Erdem Yavuz Ekici yazdı: Demokratik konsey!

Yerel seçimlerden sonra teşekkül eden belediye yönetimlerinin ardından, idari kadrolar yavaş yavaş oluşturulmakla birlikte, şehrin yönetimi ve yapılacak hizmetler için projeler üretilmeye başlanacaktır. Lakin halkında yerel yönetimlerde söz sahibi olması için kent konseylerinin oluşturulması gerekiyor. Kent konseyleri doğrudan demokrasinin bir örneği olup, yerel yönetimlerin vazgeçilmez unsurlarındandır.

Kent konseyi; halkın yönetime dahil olmasını, halkın şehrini sahiplenmesini, kentlerin yaşam kalitesinin artırılmasını, kentte kentlileri ilgilendiren karar ve taleplerin müştereken ve müzakereci doğrultuda alınmasını, kentlilerin kentle ilgili görüş ve düşüncelerini özgürce ifade edilmesini sağlayan ve sivil toplumu önceleyen katılımcı ve demokratik bir oluşumdur. Kent konseyleri ile birlikte bilgi akışı hızlanacak, yönetimde hesap verilebilirlik ve saydamlığın önü açılacaktır.

Ülkemizde kent konseyine ilişkin ilk kanuni düzenleme 2005 tarihli 5393 sayılı Belediye Kanunu’dur. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesinde kent konseyleri için; “kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır” (Mad. 76) denilmek suretiyle kent konseylerine önemli bir görev yüklenmiştir.

Geçtiğimi günlerde Van Büyükşehir Belediyesi tarafından da yapılan bir açıklama ile kent konseyinin oluşturulması için çalışmalara başlanacağı belirtilmiştir.  Oluşturulacak konseyin yapısı kent konseyi yönetmeliğinin 8. Maddesinde belirtilmiştir. Elbette yönetmeliğin öngördüğü şekil şartının yerine getirilmesi elzemdir. Fakat kent konseyinin amacının kentteki demokrasi alt yapısının tesis edilmesi düşünüldüğünde, inisiyatif alınarak çoğunlukçu temsiliyetten yana cephe alınması fikrindeyim.

Yani büyük bir oranla seçimi kazanan yerel yönetim zaten belediye meclisinde ve belediyenin diğer organlarında üstünlüğü yeterince sağlamıştır. Fakat kent konseyinin ayrık yapısı düşünüldüğünde buradaki yapının çoğulcu değil de kentteki muhalif ve eleştirel seslerin duyulması amacıyla çoğunlukçu olarak tesis edilmesi yerinde olacaktır. Böylece yönetime katılabilen ve sesini duyurabilen kenttaş, kent için çalışmaktan daha ümitli ve hevesli olacaktır. Diğer bir durum kentteki STK örgütleri içinde geçerlidir. Belediyeden yardım sağlayan bazı STK’ların kent konseyinde yer alması bağımsız eleştiri sunmalarının önüne geçebilmektedir. Bu açıdan konseyde yer alacak STK’larında mali açıdan yerel yönetimlerden bağımsız olması şartı aranmalı ve siyasi pozisyonlarının bir kenara bırakılması tercih edilmelidir.

Hülasa; kent konseyin bir şehrin olmazsa olmaz demokratik kurumlarından birisi olup her türlü politika ve siyasetin üzerinde tutulmalıdır. Buradaki görüş ve düşüncelerin kentin gelişimine, saydamlığa ve özeleştiriye maksimum faydayı sağlayacağından, mümkün olduğunca ideolojiden arındırılmış bir konsey oluşturma yoluna gidilmelidir. Aksi halde körler, sağırlar birbirini ağırlar vecizesi gerçekleşecek saatlerce süren toplantıların sonunda kente dair hiçbir menfaat elde edilmeden dağılma yoluna gidilecektir. Kent konseyinin çalışabilir, hesap sorabilir ve icracı olması bunun önüne geçecek ve kalkınma çekirdekten başlayacaktır.