eden Akgün, balık tüketiminin anne ve babalar tarafından da teşvik edilmesi gerektiğini aktardı. Akgün, sağlıklı beslenmedeki öneminden dolayı balık tüketiminin arttırılmasına yönelik Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının son yıllarda yerel ve ulusal medyada kamu spotları yayınladığını ve okullarda seminerlerle toplantılar düzenlediğini sözlerine ekledi.