Özlü Söz: Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları kendinize veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velisidirler. Siz onları veli edinirseniz onlardan olursunuz. Allah zalim topluluğuna hidayet vermez. Maide Suresi 51. Ayet

İran’ın İslami bir düşünce ile devrim yapması Amerika ve İsrail’i çok korkutmuştu. Çünkü tahrif edilen Tevrat’ta Nil ile Fırat arasındaki topraklarda Büyük İsrail İmparatorluğunu kurmak İran devrimi ile tehlikeye giriyordu. O halde acilen bir tedbir alınmalıydı.

O tedbirin alınması için lider konumunda biri olmalıydı. Bu lider hem İslami bilen hem siyasetten anlayan ve yükselmek isteyen biri olmalıydı. İşte bu lider uzun süredir ilişki kurdukları Recep Tayyip Erdoğan’dı. Erdoğan bu işe kendini önceden hazırlanmıştı.

Sultanbeyli eski belediye başkanı Ali Nabi Koçak anlatıyor; “ Erdoğan bir gün bana geldi ve dedi ki: Erbakan seni dinliyor, söyle de Hoca bu işi yapamıyor bana bıraksın”. O esnada yanımızda olan Mahmut Vanlıoğlu hoca ona öyle kızdı ki birbirilerine girdiler. Erdoğan daha o dönemlerde Erbakan’ı ekarte etme niyetindeydi.

ABD’li heyet bu teklifi Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğluna yaptı. Her ikisi de bunu ret etti. Erdoğan kendisine teklif götürüldüğünde keşfedildiğinin sevinci içindeydi. Hemen işe koyuldu.

Erdoğan teklifi kabul ettikten sonra Muhsin Yazıcıoğlunu aradı birlikte çalışmayı önerdi. Muhsin Yazıcıoğlu; “Kardeşim zaman ve hadiseler bana öğretti ki, Amerika’nın desteğindeki bir siyasette hizmet edilmiyor. Eğer millete dayanarak siyaset yapacaksan geleyim. Aksi takdirde Amerika hep kendine hizmet ettirir.”

Erdoğan, Yazıcıoğlu’na şöyle yanıt veriyor; “Bir müddet Amerika’nın dediklerini yaparız sonra millete hizmet ederiz. Mani olurlarsa dirsek vurur geçeriz”

Yazıcıoğlu’nun tarihe geçen cevabı; “Amerika dirsek vurulacak bir güç değil. Fil ile gireceğin yataktan ezilerek çıkarsın.”

AKP ilk kurulduğu gün Milli Görüş camiası bunun ABD tarafından desteklenip iktidara getirileceğini söylemesine rağmen kimse kulak asmadı. Herkes Milli Görüş’ü iftira atıyorsunuz diye suçladı.

Taki geçenlerde +1 Tv’ye konuşan Merkez Parti Gnl.Bşk.nı Abdurrahman Karslının açıklamalarına kadar.

Abdurrahman Karslı, AKP hakkındaki sözleri gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak’tan aktararak şunları söyledi; “A. Dilipak, AKP bir proje partisi olarak ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğunu iddia etti.”

Abdurrahman Dilipak’ın bu açıklamalarına yazar Ali Bulaç; “Evet o toplantıda bende vardım ve Dilipak
Abdurrahman’a Karslı Dilipaktan aktararak Erdoğan’a destek veren güçlerin kendisinden şu üç şeyi talep ettiğini söyledi;

1- Biz sizi iktidara taşıyalım.
2- Size iktidarda sorun çıkaranları opere edelim.
3- Size gerekli finansal destekleri getirelim.

AKP’den de istenenler de şunlardı;

1- İsrail’in güvenliğini arttıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız
2- Büyük Ortadoğu Projesi yani sınırların değişmesi
3- İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.

Erdoğan bu şartları kabullendi ve 14 Ağustos 2001 de AKP’yi kurdu. 3 Kasım 2002 tarihinde de girdiği seçimde iktidar oldu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir siyasetçi vekil olur olmaz başbakan olmuştu.

Yukarıda ilk üç şartı öne sürenler sözlerini tuttular ve şartları yerine getirdiler.

İstedikleri diğer üç şartı yerine getirmek Erdoğan için ateşten gömlek giymekti. Ama bir kere ok yaydan çıkmıştı. Yıllarca Siyonizm’e ve Amerika emperyalizmine karşı Erbakan’ın talebesi olarak Milli Görüş saflarında yer almıştı. Bir anda bunlardan sıyrılıp çıkmak onun için çok kolay değildi.

2002 Kasım seçimlerinde halka gittiklerinde Milli Görüşün devamı olduklarını ve ileride Erbakan Hocayı C. Başkanı seçeceklerini söyleyerek oy istediler. Halk onlara inandı ve Erbakan Hocanın evlatları ve talebeleri olarak dinamizmlerine, enerji ve siyasi geçmişlerine bakarak oy verdiler.

2003 yılında ABD ikinci kez Irak’ı işgal ettiklerinde ve onların tıpkı Özal gibi ABD oyununa gelerek “Bir koyup üç alacağız” kandırmacısıyla ABD’nin safında yer aldılar. Siz Milli Görüşçüsünüz bunu nasıl yaparsınız dediklerinde Erdoğan; “Biz Milli Görüş Gömleğini Çıkardık” demesi şok etkisi yaptı. O zamana kadar Erbakan onlar için bunlar bizden ayrıldılar ABD ve Siyonistlerle işbirliği içindeler demesini kimse önemsemiyordu.

Milli Görüşün siyaset sahnesinde indirilip yerine onun gibi yapar aldatması ile AKP iktidar yapılırken asıl hedefe Kuran etrafında gelişen uyanışı durdurmaktı asıl maksatları.

Çünkü ABD İslam’ı kendisine düşman ilan etmişti. Hele hele İslam Birliğini kurmak için büyük gayret sarf eden Erbakan’ı ve onun Milli Görüş davasını siyaseten yok etmek için kolları sıvamıştı.

ABD Başkan yardımcısı Dick Cheney, Başkan Bush’un Haçlı Seferi sözünü doğrulayarak Afganistan ve Irak işgallerinin gerçek nedenini açıkladı; “Irak’ı işgal etmeseydik, Müslümanlar İslam Birliğini kurup İsrail’i haritadan sileceklerdi.”

Konuşmasının devamında Cheney; “Teröristler, İspanyadan Endonezya’ya, Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya uzanan bir İslam İmparatorluğu kurmayı amaçlıyordu. Böyle bir İmparatorluk İsrail’i haritadan silerdi.”

Erdoğan’a AKP’yi kurdurup İsrail’in güvenliğini arttıracaksınız ve Büyük İsrail projesi olan BOP’u İsrail lehine geliştireceksiniz istekleri Dick Cheney’nin sözleri ile ispatlanıyordu.

ABD’nin neden Erbakan ve Milli Görüşün hedefi olan İslam Birliği kurmasını istemediği yukarıdaki sözlerle ispatlanıyor. İşte Erdoğan yükselme hırsına neleri kurban ettiğini belki ilk dönemde anlayamamıştı. Oysa yıktığı İslam Birliğine giden yoldu.

Ve ne yazık ki o yolu kapattı…

O yola gidebilmek için Milli Görüşün İslam Birliği projesine halkın yeniden inanıp destek vermesi gerekiyor.

Ama AKP kendisini ABD kırmızıçizgilerine o kadar kaptırdı ki artık onların yaptıkları ile kimse İslam’a sıcak bakmıyor.

17-25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen AKP Cemaat kavgası İslam düşmanlarına bol malzeme verdi.

AKP ve Cemaat bir anda kendilerini ABD’nin sahte İslam hizmetkârlığına aday buldular. Amerika yönetimi Evanjelisttir. Evanjelistler Siyonist Yahudi hayranı ve hizmetkârlarıdır. Siyonist İsrail’e hizmet etmek onlar için Cennete hesapsız girmek demektir. Bunu bilmeyen Müslümanlar onların bu güç ve destekleri ile İslam’a hizmeti etmeyi zannetmeleri sadece bir aldatmanın ürünüdür.

Gelecek yazımın 4. kısmını yazmak dileği ile…

Selam ve dua gerçek manada Allah’a tabii olanlaradır.


M.Necip Yavuzer yazdı..