Geçtiğimiz yıl fiyatı ne çok artan ve en çok konuşulan konulardan biri ayçiçek yağı fiyatlarındaki agresif zamlar oldu. Daha birkaç gün öncesine kadar rafta ortalama 109 liradan satılan 5 litrelik ayçiçek yağının fiyatı tekrar yükseldi ve 140 liraya kadar çıktı
Yağ fiyatlarındaki bu yükselişin nedenlerini ve çözüm önerilerini Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil anlattı.
Hasat dönemi sonrasında ülkemizin ürettiği hammaddenin sonlarına yaklaşıldığını söyleyen Büyükhelvacıgil, “Her yıl olduğu gibi, yeni hasat dönemine kadar ülkemizin ihtiyacını bundan sonraki dönemde ithalatla karşılayacağız” dedi.
ÜRETİM REKOR KIRDI
Pandemiden dolayı Türkiye’de ve dünyada bitkisel yağ piyasalarının çok sıkıntılı geçtiğini belirten Büyükhelvacıgil, şu bilgileri verdi: “
Ayçiçeği üretim rekoltemiz 1,7 milyon ton civarında gerçekleşti. Üreticinin de, sanayicinin de yüzünü güldüren bu rekolte, yıllık ihtiyacımız olan 2,5-3 milyon ton hedefine ulaşmada çok önemli bir gelişme. En çok ithalat gerçekleştirdiğimiz Karadeniz Bölgesi’nde de üretim geçtiğimiz yıl rekor kırdı. Sadece Ukrayna ve Rusya’da toplam üretim 35 milyon ton civarında gerçekleşti. Ancak bütün bunlar yağ fiyatlarının düşmesine yetmemiş görünüyor.”
3 MİLYON TONA ÇIKARABİLİRİZ
Girdi maliyetlerindeki yükselişe dikkat çeken Büyükhelvacıgil, “En önemli hedefimiz, ayçiçeğinde üretimimizi 2.5-3 milyon tona çıkarabilmek. Bu ihtiyacımızı çözebilirsek fiyat ve üretim anlamında sektörümüzün ve vatandaşlarımızın rahatlamasını, sorunların çözümünü sağlayabiliriz. Yağlı tohumlarda ithalatı, dolayısıyla hammadde maliyetlerini düşürürsek, dünya ile çok daha güçlü bir şekilde rekabet edebilecek düzeye gelebiliriz. Türkiye, zengin tarımsal potansiyeli olan bir ülkedir” diye konuştu.
YÜZDE 75 DIŞARIYA BAĞIMLI HALDEYİZ
Büyükhelvacıgil, dünya bitkisel yağ piyasalarındaki olağanüstü fiyat hareketlerinin hem üreticilere, sanayicilere ve hem de tüketicilere zor günler yaşattığını hatırlattı. Büyükhelvacıgil, “Yağlı tohumlar, ülkemizin ithalattaki ilk 10 kalemi içerisinde yer alıyor. Ham madde bakımından maalesef yüzde 75 oranında dışa bağımlıyız” diye konuştu.
DOĞRU PLANLAMA İLE YÜZLER GÜLER
Yılda 3,5- 4 milyar doları dışarıya ödediğimizi söyleyen Büyükhelvacıgil, “Güçlü bir sanayimiz ve Avrupa standartlarının üzerinde bir alt yapımız var. Doğru bir üretim planlaması ile ayçiçeğinde dışa bağımlılığı sona erdirerek dünyada fiyat dalgalanmalarında daha az etkilenir ve üreticinin de sanayicinin yüzünü güldürebiliriz" dedi.
RUSYA-UKRAYNA KRİZİ GIDA FİYATLARINI ETKİLER
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilim nedeniyle ithalatta sorun yaşanmasının, başta ekmek olmak üzere, gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Bayraktar, "Ürün bulunamaması önemli ölçüde buğdayın işlenmiş ürünlerinin ihracatının kısıtlanmasına ve fabrikalarının çalışmamasına sebep olacaktır. Bunun tedbirlerinin şimdiden alınması gerekiyor” uyarısında bulundu.
HABER7
Güncelleme Tarihi: 08 Şubat 2022, 09:49
Ülkemiz yüzölçümü olarak Hollanda ve İsrail'in yirmi katı. Ama onlar dünyaya her türlü tarımsal ürünü ihraç ediyor. Bizim de ihraç ettiklerimiz var ama pek çok hammaddeyi ve tarımsal ürünü de maalesef ithal ediyoruz, dışardan alıyoruz. İthalata dayalı üretim yapıyoruz. Tarımı iki üç katına çıkarmalıyız. Bütün köyler, ovalar, tarlalar, bağlar, bahçeler değerlendirilmeli. Bunun için gübre, tohum, mazot, elektrik çok çok ucuz olmalı. Hibe destekler, faizsiz destekler, düşük faizli destekler beş- on kat arttırılmalı. Çiftçilerin faizleri silinmeli. Borçları faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmalı. Tarım, sebzecilik, meyvecilik, arıcılık, balıkçılık, kümes hayvancılığı, küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği 2022'den başlayarak hızla iki katına çıkarılmalı. Bunun için şimdikinin iki üç katı kaynak ayrılmalı. Kaynaklar yerinde ve doğru kullanılmalı. Su kaynakları yerinde ve verimli kullanılmalı. Havuzlar, göletler, sulama barajları, kanallar, arklar, tasarruflu sulama sistemleri ile tarım ayağa kaldırılmalı. Sadece Van bile Hollanda'dan daha fazla ekilebilir araziye sahip. İnsanlar şehirlere doluşmamalı. Köyler cazip ve yaşanabilir hale getirilmeli. Köyler şehirleri de kendini de besleyen birer geçim ve yaşam ambarıdır. Bir tarım ve hayvancılık seferberliği şart. Günü kurtaran alışılageldik rutin uygulamalar yerine çok boyutlu, kapsamlı, yoğun ve yaygın çalışmalarla, büyük yatırımlarla, büyuk kaynaklarla, büyük desteklerle tarımı ve hayvancılığı iki üç kat arttıracak çalışmalar yurt sathında da Van'da da yapılmalı. " Köylü milletin efendisidir." cümlesini bu zorlu yaşam şartları hepimize öğretmiş olmalı. Kırsalı yeniden ayağa kaldırmazsak bu kalabalık ülke nüfusunu doyurmak mümkün olmaz. Dışardan alırız, pahalı alırız, pahalı bir yaşam süreriz. Son sekiz aydaki elektrik ve doğalgaz zamları geri alınarak, akaryakıtta geçen yıllardaki devlet desteği/payı yine devreye sokularak, akaryakıt fiyatları düşürülerek hem üreticiler, hem haneler, hem işyerlerinin üzerindeki zam yükü hafifletilebilir. Bu üretimi de olumlu etkiler, zamların da durmasını sağlar. Aslında sayılabilecek daha birçok pratik tedbir var ve birçok sorunu kısa, orta ve uzun vadede çözebilir veya en aza indirebiliriz.