Şehrivan’ın iki gün önceki manşeti muhteşemdi: Okullar yine yetişmedi: ‘Kına yakın’.

Van Milli Eğitim Müdürü’nün soyadına yapılan bu gönderme, bence çok yerindeydi.

 

Haberin tamamını okuduğumuzda manşette kullanılan başlığın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.

 

Lafı uzatmanın manası yok: Koca yaz mevsimini uyuyarak geçirenlerin okulların açılmasına iki haftadan daha az süre kalmışken ortalığa çıkmalarını tanımlayabileceğimiz bir sıfat tamlaması yok elimizde.

 

Basiretsizlik mi dersiniz, ilgisizlik mi, yeteneksizlik mi?..

 

Her şeyi diyebilirsiniz, hakkınız da var.

 

BU durum sadece eğitimle ilgili değil; sağlık konusunda da aynı sıkıntıyı yaşıyoruz mesela.

 

Elektrikte de, imarda da…

 

Sosyal devlet anlayışının olması gereken alanların tümünde berbat bir haldeyiz.

 

Ve bu durumlar, başka bir şehirde olmadığı kadar Van’da var.

 

Artık havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez.

 

 

Elektrik kesintilerini dile getirdiğimiz yazıdan sonra, kendine pay çıkaran bir iktidar mensubu ile yaptığım telefon görüşmesi sırasında, Allah’ın adaleti ya, tam üç defa elektrik kesildi.

 

Ama o beyefendi, hâlâ ısrarla, “Yok efenim, eskisi kadar değil kesintiler” diye çıkışıyor.

 

En sonunda dayanamayıp, “Valla sen de eskisi gibi değilsin” deyip kapattım telefonu.

O anlamıştır ne demek istediğimi.

 

Benim anlamadığım, kendini iktidara yakın hisseden biri elektrik sorununun çözülmesi için, eğer sandığı kadar ‘etkiliyse’, girişimde mi bulunmalıdır yoksa, bu berbat durumu ‘ama eskisi gibi değil’ deyip savunmalı mıdır?

 

Nedir bu aidiyet hissettiği zihniyetin sebep olduğu ‘kocaman’ yanlışları bile görememe körlüğü?

 

Bu Van’ın, hem ülke yönetimini elinde bulunduran iktidarın uzantılarında hem de yerel iktidarı elinde bulunduran partinin uzantılarında ciddi problemler var.

 

“Koca Akköprü Mahallesi’nin aylardır insan trafiğine kapattınız”  diye isyan ediyor vatandaş, belediye mensup olduğu partide olduğu için hemen alevleniyor yerel bir yandaş: “Belediye hizmet yapıyor, bundan önceki belediye böyle miydi?”

 

Yahu, kimse belediye hizmet yapmasın demiyor ki?

 

Zaten millet hizmet istiyor, belediyeyi buna teşvik ediyor.

 

Şehrin en işlek yollarından birini yapmak için onu aylarca trafiğe kapatmak mı gerekiyor?

 

Başka bir planı yok mu bunun?

 

 

Karayolları, yaptığı kavşakları herhalde ‘eskimesin’ diye zırt pırt bir yönünü kapatıyor.

Sorsan, “Çalışma var efenim”.

 

Yahu arkadaş, bu köprülü kavşaklarınızı zaten yeni bitirmediniz mi?

 

Eksikler varsa, o zaman aklınız nerdeydi?

 

Yok…

 

Devletin malı deniz nasıl olsa…

 

İki ayda bitirilebilecek bir yolu 3 yılda, defalarca müteahhit değiştirerek ve hala yapamayan kuruma ne denir ki…

 

 

Defalarca bu köşede dile getirildi: Vangölü’nün en güzel sahillerinin beton firmaları tarafından işgal edilmesi hangi kurumu, kurumları ilgilendiriyor acaba?

 

Beton mikserlerinin yollara beton döke döke şehir merkezine kadar ulaşmasına bir şey demiyor da trafik ekipleri, kafalarına göre araçları dakikalarca durdurup ‘emniyeti’ sağlıyorlar!..

 

İl Emniyet Müdürü’ne de bu durumu söylemiştim, not da almıştı; ne oldu bilmek istiyorum.

 

 

Şehrin iki büyük girişindeki yol lambaları yanmıyor.

 

Erciş yolunda hiç, Edremit girişinde her beş lambadan biri ya yanıyor ya da yanmıyor.

Peki, bununla kim ilgili?

 

Kimse de sormuyor, ‘yahu bu nedir’ diye…

 

Yerel medya desen, evlere şenlik.

 

 

Hayaller diyarı demiştik ya bir önceki yazıda…

Aklından ve kabiliyetinden haberi olmayan kişilerin belediye başkanlığına aday olup, aptallık sınırlarını zorlayan saçma projeleri içinde boğulmamıza ramak kaldı.

 

Ne projesi yahu?

 

Sen bu memleketteki, tozu, çamuru halledebilecek misin, onu söyle…