VAN

Van’da kar yağışı, bu mevsim geç geldi: Uzmanından ‘aldanmayın’ uyarısı geldi!

Van’da bu yıl kar, kente alışıldığından çok daha geç uğradı. Aralık ayının son günlerinde görülen ilk yağış, geçmişte aynı dönemde yoğun kar örtüsü yaşayan şehir için dikkat çekici bir tablo oluşturdu. Süreci Şehrivan’a değerlendiren Van YYÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, düşen karın sevindirici olsa da su krizini ortadan kaldırmayacağını dile getirerek, su yönetimi konusunda uyarılarda bulundu.

Abone Ol

Van’da karasal iklimin etkisine rağmen bu yıl mevsimin ilk karı aralık ayının sonuna doğru düştü. Geçmişte bu aylarda metrelerce karın yağdığı kentte yağışların geç başlaması dikkat çekerken, küresel iklim değişikliği ve kuraklığın Van Gölü Havzası üzerindeki etkileri giderek belirginleşiyor. Bu yıl yeterli yağış alınmadığı için barajlar dip seviyeye inerken, bazı gölet ve dereler kurudu, Van Gölü’nün su seviyesi de metrelerce geriledi. Sonbaharda su seviyesinin düşmesi nedeniyle tarım ve enerji üretiminde kullanılan barajların devre dışı kalması bölge halkında endişe yarattı. Konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van YYÜ Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu ise kar yağışını “değerli ama yetersiz” olarak nitelendirerek, artan sıcaklık ve buharlaşma nedeniyle yalnızca bu yağışlara güvenmenin doğru olmadığını, havzanın önümüzdeki yıllarda daha ciddi bir su sorunu ile karşı karşıya kalabileceğini vurguladı.

ALAEDDİNOĞLU: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA KENDİNİ HİSSETTİRİYOR

Alaeddinoğlu, iklim değişikliğinin havzada her yönüyle hissedildiğini belirterek, “Şimdi şöyle bakmak lazım her şeyden önce: İklim değişikliği içinde bulunduğumuz havzada kendini her yönüyle hissettiriyor. İklim değişikliği denildiğinde genelde sürekli artan sıcaklık akla geliyor; oysa bu durum yalnızca sıcaklığın yükselmesiyle açıklanamaz. Aslında ekstrem hava olaylarının daha sık görülmesi söz konusudur. Yani yaz aylarında sıcak hava dalgaları bölgeyi nasıl etkiliyorsa, kış aylarında da soğuk hava dalgalarının etkilemesi gayet doğal” dedi.

VAN’A MEVSİMİN İLK KARI GEÇ YAĞDI, SU KRİZİ KAPIDA!

Alaeddinoğlu, Van Gölü Havzası’nın önümüzdeki süreçte sıcaklık dalgalarına daha fazla maruz kalacağını dile getirerek, “Dolayısıyla havzada gördüğümüz uzun süreli değişikliklerde belirgin bir sapma yok. Van Gölü Havzası ve genel olarak Doğu Anadolu Bölgesi, önümüzdeki süreçte sıcaklık dalgalarına çok daha fazla maruz kalacak. Bölgenin sıcaklığı artmaya devam edecek ve hatta bu artış dünya ortalamasının üzerinde olacak. Örneğin dünyanın ortalama sıcaklığı 1,5–1,6 derece artarken, Doğu Anadolu Bölgesi yüksek rakımdan dolayı 3–4 derecelik artış yaşayabiliyor. Bu süreç devam edecek” ifadelerini kullandı.

VAN’DAKİ KAR YAĞIŞI DEĞERLİ AMA UZUN VADEDE YETERLİ DEĞİL!

Van’a düşen kar yağışının kıymetli olduğunu belirten Alaeddinoğlu ancak bu yağışın uzun vadede hiçbir anlam taşımadığının altını çizerek, “Düşen kar yağışı elbette çok değerli ancak uzun vadede hiçbir anlam ifade etmiyor. Bölge ısınmaya devam edecek, sıcaklık artışı sürecek. Yaz ayları daha sıcak olacak ve buharlaşmanın şiddeti artacak. Önümüzdeki yıllarda bunun etkilerini daha fazla göreceğiz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi havzadaki değişimi şöyle tarif edebiliriz: Yağışlarda azalma var, sıcaklıklarda ciddi bir artış var. Sıcak hava dalgalarının sayısı geçmişe oranla neredeyse yüzde 300–400 arttı. Buharlaşmada da yüzde 200–300 civarında artış söz konusu. Bu durum iklimi büyük ölçüde değiştirdi. Havzada sonbahar yağışları büyük ölçüde ortadan kayboldu” diye aktardı.

VAN’DA MEVSİMLER DEĞİŞİYOR: SONBAHAR YAĞIŞLARI KAYBOLDU

Uzun dönemli verilere işaret eden Alaeddinoğlu, geçmişte kasım aylarının havzanın en yağışlı dönemlerinden biri olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Uzun yıllık periyotlara baktığımızda kasım ayı Van Gölü Havzası’nın en yağışlı aylarından biriydi. Kasım ayında ortalama 100 mm’nin üzerinde yağış düşerdi. Ancak son yıllarda - yani son 20 yıldır - bu uzun dönemli iklimdeki sapma daha bariz ortaya çıktı ve sonbahar yağışları büyük ölçüde ortadan kalktı. Yağışlar kısmen kış aylarına, daha çok da bahar aylarına kaydı. Dolayısıyla havzada düşen bu yağış, yani kar yağışı gerçekten değerli. Bunu 10 yıl sonra da görebiliriz. Kuzey menşeili hava hareketleri bölgeye girdiğinde yağışı kar şeklinde görmemiz doğal bir süreç. Şu anda yaşanan da bu. Ancak bu durum tabloyu değiştirmeyecek.”

VAN’DA YERALTI SU SEVİYELERİ HIZLA DÜŞÜYOR: “UZUN VADEDE DE VAN’DA KAR YAĞARSA YAĞSIN BU SU İHTİYACINI KARŞILAMAYACAK”

Van’ın içme ve kullanma suyunun büyük bölümünü yeraltı sularından karşıladığını dile getiren Alaeddinoğlu, “Uzun vadede kar yağarsa yağsın da su ihtiyacını karşılamayacak. Van ili içme ve kullanma suyunu büyük ölçüde yeraltı sularından sağlıyor. Her yıl yeraltı su seviyeleri gittikçe düşüyor. Yüzey sularının, yani yağmur ve karla düşen suların toprağı ve yeraltı sularını besleme kapasitesi de azalıyor. Sıcaklığın artışı ve buharlaşmanın şiddetlenmesi su kaybını artırırken, yağıştaki azalma da bu tabloyu daha olumsuz hale getiriyor” dedi.

“YAĞIŞLARA ALDANMAYIN, VAN’A SU YATIRIMLARI ŞART”

Alaeddinoğlu, kısa süreli yağışların “sorun çözüldü” algısı oluşturmasının doğru olmadığını belirterek, “Bu olumsuzluk, önümüzdeki yıllarda havzada içme ve kullanma suyu sorununun çok önemli bir konu haline gelmesine yol açacak. İçme suyuyla ilgili sorunlar yaşayacağız. Dolayısıyla bu yağışlara aldanarak “havzaya yeterince kar düştü, artık su ihtiyacımız karşılanır” düşüncesi doğru değil. Havzanın su ihtiyacının karşılanması için mutlaka yatırımlar yapılmalı ve süreç doğru yönetilmelidir. Aksi takdirde, kapalı bir havza olan bu bölgede yaşayan 1 milyonun üzerindeki insan içme suyu sorunuyla karşı karşıya kalabilir” şeklinde konuştu.

VAN’DA TARIM, HAYVANCILIK VE GÖÇ BASKISI ARTIYOR!

Sulama suyundaki yetersizlik nedeniyle köylerin göç verdiğini ifade eden Alaeddinoğlu, “Tarımla uğraşanlar zaten büyük ölçüde sulama suyu sorunu yaşıyor. Son birkaç yıldır bu sorun şiddetle artıyor. Köyler bu nedenle göç veriyor; insanlar ya Van’a ya da Türkiye’nin farklı kentlerine gidiyor. Hayvancılıkta da su sorunu var ve bundan sonra daha da şiddetlenecek” diye aktardı.

VAN’DA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİSİNİ HİSSETTİRMEYE DEVAM EDİYOR!

Van’da sonbaharın yağışsız geçtiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Yağış rejimi de değişiyor. Ekimden itibaren düşmesi gereken yağışlar artık düşmüyor; sonbahar yağışsız geçiyor. Kış aylarında nispeten, özellikle ilkbaharda yağış artıyor. Geçmişte mayıs ayı yağışı 30–40 mm civarındayken, 2024’te 119–120 mm’nin üzerinde yağış kaydedildi. Ancak sıcaklıktaki artış, düşen yağışın büyük ölçüde buharlaşmasına neden oluyor” diye konuştu.

VAN’DA YAZ KURAKLIĞI UZUYOR, AKDENİZ İKLİMİ ETKİSİ ARTIYOR

Havzaya Akdeniz ikliminin sokulduğunu belirten Alaeddinoğlu, yazların daha sıcak ve kurak geçtiğini vurgulayarak, “Daha da önemlisi, havzaya Akdeniz ikliminin sokulduğunu görüyoruz. Bu, yaz aylarının daha sıcak ve kurak geçeceği anlamına geliyor. Yaz ayları vejetasyon dönemidir; bitkilerin en çok suya ihtiyaç duyduğu zamandır. Yağış olmayınca tarımsal faaliyetler ve verimlilik bundan büyük ölçüde etkilenir” dedi.

“SUYUN DOĞRU YÖNETİLMESİ VE YERALTI SU KAYNAKLARININ KONTROLLÜ KULLANILMASI GEREKİYOR”

Alaeddinoğlu, suyun iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları aktardı: “Yaz kuraklığının uzaması, hem içme hem kullanma hem de sulama suyu üzerindeki baskıyı artıracak. Bu da yeraltı sularına daha fazla yönelmeyi teşvik edecek. Sonuçta havzanın ihtiyaç duyduğu su büyük ölçüde ortadan kaybolabilir ve insanlar ciddi içme suyu sorunlarıyla karşılaşabilir. Bu yüzden suyun doğru yönetilmesi ve yeraltı su kaynaklarının kontrollü kullanılması gerekiyor.”

ALAEDDİNOĞLU: VAN’DA KARSTİK KAYNAKLAR KORUNMALI

Van’ın su ihtiyacının önemli bölümünü karşılayan Kavuşağaç Dağları’ndaki karstik kaynakların korunması gerektiğini belirten Alaeddinoğlu, “Şehrin su ihtiyacının büyük kısmını karşılayan güneydeki Kavuşağaç Dağları’ndaki kaynakların - ki bunların önemli bölümü karstik yapıdadır - şehrin ihtiyacını karşılayacak yatırımlarla değerlendirilmesi şart. Karst, suyu geçiren ve yeraltına akışı destekleyen bir yapıdır. Bu alanların korunması ve doğru planlanması gerekir” ifadelerini kullandı.

“HAVZA SU YÖNETİMİNİN BİLİMSEL TEMELDE İNŞA EDİLMESİ ŞART”

Çözüm önerilerinde bulunan Alaeddinoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Bu yüzden bütün bu sürecin derli toplu ele alınması gerekiyor. Havzanın yönetilmesi, havza su yönetiminin bilimsel temelde inşa edilmesi şart. Toprak ve su analizleri yapılmalı, nüfus ve tüketim miktarları doğru hesaplanmalı. Akarsular, inci kefali gibi türlerin göçü ve ekosistem bir bütün olarak değerlendirilip yeniden tasarlanmalı. Aksi halde havzanın geleceğini kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.”