Belki yazının başlığı bir az sert oldu fakat siyasette ciddi bir sorun olduğu apaçıktır. Seçim yasasındaki %10 barajından tutun vekil adayları seçim usulüne kadar, aday adaylığa müracaat eden kimseleri kontrolsüz artışı ve insani profili insanı ürkütüyor.

Bundan asıl amaç vekili olmak olmadığı, bunun zaten mümkün  olmadığı, ancak bu münasebetle taraftar görünmek olduğu söylentileri kamuoyunda nahoş bir intiba bırakıyor.

O zaman şu siyaset alanını ve siyasi misyon taşıyan kimseleri bazı şartlara bağlayarak bir çerçeveye bağlamak lazım.

Parlamenter yönetimi, insan merkezli kamu yararına dayalı hale gelen bazı ülkelerde  siyasetin her kademesinden geçmeyen bir kimsenin vekil adayı olma gibi bir hakkı yok. Yani siyaset ahlak, usul ve prensip dahilinde yapılıyor.

Biz de öyle mi? Bakıyorsunuz kontrolsüz konuşabilen bir dili, helalden mi, haramdan mı? geldiği bilinmeyen üç kuruş parası olan sıradan bir kimse tahsil düzeyi de okur yazarlık olan biri “esselamualeyküm ben de vekil aday adayıyım” diye biliyor. Peki bu haktan reva mı? Parlamentoyu böyle insanlarla doldurursak “vay halimize” demek bile hayıflanmak için az gelir galiba.

O zaman bu mevzuda iyi düşünmek lazım. Vekil adayı seçerken;

1-Siyasetin ruhundan anlayan kimselerden olması,

2- Evli  olması,

3-Üniversite mezunu olması,

4-En az bir yabancı dil bilmesi,

5-Topluma güven verebilmesi,

6-Anadolu insanının inancıyla barışık olması,

7-İnsan haklarına bağlı bir yaşantı ve yaklaşımı benimsemesi, vb. değerlere sahip kimselerden seçilmesinde fayda mülahaza ediyorum.

Ayrıca vekil adaylarına bir “ön yemin” daha getirilebilir diye düşünüyorum. Vekil adayları seçildikten hemen sonra kendilerine şu yemini ettirmek lazım.

Şu maddeler üzerinde yemin etseler fena mı olur?

Vekil olursam;
*Edep, haya ve marifet kavramları atmosferinde yaşayacağıma,
*Çıkarılan yasalarda öncelikle ve özelikle kamu yararını düşünerek değerlendireceğime,
*Hukuki kazancım dışında hazinenin malına ya da ihale paylarına tenezzül etmeyeceğime,
*İlimin iyi, verimli bir bürokrasiyle idare edilmesine katkıda bulunacağıma,
*Halktan gelen teklifleri kamu düzenine ve haksız kazanca fırsat vermeden değerlendireceğime.
*TkMM aylık toplantılarına katılarak halk ile hemhal olmaya gayret edeceğime,
*Zaman zaman sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle kahvaltı toplantıları yaparak, istişareye önem vereceğime,
Mukaddesatım ve insani değerlerim adına söz veriyorum.

İşte bir yandan vekil adayları seçilirken söz konusu nitelikleri baz alırsa vekil adayı seçilirse, vekil adayı da ettiği yeminin ağırlığı altında yaşarsa elbette ki siyaset bir derece daha nitelikli hale gelir.

Kanaatim budur, ne dersiniz?