HDP’yi eleştirince bazı arkadaşlar kızıyorlar, niye her seferinde “Kürt Siyasal Hareketi”ni eleştiriyorsun, sen Kürt değil misin? diye. Adı üstünde kendini “Kürt Siyasal Hareketi” diye konumlandırırsan veya böyle bir algı oluşturursan, yapıp ettiklerin her Kürdü ilgilendirir. Dolayısıyla her seferinde övgü bekleyemezsin, bazı eleştiri ve yergilere de açık olacaksın. Alın size şu son süreç. Seçimler bitmiş, ortalık koalisyon ve seçim senaryolarıyla kaynıyor. HDP’yi ortalıkta göreniniz var mı? İsmi herhangi bir senaryoda geçiyor mu? Aynı milletvekili sayısına sahip MHP lideri resmen Türkiye’ye rota çiziyor. Hükümetin hangi gün ne saatte kurulması gerektiğini söylüyor. Cuma günü, Cuma namazında sonra…bile diyor. Kendinden o kadar emin. Seçim gecesinden bu yana sizi gören var mı? Tek misyonunuz sipariş siyaset “Erdoğan'ı başkan yapmamak” ve sonra olanları kenarda izlemek miydi? Siz Kürtlerin bunun için mi size oy verdiklerini sanıyorsunuz? Hakkınızı yemeyelim çatışma başladıktan sonra sesiniz çıkmaya başladı. Barış süreci yeniden başlasın. Barış sürecinin durmasında sizin bu sipariş siyasete alet olmanızın payının olduğunu hiç düşünüyor musunuz? Brüksel'de şurada burada destek arayacağınıza, şaşırtıcı bir vizyon üretin!

Kürt halkı size en büyük desteği vermiş. Kürtlerin Cumhuriyet tarihi boyunca sahip oldukları en büyük parlamento grubunu armağan etmiş. Ama sizin adınıza tek bir vizyon, tek bir projeksiyon yok ortada. Bence siz örgüt mantığından kurtulamamışsınız. Bu seksen Milletvekili ile ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Daha doğrusu seksen milletvekilinin ne işe yaradığını bilmiyorsunuz. Yoksa insan bu güçlü grubuyla kendini adeta dayatırdı herhangi bir hükümet formülasyonuna. Bunun Kürtlere getirisi Brüksel’in de Londra’nın da Washington'un da desteğinden çok daha fazla olurdu. Neylersin ki taşıma akılla siyaset değirmeni bu kadar dönüyor demek ki!

Yetmişli yıllarda rahmetli Şerafettin Elçi bir Ecevit hükümetinde kısa süreliğine Bayındırlık Bakanlığı yapmıştı. Hala Kürtler arasında bir efsanedir o bakanlık. Üzerinden onca sene geçmiş hiçbir Kürt siyasetçi onun koyduğu taşın üstüne bir taş koyabilmiş değildir. Kürt halkı asfalt yollarla, Kürt mütaahitleri ihalelerle, okumuş Kürt gençleri de bakanlıkta memur olmakla tanışmıştı. O gün bugündür minnetle yad edilir. Hele bir siyasi çıkışı var ki elli sene savaş versen bu kadar etkili olmazdı. Yetmişli yılların Türkiye'sinde bir bakan çıkıyor “Türkiye’de Kürtler vardır ben de bir Kürdüm” diyor. Kemalist paradigmanın o günlerde nasıl bir zelzeleye tutulduğunun tanığıyım. Kemalist rejim bir türlü Kürtleri bu söylemin gerisine itemedi. Ama hiçbir Kürt siyaseti de bu söylemin ilerisine geçemedi. Buna HDP ‘de dahildir. Bakmayın siz alayı vala ile ortalıkta gürültü çıkarmalarına. Adama sorarlar.Kürtlerin hayatına ne kattınız diye. Şerafettin Elçi’nin koyduğu taşın üstüne taş koyabildiniz mi?

HDP mesela AK Parti ile koalisyon kursaydı. Çok değil bir Kültür Bakanlığını alsaydı ve bu bakanlığa da mesela Prof. Dr. Kadri Yıldırım'ı getirseydi. Yeni bir efsane yaratmış olacaktı. Değil PKK yetmiş tane örgüt yetmiş sene savaşsaydı bu kadar hizmeti gerçekleştiremezdi.

Ama neylersin ki örgüt mantığı ve örgüt desteğine ram olmak kolaycılığı Kürt siyasal hareketinde siyasal ufuk bırakmamış gibi.

Eleştirince de kızıyorlar. Yalan mı? PKK’nın kırk yıllık savaşı Şerafettin Elçi siyasetinin ötesine bir adım dahi olsa geçebildi mi? Söyleyin.