Geçtiğimiz haftalarda Başkale’de meydana gelen sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken ülke genelinden ve kentten farklı kuruluşlar ve gruplar alanda çalışmalar yapmaya devam ediyor. Hem yaraların sarılması hem de bölgedeki insanların mağduriyetinin giderilmesi yönünde girişimler sürerken Ortak Toplumsal Araştırmalar ve Kültürel Çalışmalar Derneği (ORTAKÇA) adıyla faaliyet gösteren bir dernek de Başkale’deki sel felaketini izlemek için Esenyamaç köyünde bazı görüşme ve araştırmalar gerçekleştirdi. 31 Temmuz tarihinde meydana gelen selin ardından Esenyamaç’ta detaylı çalışmalar yapan dernek Sel Felaketi İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda o felakete dair detaylı bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaştı. Bünyesinde birçok farklı detayı barındıran raporda sel felaketinin yaşandığı bölgenin sosyolojik durumu da paylaşıldı. Sel felaketine neden olan sebeplerin de ele alındığı raporda çözüm önerileri de sunuldu.

Ortak Toplumsal Araştırmalar ve Kültürel Çalışmalar (ortakça) derneği Esenyamaç sel felaketi izleme ve değerlendirme raporu başlığı ile yayınlanan rapor şu şekilde sunuldu:

“31.07.2021 tarihinde Van’ın Başkale ilçesinin Esenyamaç mahallesinde ve Esenyamaç mahallesine bağlı On İki Dere mezrasında sel felaketi yaşanmıştır. Akabinde kentteki ve bölgedeki siyasi parti ve sivil toplum örgütleri tarafından acil ihtiyaçların karşılanmasına dönük yardım kampanyaları yürütülmüştür.  Yaşanan bu afet kapsamında 08.08.2021 Ortakça Derneği olarak sel felaketinin çevre ve afetzedeler üzerinde yarattığı etkiler hakkında bilgi edinmek ve bu doğrultuda incelemelerde bulunmak üzere ilgili mahalleye ziyaret gerçekleştirilmiştir. Ziyaretimiz sırasında yerleşim yerinde hazır bulunan afetzedelerle ve kamu görevlileri (AFAD, SYDV ve Kızılay yetkilileri) ile görüşmeler sağlanmış ayrıca sel bölgesindeki fiziki koşullar incelenerek çeşitli gözlemler dinilmiştir.

İŞTE TESPİT EDİLEN ZARAR

Esenyamaç, Başkale ilçe merkezine 50 km uzaklıkta İran’a sınır bir mahalledir. Başlıca geçim kaynakları hayvancılıktır. Yaklaşık on yıl öncesine kadar sınır mahallesi olmasından kaynaklı, sınır ticareti (kaçakçılık) geçim kaynaklarının başında geliyordu. Sınır ticaretinin yapılamaz hale gelmesinden dolayı yöre halkı yoksullaşmıştır. Esenyamaç 255 haneli ve 2500 nüfuslu bir mahalledir. Yaşanan sel felaketi sonucunda söz konusu 255 haneden 17' sinin tamamen kullanılamaz hale geldiği ve 60 hanede ise hasar oluştuğu görülmüştür. Hayvanların büyük bir bölümü de afetten etkilenirken 16 büyükbaş hayvanın selden dolayı öldüğü öğrenilmiştir. Aynı mahalleye bağlı On İki Dere mezrası ise yaklaşık 40 haneden oluşmaktadır. Bu mezrada 11 hane zarar görmüş 6 hane ise tamamen kullanılamaz duruma gelmiştir. Yine bu mahallelerde selden kaynaklı tarım arazilerinde zararlar meydana gelmiştir. Özellikle kış aylarında, temel geçim kaynağı olan hayvanlarını beslemek üzere biçip stok yapılan ot ve saman balyaları da kullanılmaz hale gelmiştir.

O YERLEŞİM YERLERİ DAHA ÖNCE DE SELDEN ETKİLENMİŞ

Esenyamaç ve On ikidere isimli yerleşim birimleri, her iki tarafı dağlarla çevrili bir vadi içerisinde bulunan, sel afetlerinin daha önce de etkilediği mahallelerdir. Hatta 2009 yılında On ikidere köyünde benzer büyüklükte bir sel felaketi daha yaşanmış ve köy afet bölgesi ilan edilmiştir.  Bu nedenle 2009 yılı sonrası; sel sularının akışına yön vermek amacıyla, DSİ tarafından ihale usulü ile mahalle içinde iki ayrı noktadan başlayan ve taş duvarlardan yapılan kanalların oldukça dar olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan iki ayrı kanal mahallenin altında birleşmektedir. Aynı zamanda yine DSİ tarafından köyün yukarı kısmında sel sularını toplamak ve suların önünü kesmek için bir bent yapılmıştır. Ancak yapıldığı tarihten bugüne kadar bakımı yapılmayan bu bendin içi zamanla taş ve toprakla dolmuştur. Sel felaketine neden olan yağmurla birlikte bu baraj bendi, suyu ve içerisindeki diğer malzemeleri taşıyamayarak patlamıştır. Bent içerisindeki toprak ve büyük kayalar sularla birlikte Esenyamaç'ın merkez evlerinde büyük yıkıma neden olmuştur. 

“KIŞ ÖNCESİ BARINMA KONUSUNDA KAYGI YAŞANIYOR”

Evi kullanılmayacak durumda olan kişilere toplamda 39 adet çadır dağıtıldığı belirtilmiş fakat hane halkı sayısı ortalama 15 kişiden oluştuğu göz önüne alındığında AFAD tarafından dağıtılan 4 m2 karelik çadırların ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu tespit edilmiştir. Bu çadırlarda yetişkin erkekler kalırken kadın ve çocukların ise evleri hasar görmemiş komşularında kalmakta oldukları bilgisi alınmıştır. Bu durum afetten doğrudan etkilenen kişilerle birlikte evi zarar görmemiş kişilerin de yükünü ciddi oranda arttırmıştır. Yaklaşan kış mevsimi de göz önüne alındığında; yaşanan felaket sonucu oluşan mağduriyetlerin nasıl giderileceği konusuna dair muğlaklığın, evleri yıkılan kişilerde, mahalle sakini afetzedeler ve yakınlarında ciddi bir kaygıya neden olduğu gözlemlenmiştir. Köyde dere yatağı ve etrafında selin yarattığı yıkıntılarda DSİ ve Van Büyükşehir Belediyesine ait iş makineleri ile kısmi olarak enkaz kaldırma ve yol yapım çalışmaları yapıldığı gözlemlenmiştir.  Fakat sel taşkınlarından evleri çamurdan kullanılamaz hale gelen evleri yurttaşların kendi imkânları ile herhangi bir destek almadan temizlediği görülmüştür.

KADIN VE ÇOCUKLARA YÖNELİK PSİKOSOSYAL DEĞERLENDİRME

Doğal afet sonrası afetten etkilenen dolayısıyla psiko-sosyal desteğe ihtiyaç duyan bireylerin tespitini yapmak adına mahalle muhtarı ve ilgili kamu görevlileri ile görüşmeler yapılmıştır. Birçok bilimsel çalışmada ortaya konulduğu üzere doğal afet gibi krizlerden en çok etkilenen kırılgan gurupların başında çocuklar gelmektedir. Bu doğrultuda yapılan görüşmelerden elde edilen bilgilere göre; Esenyamaç mahallesinde 0-15 yaş arası çocuk sayısının yaklaşık 654 olduğu tahmin edilmektedir. Ortalama değer olarak ifade edilmeye çalışıldığında bu çocukların yaklaşık 154’ü okul öncesi, 91’i ilkokul, 187’si ortaokul ve 222’si lise çağındadır. Afet koordinasyon merkezi olarak kullanılan Esenyamaç İlköğretim Okulu; taşımalı eğitim veren bir okul olduğu için civar köylerden de bu okuldan eğitim alan çocuklar bulunmaktadır. Okul idaresinden alınan veriye göre de 269 ilkokul, ortaokul çağında bulunan ve eğitime devam eden çocuk sayısı mevcuttur. Bunların 130’u ilkokul 139’u ise ortaokul öğrencisidir. Okul öğrenci listesi civar köylerden de öğrenci sayılarını içerdiğinden yukarda belirttiğimiz sayılardan farklılık gösterebilir. Okul listesinden hareketle eğitime devam eden çocuk sayısı; yaş ve cinsiyetlerine göre aşağıdaki tabloda verilmiştir.

İlköğretime devam eden çocuklar için;

YAŞ

KIZ ÇOCUĞU

OĞLAN ÇOCUĞU

6 YAŞ

13

8

7 YAŞ

14

13

8 YAŞ

22

22

9 YAŞ

10

17

10 YAŞ

5

4

11 YAŞ

x

1

12 YAŞ

x

1

Toplam

            64

66

Ortaöğretime devam eden çocuklar için;

YAŞ

KIZ ÇOCUĞU

OĞLAN ÇOCUĞU

10 YAŞ

12

9

11 YAŞ

26

20

12 YAŞ

25

18

13 YAŞ

7

16

14 YAŞ

2

X

15 YAŞ

2

2

Toplam

74

65

SEL FELAKETİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ DE BÜYÜK OLDU!

Afetler, insanlar üzerinde fiziki ve psikolojik yönlerden kalıcı veya geçici hasarlar bırakabilmektedir. Afetlerin etkisini çocuklar yetişkin bireylere göre daha uzun sürelerde atlatmaktadır. Olayların etkisini zamanla atlatamayan çocuklarda, ilk bir ay için Akut Stres Bozukluğu, bir aydan sonraki süre için ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) hastalığı oluşabilmektedir Yapılan gözlem ve görüşmelerde çocukların bulundukları gelişimsel döneme ait olan uyku alışkanlıkları, yeme-içme düzenlerini kaybettikleri, kazandıkları sosyal becerilerini kaybettikleri gözlemlenmiştir. Hava koşullarından korku duyma (gök gürültüsü, havanın bulutlu olması vb.), ve kâbuslar görme, anneye aşırı bağlanma, ondan ayrı kalmama isteği, karanlığa karşı korku, sağlıklı bir uyku uyuyamama, gelişimsel döneme ait kazandığı davranışlarda gerileme yaşandığı, kaygı, yüksek seslere karşı aşırı hassasiyet duyma gibi durumlar gözlemlenmiştir. Annenin korku ve güvensizlik duygusu ayrıca barınma ile ilgili ciddi yetersizliklerden kaynaklı çocuğun düzenli bakımını olumsuz yönde etkilemiştir. Çocuk merkezli afet yönetiminin temel alınmaması çocukların ruhsal durumuna dair kaygılarımızı arttırmaktadır.

“İHTİYAÇLAR YETERİNCE KARŞILANMADI”

Toplumsal Cinsiyet rollerinin de etkisiyle afetlerde kadınlar da en çok zarar gören gruplar içerisinde yer almaktadır. Genel olarak güvende olmama, çaresizlik, öfke ve kaygı duyguları gözlemlenmiştir. Bakım veren konumunda da olan kadınlar hem çocuklarının hem de eşlerinin yeme içme, uyku ihtiyaçlarını düzenleyen kişi olması, evin içindeki eşyaların tahliye edilmesi gibi birçok durumda sorumluluk alan kadınların afet sonrası çok ciddi bir yük taşıdıkları gözlemlenmiştir. Mantıklı düşünme de zorlanmalar ve karar verememe sorunları, hafızada tutma ve dikkati yoğunlaştırma sorunları ve bazı duygusal karmaşalar (Kaygı, öfke, sinirlilik, suçlama, güvensizlik, yalnız kalma korkusu duyguları) yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Afete maruz kalan bireylerin temel ihtiyaçlarından biri olan barınma problemi maalesef Esenyamaç köyünde yeterli düzeyde karşılanamamıştır. Hem kadınların hem de çocukların barınma ihtiyacının karşılanmamış olması kişilerin çaresizlik duygusunu açığa çıkarmış olup, kendilerini daha kaygılı ve öfkeli hissettikleri gözlemlenmiştir.

İŞTE BARINMA KONUSUNDA SUNULAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Afet sonrasında afetten etkilenen bireylerin öncelikle insan onuruna yaraşır fiziksel koşullara kavuşması için gerekli çalışmaların ilgili kamu kurumlarınca yapılması elzemdir. Bu noktada derneğimizin ana hatlarından birini teşkil eden hak savunuculuğu rolünün bir gereği olarak, Esenyamaç Mahallesi'nde meydana gelen sel felaketinden etkilenen bireylerin her türlü haklı talebi, sivil toplum ilkeleri gözetilerek tarafımızca savunulacaktır. Afetzedelere verilen çadırlar barınma ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Barınma ihtiyaçlarının sağlanması için kalıcı konutların yapılması anayasal hak olup, afetzede vatandaşların kaygılarını giderecek şekilde yapılması gerekmektedir. Afet bölgesinde yaşayanların yoksul olduğu, düşük gelirli olduğu gerçeği ile yapılacak kalıcı konutların afetzedelere ücretsiz verilmesi gerekir. Yaklaşan kış mevsimi göz önünde bulundurulduğunda, kalıcı konutlar yapılana kadar, geçici barınma ihtiyaçlarının kış koşullarına uygun konteynerler ile sağlanması gerekmektedir.

İçinde bulundukları bilişsel gelişim çağının bir sonucu olarak yaşanan sel felaketini anlamlandırmakta güçlük çeken afetzede çocuklarla sağaltıcı faaliyetlerin psiko-sosyal destek çalışmaları kapsamında yapılması önem arz etmektedir. Açık bir şekilde görülüyor ki yaşanan travmatik sürecin çevresel izleri uzun bir süre daha düzenlenmeyecek ve maalesef afetzedeler açısından travmayı hatırlatıcı bir uyaran olarak orta yerde kalmaya devam edecek. Bu durumun, travmatik süreçlerle veya krizlerle baş etme becerileri yetişkinlere oranla düşük olan çocukların belleklerinde yıkıcı ve kalıcı etkilere yol açmaması adına çeşitli sağaltıcı faaliyetlerin var olan koşullarda yürütülmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Editör: TE Bilisim