ŞEHRİVAN ÖZEL: HAMİT KARAKUŞ/ÖMER FARUK TOKTAŞ-  Van’da göreve başladığının hemen akabinde yılın Milli Eğitim Müdürü seçilen Van İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Tevke döneminde Van, Liseler Giriş Sınavı sonuçlarına göre 65’inci sıradan 75’inci sıraya düştü. Bir çok alanda Türkiye’nin son 10 ili arasında yer alan Van LGS sonucunda sıra atlamak yerine sıra kaybederken, kentin eğitimdeki kötü gidişatı sürdü.

Lise Girişi Sınavı (LGS) sonuçlarının açıklanmasının ardından LGS'de toplam net sayısı baz alınarak en başarılı il sıralaması açıklandı. En başarılı iller; Muğla, Tunceli ve Giresun olurken, Şırnak, Hâkkari ve Siirt ise başarı sıralamasının en altında kaldı. Başarılı il sıralamasında Van, 75’inci sırada yer alarak geçtiğimiz yılki başarı sıralamasının 10 sıra altında kaldı. Doğu ve Güneydoğudaki illerden sadece Tunceli ilk sıralarda yer alırken bölgedeki diğer illerin neredeyse tamamının en alt sıralarda yer alması ise dikkatlerden kaçmadı. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavının kaldırılmasının ardından yeni sistem Lise Geçiş Sınavı (LGS) olarak belirlenince başarı sıralamasında son sıralarda yer alan Van, 2018 yılında başarı sıralamasında 63’üncü sırada yer almıştı. Kurumlar ve yöneticiler başarılı olarak lanse edildikçe Van kan kaybetti. Kentin en önemli yaralarından birisi olan sınav ve eğitim sıralaması kentte şaşkınlık yaratırken Şehrivan Gazetesi olarak Van’daki eğitim sendikalarıyla görüşerek oluşan tablonun nedenlerini dinledik. Van Eğitim Sen Şube Sekreteri Orhan Buran ve Van Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mehmet Ali Uca ile yaptığımız görüşmelerde her iki sendika yetkilisi de eğitimdeki idarecilerin işinin ehli olmayan kişilerden oluştuğunu ve ücretli öğretmenlerin öğrencilerin başarısına kötü bir etki bıraktığına dikkat çektiler. Gözler ise geçtiğimiz yıl göreve başlar başlamaz yılın müdürü seçilen Hasan Tevke ve eğitim yöneticilerinin yapacağı açıklamaya çevrildi.

BAŞARISIZLIK İÇİN SENDİKALAR NE DİYOR?

TEOG sisteminden sonra öğrencilerin LGS sürecine alışmasının zaman alacağını belirten Van Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, “LGS sistemi Türkiye’de henüz oturmuş bir sistem değil, biraz zaman alacaktır. Özellikle dezavantajlı olan bölgelerde ve ilimizde bu sistemin oturması bir hayli zaman alacaktır. Çünkü buradaki öğretmen sirkülasyonu, öğrencilerin daha çok kırsal kesimde gelmesi ve taşımalı sistemin en yoğun bölge olması yönüyle baktığımızda ciddi sıkıntılar doğurmaktadır. Bu da bölgemiz adına bir handikaptır. Sistemin Türkiye ve Bölge için yeni olması, ilçe milli eğitim müdürlüklerinde TEOG sisteminde olduğu gibi heyecanının kendini rehavete bırakması da bunda etken olarak görülebilir. TEOG sisteminde öğrencilerimiz canla başla hazırlanıyorlardı, hazırlatılıyorlardı, öğretmenlerden ve velilere kadar herkes öğrencisiyle kendisi ilgileniyordu. Sınav’da bir derece yukarı çıkmanın hesabı yapıyordu. Okullarımız başarı adına ekstradan kurslar düzenleniyordu. Ama maalesef yeni sistemle birlikte öğrencilerde ciddi bir rehavete neden oldu.” diye belirtti.

UCA: BÖLGE’DE VE İLİMİZDE PUANLA YERLEŞTİRİLEN OKUL SAYISI AZ

Bölge’de puanla yerleştirilen okul sayısının az olduğunu ifade eden Uca, “Bölge’de ve ilimizde puanla yerleştirilen okul sayısının az olması öğrencilerde güven ve cesareti bulamamalarına neden olmaktadır. ‘Nasıl olsa evime en yakın okula giderim’ düşüncesiyle rehavete kapılıp ders çalışmaktan uzak kalmaktadır. Şu anki ilimizin sıralaması memnuniyet vermese de işin gerçek boyutu bu maalesef.” dedi.

UCA: EĞİTİMDE TEMEL SIKINTI, EĞİTİMCİ OLMAYAN KİŞİLERİN ÜST KADEMELER YER ALMASI

Uca, Türkiye’de birçok alanda yol alındığını ama eğitimde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirterek eğitimdeki temel sıkıntının eğitimci olmayan kişilerin üst kademeler yer almasından kaynakladığının altını çizdi. Uca, “Eğitimin içinden gelen insanların görevlendirilmesi, eğitimin sorunlarına bire bir çözüm üretecektir. Maalesef bu anlamda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. TEOG sistemi oturmuş bir sistemdi bir anda kaldırıldı. Bu öğrenciler üzerinde ciddi bir sıkıntı yaratmış oldu. Bu yanı sıra her yeni sistemin getirdiği dezavantajlar var. Özellikle gelişmekte olan şehirler ya da dezavantajlı olarak nitelendirebileceğimiz şehirler de biraz daha net göstermektedir.” diye ifade etti.

“ÜCRETLİ ÖĞRETMEN EĞİTİMDE BAŞARIYI SEKTEYE UĞRATIYOR”

Van’da ücretli öğretmen sayısının fazla olmasına değinen Uca, “İlimizde 13-14 bin kadrolu ya da sözleşmeli öğretmen varken, 3 bine yakın ücretli öğretmen bulunmaktadır. Bu şekilde olması eğitimde başarıyı sekteye uğramaktadır. Ücretli öğretmenlik yapan arkadaşlar arasında çok gönülden çalışanlar da var ama yetersizlik noktasında ‘Nasıl olsa ben ücretli öğretmenim’ deyip ‘Bir şey yapmasam da olur’ havasıyla maalesef eğitim sekteye uğratılıyor.” dedi.

“PROJE VE ALAN OKULLARI ORANI YUKARI ÇIKARILMALI”

Van’da LGS sınavına bu yıl yüzde 90’nın üzerinde bir katılım gerçekleştiğini vurgulayan Uca, “İlimizde 22 bin LGS öğrencisi mevcut iken, 18 bin 300 öğrenci sınava girmiş, bu da yüzde 90’nın üzerinde öğrencinin sınava girdiğini göstermektedir. Birçok ilde başarısız olan ve kendi evine yakın okula gidecek olan öğrenciler sınava girmedi. Aslında bu da başarıyı oran anlamında düşürüyor. İlimizde neredeyse yüzde 90 katılım varken, bazı şehirlerimiz de başarısız olan öğrenciler sınava girmedi. Bu da aslında ilimizin seviyesini düşürmüş oldu. İlimizde 15 bine yakın öğrenci girmiş olsa ortalama net sayısı 30’a çıkardı. Öğlencilerin yüzde 90’ı kendilerine yakın okullara giderken, yüzde 10’u proje ve alan okullarına gidebiliyorlar. Başarıyı gerçek anlamda arttırmak isteniyorsa proje ve alan okulları oranı yüzde 20-25’e kadar çıkarılması gerekiyor.” dedi.

UCA: İKİ YIL ÖNCEKİ HEYECAN TEKRAR YAKALANMALIDIR

Son olarak başarı oranın yukarıya çekilmesi konusuna değinen Uca, “Öncelik olarak Bölge’de çalışan öğretmenlere ücret noktasında ek bir tazminat getirilmesi gerekiyor. Öğretmeni bölgede tutabilecek en iyi sistem budur. Biz sözleşmeli öğretmenle ve öğretmenleri burada 4 yıl boyunca mahkûm ederek eğitim kalitesini arttıramayız. Biz buraya gönülden buraya gelebilecek öğretmelere ihtiyacımız var. Ek tazminat yeni adıyla ek teşvik haline dönüştürerek öğretmenlere verilmesi gerekiyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri iki yıl öncesine kadar TEOG sistemi ile öğrencilere ve öğretmenlere getirmiş olduğu heyecanı tekrar sağlamaları gerekiyor. Diğer bir nokta ise bölgede öğretmenleri takdir etme noktasında çok zayıf kalıyoruz. Çalışan öğretmenlerimizi takdir ve motive etmiyoruz. Çalışan öğretmeler adaletli bir şekilde ödüllendirilmelidir. İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin özellikle deneme sınavları noktasında öğrencileri biraz daha motive edecek sınavlar yaptırmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.

EĞİTİM SEN’DEN BURAN: BU VAN’A ÖZGÜ BİR DURUM DEĞİL

Başarı sıralamasının bu denli gerilerde olmasının sebepleri arasında ana dilde eğitim ve ücretli öğretmenlik olduğunu belirten Eğitim-Sen Van Şube Eğitim Sekreteri Orhan Buran “Öncelikle bunun sadece Van’a özgü bir durum olmadığını belirtmek istiyorum. Bölge illerinin tamamının son sıralarda olması özellikle de kendi ana dilinde eğitim almayan bir çocuğun yeni bir dil ile karşılaşmasının üzerinde yarattığı olumsuz etkileri gösteriyor. Bununla birlikte öte yandan baktığımızda Van’da 18 bin küsur öğretmen görev yapıyor. Bu öğretmenlerin 4 bin tanesi ek ders karşılığı ücretli öğretmen olarak görev yapıyor bu da her 5 öğretmenden birinin ücretli öğretmen olması ve her 5 sınıftan birinin bir sonraki sene öğretmen değiştirmesi anlamına geliyor. Bu da otomatik olarak çocukların farklı öğretmenlerle ders işlemesi anlamına geldiği için çocukların derslere olan motivasyonunun düşmesini sağlıyor. Aynı zamanda öğretmenlerin de öğrenciler üzerinde tam anlamı ile hâkimiyet kuramamasına sebep oluyor.” İfadelerini kullandı.

“MÜLAKATLAR ÖĞRENCİYİ ÜMİTSİZLEŞTİRİYOR”

Var olan başarısızlığın sürekli değişen sistem ile ve açığa almalar ile de alakası olduğuna dikkat çeken Buran “Bölgeye has olarak da bundan 3 yıl önce 870 arkadaşımızın açığa alınması daha sonra 86 arkadaşımızın ihraç edilmesi ve sürgünlerin yaşanması bu da bölgede eğitime olan bakış açısının farklı bir noktaya evirilmesine sebep oluyor. Çocuk yıllardır eğitim aldığı ve bildiği öğretmeninden ayrılınca ister istemez öğrenme için sarf ettiği çaba da bir anda kesintiye uğruyor. Sadece bununla da sınırlı kalmıyor bu başarısızlığın sebebi. Ülke geneline baktığımızda sürekli değişimler gösteren bir sistem var. Örneğin artık memur alımlarında devlet mülakat yoluna gidiyor. Daha sonra gönül hatır meseleleri ile alımlar yaşanınca çocuk sarf edeceği çabanın bir tanıdığı olmadığı müddetçe boşa gideceği kaygısını yaşıyor. Ben niye okuyayım diye düşünüyor. Çocukların çevresinde kendi çabaları ile bir yerlere gelmiş örnekler arttıkça oda dört kolda emek sarf etmeye başlar.” Diye ekledi.

“NE BİR SANAT ATÖLYESİ NE SPOR SALONU VAR”

Öğrencilerin enerjilerini atabileceği sanat atölyeleri ve spor salonları olmadığına da dikkat çeken Buran sözlerine şu şekilde devam etti: “Ayrıca iklim koşullarından dolayı 6 ay yaşanan Kış mevsimi içerisinde çocukların içerisinde bir enerji oluşuyor ve çocuklar bu enerjilerini atabileceği bir sanat atölyesi ya da spor salonu gibi bir merkez bulamıyor. Bu da çocukların enerjisini farklı alanlara derslerine engel teşkil edecek alanlara yönelmesine sebep oluyor. Son yıllarda çıkarılan diziler, oyunlar ve benzeri faktörler çocukları hantal bir yaşama sürüklüyor. Yine ilimizde örnekler arasında gösterilebilecek mavi balina denilen oyun yüzünden 3 çocuğumuzun intihar etmesi olayın haklılığını açıkça gözler önüne seriyor.”

“İDARECİLER LİYAKATTEN UZAK”

Eğitimdeki idarecilerin mensup olduğu görüşlerle göreve geldiklerini ve bunun da liyakatten uzak olmalarına yol açtığını belirten Buran “Liyakatten uzak idarecilerin atanması da başarısızlığımızın sebepleri arasında gösterilebilir. Sadece bir sendikalı veya bir görüşe daha yakın diye idareci atamalarının yapılması eğitimde niteliği düşürüyor. Bir idareci özverisine bakılmaksızın birinin tanıdığı veya bir görüşe mensup olduğu için bir kurumun başına getirildiğinde orada nitelik olmuyor. Çünkü o işinin ehli olan biri olmuyor. Eğitim burada siyasal ideolojilerin egemenliği altına bırakıldığı için veya egemen ideolojiye bağımlı olduğu için ciddi anlamda sıkıntılar yaşanıyor. Bunlar idarecilerin öğrencilere hitap edememesine ve öğrencilerin azmini çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik hamleler yapamamasına neden oluyor. Çünkü daha önce de dediğim gibi bu insanlar işinin ehli olan insanlar olmuyor genelde.” Diye konuştu.

“LGS BİR DAYATMA KURUYOR”

LGS’deki sistemin öğrenciler üzerinde bir dayatma kurduğuna dikkat çeken Buran “Sınav sisteminin değişmesi de öğrencilere dezavantaj yaratan durumlardan biri diyebiliriz. Öğrenci istediği okula gidemiyor. Kendi çevresinde bulunan 5 okulu yazmak zorunda kalıyor ve bunlardan iki tanesinden de biri meslek lisesi diğeri imam hatip lisesi olmak zorunda. Buda öğrenciye yapılan bir dayatma olduğu için yine başarı elde edilemiyor. Van’a baktığınızda sadece bir tane Güzel Sanatlar Lisesi var oda Erciş Yolu üzerinde çok uzak bir yerde yer alıyor. Ama bunun yanında baktığınızda nerdeyse her mahallede bir imam hatip görebiliyorsunuz. Biz böyle deyince de bize imam hatip liselerine karşı mısınız diyorlar? Biz imam hatiplerin bu kadar çok olmasına karşıyız. Bir toplumda insanların dini inançlarını öğrenebileceği kurumlar olması ve bunların okullar olması gayet doğaldır ama bunun zoraki değil öğrencinin inisiyatifi ile yapılması gerekiyor.” Diyerek sözlerini noktaladı.

VAN SON SIRALARDAN NEDEN KURTULAMIYOR?

Van’ın LGS ile birlikte gündeme gelen eğitim sıralamasındaki yeri yıllardır tartışılan konuların başında yer alırken yıllardır konuşulmasına rağmen bir türlü ilerleme kaydedilmiş değil. Uzmanların sorunu eğitim sistemindeki yenilikler, aksaklıklar, ücretli öğretmenlikler gibi sebeplere bağladığı süreçte gözler ise eğitimin başındaki isimlere çevrilmiş durumda. Son yıllarda defalarca yapılan çalıştaylar, toplantılar ve eğitim alanında yapılan bir çok yatırıma rağmen Van eğitimde bir türlü son 10’da kurtulamazken Van Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ve ilçe müdürlüklerin bu konuda bir eylem planı olup olmadığı merak konusu oldu. Hatırlandığı üzere Van’da şu anda Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten Hasan Tevke, 2018 yılında Van Milli Eğitim Müdürü görevini Kıyasettin Kırekin'den devraldıktan kısa bir süre sonra Artı Eğitim Dergisi ve egitimtercihi.com'un ‘Eğitimde Başarı Ödülleri’ töreninde yılın en başarılı milli eğitim müdürü seçilerek ödüle layık görülmüştü. Yönetciler ve kurum bunun gibi bir çok organizasyonda enler arasında yer almasına rağmen Van’ın sürekli olarak son’lar arasında yer alması ise kafalarda soru işaretleri bırakıyor.

Editör: TE Bilisim