Güneşin Van’ı ısıttığı bir Pazar gününde, birçok kişinin sıcacık yataklarında güne uyanmalarına az bir zaman kala otobüsümüz Kuzey Irak’a doğru yola koyuluyor.

Üniversitemizden ve Bilim, Sanayi ve Ticaret il müdürlüğüne tahsis edilen 7 kişilik iş adamı kontenjanıyla 35 kişilik bir grup, Rektörümüz Peyami Battal’ın öncülüğünde Habur Sınır kapısına kadar uzun bir yolculuğun ardından, Silopi’deki uzun araç konvoyu karşısında kısa süreli bir şaşkınlık yaşıyor.

 

Tırlar tıka basa mal yüklenmiş bir şekilde sınırın karşı tarafına, suyun öte yakasına bize çok yakın bir o kadarda uzak kısmına geçebilmek için sabır dolu bir bekleyişin öznesi oluyorlar.

 

Kaderin bir cilvesimidir bilinmez ama Habur sınır kapısına vardığımızda önümüzde duran otobüs Batman molamızda bize katılan Arslan Bayram’ın firması Best Van Tur’un aracı.

 

Habur’dan geçtiğimizde adı Türkiye’de söylenirken beraberinde büyük bir sıkıntıyı da getirme potansiyeli taşıyan Kürdistan’da güllerle ve şekerlerle karşılanıyoruz.

 

Daha sonrasında Erbil’in bir çok noktasında, özel ve resmi alanlarda göreceğimiz Molla Mustafa ve Mesut Barzani’nin fotoğraflarıyla karşı karşıya oturduğumuz kontrol noktasından vizelerimizi alıp otobüsümüzle yola koyuluyoruz.

 

TSK’nın her sınır ötesi operasyon haberinin ardından soluğu kamuflajları ve savaş yelekleriyle bir çırpıda suyun karşı tarafında alan ulusal basınımızın canlı yayınlar yaptığı Zaho’da bir petrol istasyonun da mola vererek duruyoruz.

 

Kapıda güllerle karşılanmamız, daha sonrasında attığımız her adımın kolaylaşmasında ki en önemli yolculuk kahramanlarımızdan birisinin öncelikle Kürdistan Bölgesel Yönetiminin en büyük otobüs taşımacılığı firmasının sahibi ve  orada 250 kişilik yaygın bir istihdam gücü oluşturmuş olan Arslan Bayram ve Van Seyahatin Irak operasyonunun başarılı Vanlıları Fatma Yayan ve Şükrü Dayan.  

 

Arslan Bey yol boyunca bize Kürdistan bölgesini ve zaman zaman Best Van’ın geldiği başarılı noktayı anlatıyor.  Bu bölgeye son derece hakim olduğunu her yönüyle tüm ziyaretimiz boyunca belli ediyor.

 

Sağımıza Musul’u almışken birden bire U dönüşü yapıyoruz ve kaosun sürdüğü Musul’a girmeden yolumuzu 45 dakika uzatarak, Yezidi köylerinden geçerek Irak Kürdistan Bölgesel yönetiminin başkenti Erbil’e ulaşıyoruz.

 

Arap alfabesiyle yazılmış Kürtçe ve latin harfleriyle Türkçe olarak yazılmış yazılar hemen göze çarpıyor. Türk markalarının mağazaları Erbil’in hatta Kürdistan’ın dört bir tarafını sarmış vaziyette. Cebinizde pasaportlarınız olmasa ve hatta gümrük işlemleriniz yapılmamış olsa neredeyse başka bir ülkede olduğunuzu hiç anlamayacaksınız.

 

Ertesi sabah uyanır uyanmaz programımız başlıyor. Biz kahvaltıyla meşgulken onca yola ve yorgunluğa rağmen Rektörümüzün mesaiye ve görüşmelere erkenden başladığını öğreniyoruz.

 

Daha sonrasında Salahaddin üniversitesi ve Işık üniversitesi kampüslerini heyet halinde ziyaret edip, Rektörler arasındaki karşılıklı işbirliği ve öğrenci hareketliliği anlaşmalarının imzalanmasına şahitlik ediyoruz.

 

Bu günümüzde Van Milletvekili Burhan Kayatürk’ün selamlarıyla akrabası ve ailenin girişimci iş ortağı Abdulnasır Çetin, Süleymaniye’den kalkarak ekibimize dahil oluyor. Türkiye’de Kimlik adıyla bildiğimiz hemşerilerimizin mağazaları yurt dışında Maxi Mall adıyla faaliyet gösteriyor. Kimlik grubunun Irak’ın genelinde 17 mağazası  ve 1500 çalışanları var. Öyle ki hemşerilerimizin bu başarıları dünyanın en saygın gazetelerinden Washington Post’a konu dahi olmuş. Abdulnasır bey, Erbil’in en görkemli restoranında belki de hayatımız boyunca unutamayacağımız nitelikteki bir yemek şölenine mütevazi bir şekilde şahsı ve Burhan bey adına ev sahipliği de yapıyor. Irak’ın tamamında çok güçlü bir çevreleri ve bir o ölçüde de itibarları olduğunu kolaylıkla anlıyorsunuz.

 

Yükselen yeni bir başkent olarak Erbil’de televizyonda gördüğümüzün aksine, geleneksel yaşam tarzına baskın bir şekilde rastlayamıyoruz. Kürdistan bölgesindeki Kürt ve Türkmen gruplar günlük yaşam içerisinde geleneksel kalıplara meydan okurcasına bir modernleşme arayışı içinde görünüyorlar.

 

Yükselen binalar, artan apartmanlar, harikulade parklar, yeşil alanlar, geniş cadde ve kaldırımlarıyla sanki Amerikan müdahalesinin ve çatışmaların on yıllar öncesinde kaldığı, güvenli ve gösterişli bir Başkentin inşa ediliyor olduğunu da rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.

 

Görüşmelerimiz bir yandan devam ederken, Erbil kalesinin içindeki otantik ve tarihi çarşıyı gezmeye fırsat bulanlarımız memlekete teslim ufak tefek hediyeler almayı da ihmal etmiyorlar.

 

 Bir üniversite heyeti olarak gittiğimiz Irak gezisinde yapılan görüşmeler ve ziyaretler ister istemez Rektör hocamızın çabalarıyla amacının çok ötesine geçiyor. Sadece bir akademik gezi olmaktan ziyade, en az üniversitemiz kadar Van tanıtımına ve yatırımcıları bilgilendirmeye değin devam eden geniş bir yelpazede çok verimli görüşmeler yapılıyor.

 

Bu gezi Rektör hocanın tavrı ve ortaya koyduğu kararlı vizyonla Van ve Erbil arasında önemli bir ilk adım ve iyi niyet gezisine dönüşüyor. Aslına bakılırsa bundan sonra ki Van heyetleri için önemli bir eşik aşılmış ve önyargılar bu ziyaretle kırılmış olunuyor. Ayrıca Abdulnasır Çetin, Burhan Kayatürk’ün bu ziyaretlerin sadece Van’dan tek taraflı değil, Erbil’den de Van’a doğru iki taraflı olabilmesi için bir araştırma ve hazırlık çalışması içinde olduğunu da bizlerle paylaşıyor.

 

Üniversitesine inanan ve Van’ın potansiyeline her fırsatta değinen Rektör hocamızın, Van’ın bu potansiyelini harekete geçirmek için yoğun bir akademik çabayla çalışıp çabaladığını görmek açıkçası insanı umutlandırıp, çalışma isteğini arttırıyor. Sağlık sektörünün gelişmediği Kürdistan bölgesinde Üniversite hastanemizde birçok görüşmeye konu oluyor.

 

Yazacak daha çok şey varken son derece verimli geçen bu gezinin dönüş yolunda Duhok’ta Avro city adı altındaki Kürdistan bölgesinin en büyük inşaat projesini de ziyaret ediyoruz. 7 bin konut, onlarca malikane, kuleler, rezidanslar, AVM’ler, yaşam alanlarıyla devasa bir kompleksin içine girdiğimiz de bu işin patronu ve girişimcisi olarak her zamanki sempatik tavırlarıyla hemşerimiz Necip Yağızer tarafından karşılanıyoruz.

 

Best Van, Maxi Mall ve Avro City hemşerilerimizin Kürdistan Bölgesi ve Irak’taki parmakla gösterilen yatırımları arasında. Irak’ta karşılaştığımız Vanlıların yatırım ve girişimleri karşısında göğsümüz kabarıyor, büyük bir mutluluk ve umutla suyun öteki yakasına, bomboş dönen tırları sollaya sollaya, ‘kendi’ topraklarımıza doğru yola koyuluyoruz…

 

Anlıyoruz ki aramıza sınırlar girmiş olsa dahi yüreği bizimle aynı ritimde atan insanlar var oldukça gözden ‘Irak’ olan gönülden de ‘Irak’ olmuyormuş…