Özlü Söz: İslam en iyisi, ama biz en iyisi değiliz. Batıya sövdüğümüz kadar onunla rekabeti de düşünebilsek keşke. ALİYA İZZET BEGOVİÇ

 

Bir ülke düşünün ekonomi ve siyaseti dışarıdan yönlendirilsin,

 

Bir ülke düşünün iktidarı dışarıdan desteklenerek iş başına getirilsin,

 

Bir ülke düşünün geçmişinden koparılıp başkasının medeniyetini üstün görsün,

 

Bir ülke düşünün Allah’ın kanununu kaldırsın yerine Hıristiyan kanununu getirsin,

 

Bir ülke düşünün mevcut sınırlarını emperyalist devletler çizsin,

 

Bir ülke düşünün insanını kendine muhalefet saysın,

 

Bir ülke düşünün başkasının ekonomik pazar alanı olsun,

 

Bir ülke düşünün tarihte kader birliği yaptığı bir milleti inkâr etsin,

 

Bir ülke düşünün geçmişi ile bağlarını koparan yazısını kaldırsın,

 

Bir ülke düşünün geçmişinin tarihi ile övünürken ona dönmeyi istemesin,

 

Bir ülke düşünün geniş bir coğrafyaya adalet götürsün ama şimdi zulüm yapsın

 

Bir ülke düşünün Müslüman’ım deyip iş başına geldikten sonra batılı izlesin,

 

Bir ülke düşünün batılı memnun etmek için Allaha isyan etsin…

 

Evet düşünün bakalım acaba bu ülke hangisidir…

 

Seçimler yaklaştı ve geçmişi ile hesaplaşıp bugün ağır faturaların ödendiği bir zaman dilimi içinde seçime giriyoruz.

 

Seçimlere her kesim kendi tarafından yaklaşım gösterirken gelecek karanlık görünüyor.

 

AKP başkanlık istiyor

 

Başkanlığı isteyen cumhurbaşkanıdır.

 

Kendisi iktidardaki partinin kurucu genel başkanı ve uzun yıllar başbakanlığını yaptı. Şimdi de yaptığı konuşmalarda o havayı üstünden atamamış.

 

Başkanlık sistemini isterken AKP iktidarı seçim beyannamesine cumhurbaşkanının emrivakisi ile bunu koydu. İrade kendilerinde değil. İsterse koymasınlar bir işaretle daha uydu başbakanlık yapacak Numan Kurtulmuş gibi emir erleri sırada var.

 

Yeri gelmişken Numan Kurtulmuştan biraz söz edeyim; Kendisi Saadet Partisi Gnl.bşk’nı oldu. Daha doğrusu olduruldu. Zira genel başkan olmadan evvel üç kez Erdoğan ile gizli buluştular. O gizli görüşmelerde varılan sonuç şuydu. Saadetin başına geçecek ve aldığı yeni mkyk üyeleri ile birlikte AKP’ye iltihak edeceklerdi. Rahmetli Erbakan siyasi dehası ile bu oyunu bozdu.

 

Davutoğlu seçim beyannamesine başkanlık sistemini koymamış olsaydı Davutoğlu erken yapılacak bir kongre ile indirilip yerine genel başkanlığa Numan Kurtulmuş getirilirdi.

 

Ama bu seçim bütün ülkede insanımızı memnun edebilecek bir sonuç vermeyeceğine kanaat ediyorum. Zira bütün partiler aralarındaki kini ve husumeti halka yansıtmışlar.

 

HDP baraj sorunumuz yoktur diyerek seçimlere parti olarak katılıyor. Bekledik ki geçen seçimlerde yapılan taşlı saldırılar olmasın ama nafile daha AKP’nin Van milletvekili sokağa çıkar çıkmaz taşlanıp yumurta yağmuruna tutuldular.

 

HDP buna acil bir çözüm bulmalı yoksa bu ileride çatışmalara döner ki sonra önünü almak çok zorlaşır. HDP bir Türkiye partisi olma yolunda adım atarken seçimlere baskı, zorlama, taş attırıyor söylemlerinden uzak bir şekilde seçimlere girmeli ki istediği hedefe ulaşılabilsin.

 

HDP partilerinde her kesimden aday koymalarına karşın yine diğer partilerin araçlarını taşlayacaklarsa bu her türlü eleştiriyi beraberinde getirir.

 

Seçimleri bir de İslam coğrafyasındaki durumlarla da değerlendirmek gerekir. Çünkü ABD bu seçimlerde AKP’yi gözden çıkarmış ise bunu muhalefeti desteklemesi ile ortaya çıkacağını gözetmemiz gerekiyor.

 

Eğer CHP bugün bir koalisyondan bahsediyorsa demek ki bir yerlerden bir haber tüyosu almışlardır. Birde Selahattin Demirtaş’ın Ekim ayında ABD’ye gidip döndükten sonrası almış olduğu karar ve yapılanlar belli noktalardan siyasamız ABD tarafından yönlendiriliyor izlenimini veriyor.

 

ABD cemaatin desteğini bir CHP ve MHP koalisyonuna verdirerek Erdoğan’a verdiği desteği çektiğini bu haliyle belli eder. Bu koalisyona HDP de dâhil edilebilir. O zaman Erdoğan’ı zor günler bekliyor.

 

İslam coğrafyasında ABD ve İsrail ile İngiltere’nin gizli ve açıktan müdahil olmaları ve işbirlikçi yönetimlerle yön vermeleri İsrail’in daha azgınlaşmasına ve mezhebi kavgaların körüklenmesi ile çok kanın akacağına delildir.

 

İşte Türkiye böyle bir hava içinde seçime girerken AKP iktidardan inmemek için Arapların ABD desteği ile Yemene yaptığı koalisyona dahil olmak için var olduğunu söyledi. Bu tamamen seçimlerde ABD’nin gözüne girme ameliyesidir.

 

Yıllardır Müslüman Filistinlilere reva görülen her türlü katliama karşı Araplar bir koalisyon kurmadı ve İsrail’e bir şey de diyemedi. Arakandaki Hindu zulmü altında kalan Müslümanlara acaba hangi Arap ülkesi elini uzattı. Ama Yemende bulunan Husilere karşı mezhebi kinlerini kusmak için uçaklarla bombardımandan geri durmadılar.

 

İşte AKP bunların yanında hem de seçimi kazanmak adına….

 

AKP şimdi diyor ki HDP dış mihrakların desteğini aldığı için seçimlere parti olarak giriyor. Peki, adama söylemezler mi siz Amerika’ya gidip destek alarak iktidara gelmediniz mi? Siz yapınca ses yok ama başkası yapınca bunu eleştirme hakkını kendinizde görebiliyorsunuz!

 

Mevcut partiler içinde ABD ve işbirlikçi diğer emperyalist ülkelere ve İsrail’e karşı bir tek Milli Birlik kuran Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi oldu. Eğer millet uyanıp bu ittifaka hakkı ile destek verirse meclis kürsüsünden ABD ve İsrail eleştiri yağmuruna tutulacaklardır.

 

Seçimlere bağımsız adaylarla giren HÜDAPAR bu seçimlerde nasıl bir rota çizeceğini ve geleceğe adımlarını atarken siyasi arenada neler yapabileceğini ölçecektir. Peygamber Sevdalıları Platformu olarak Hz. Peygamerin doğum gününü kutlama ile yaptıkları etkinlikleri acaba oy sandıklarına yansıtabilecekler mi? Gönlümüz Müslüman Kürtlerin İslam verdiği değerin bu kardeşlerimizin çabaları ile anlaşılsın...

 

Bu seçimler hakkı ortaya çıkarma ile batıla karşı mücadelenin arenası olacaktır.

 

Selam ve dua İslam’ın geleceği için çalışanlara olsun…