ŞEHRİVAN HABER: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin geleneksel hale gelen 81 il ziyaretleri ve bu ziyaretlerde sorunları dinleme programları devam ederken, CHP milletvekili heyeti Van’a geldi. Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, kentteki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya gelerek Van’daki sorunları dinledi. Toprak, “Eskiden Van’da sınır ticareti vardı. Van Doğu’nun Paris’i gibiydi. Şimdi ise tırlardan kaçan insanlar var.” Dedi.  Kentte bir takım ziyaretlerde bulunan CHP heyeti yaşanan sorunları, göçmen geçişlerini, sağlıkta yaşanan gelişmeleri ve diğer tüm görüşmeleri not ederek Genel Merkeze, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıyacak. CHP’den gelen heyet; CHP Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Parti Meclis Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Muğla Milletvekili Mürsel Alban ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tuderi isimlerinden oluştu.

TOPRAK, “TÜRKİYE’DE CİDDİ BİR KUTUPLAŞMA VE AYRIŞMA VAR”

AK Parti’nin Türkiye’yi bataklığa sürüklediğini ifade eden Toprak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün bu ülkeyi yöneten AK Parti iktidarının yönetimde göstermiş olduğu basiretsizlikten dolayı Türkiye sınır ticareti değil, ne yazık ki insan ticareti yapan bir hale geldi. Bugün bu ülkenin başına hangi bela açıldıysa, bu hükümetin yanlış politikaları nedeniyle gelmiştir. Gelinen nokta Türkiye bataklığa gidiyor. AK Parti’de artık son sürecini yaşıyor. Bunu da yapan ve Türkiye’yi bataklığa götüren AK Parti iktidarıdır. Giderayak Türkiye’nin bataklığa götüren AK Parti için bir an önce sandığa gidilmeli ve AK Parti’nin gitmesi gerekiyor. Ardından biz tek başımıza iktidara gelirsek dahi herkesi kucaklamamış ve birlik beraberlik oluşturmamız gerekiyor. Türkiye’de ciddi bir kutuplaşma ve ayrışma var. Buna son vermemiz gerekiyor. Millet ittifakı da bunun için var. Bu ittifakın içinde millet var. Sağından solundan herkes burada yer alıyor.”

“60 MI, 70 MİLYAR DOLAR MI?”

Toprak, “İktidarın yanlış ve öngörüsüz dış politikasının faturası ülkemize on milyarlarca dolarlık ekonomik bedel ve 81 ile yayılan milyonlarca yabancı sığınmacı olarak çıktı. İktidar 2011 yılında 3 ayda Şam’a yürüyüp Esad’ı devirmek ve Emevi Camisi’nde Cuma namazı kılmak iddiasıyla taraf olduğu, Suriye savaşının 10’uncu yılında hâlâ Suriye bataklığından çıkamıyor. Binlerce askerimiz, terör örgütlerinin hedefi olarak İdlib’te, Afrin’de, El Bab’ta. Her gün Suriye’den yeni şehit cenazeleri geliyor. Esad ise 10 yıldır yerinde oturuyor, Mayıs ayında yapılan seçimleri de yüzde 80’i aşan oyla kazandı, beş yıl daha başkan. Ülkemizde 3,6 milyon kayıtlı ‘Geçici Koruma’ statüsünde Suriyeli bulunuyor. Kayıtsız olarak kaçak yollarla girenlerin sayısı ise bilinmiyor. İktidar Suriyelilerin kısa sürede ülkelerine döneceğini, Esad’ın devrileceğini, şeriatçıların kazanacağını düşünerek Suriyelilere mülteci statüsü yerine ‘geçici koruma’ statüsü verdi ama 10 yıldır kalıcı oldular. Bu sürede 600 bini aşkın Suriyeli çocuk ülkemizde doğdu, 10 yaşına geldiler. Tanıdıkları tek ülke var Türkiye. Cumhurbaşkanı beş yıl önce Suriyelilere 40 milyar dolar harcandığını söylemişti. Şimdi ne kadar oldu bilinmiyor. 60 mı, 70 milyar dolar mı?” Diye konuştu.

“TIR’LARA DOLUŞUP TÜRKİYE’YE GELİYORLAR”

Suriyelilerin yanı sıra Afganistan’da bir dış politika yanlışının yapıldığını ve bunun bedelenini ödendiğini söyleyen Toprak şunları söyledi: “ABD ve NATO 20 yıl önce işgal ettikleri Afganistan’dan çekilme kararı alırken, iktidar Türk askerinin Kabil havaalanını korumak için para karşılığında bu ülkede kalması konusunda ABD ile pazarlık yapıyor. Suriye’de şeriatçı IŞİD, El Nusra gibi terör örgütlerine karşı ülkelerini, yurtlarını savunmak yerine katliamlardan kaçarak ülkemize gelenlere açılan kapılar, şimdi El Kaide’den türeyen Taliban’dan kaçan Afganlar için açılıyor. Kendi ülkelerini, başkentlerini savunmaktan ve Taliban’dan kaçan Afganların yerine Mehmetçik başkent Kabil’i savunma görevini üstleniyor. ABD, AB iktidarın sırtını sıvazlıyor. Yakında Afganistan’dan da şehit haberleri gelmeye başlayacak. Libyalılara vizesiz giriş hakkı verildi. Iraklılar akın akın geliyorlar. TÜİK verileriyle ülkemizde en fazla konut satın alan yabancı ülke vatandaşlarının ilk sırasında Iraklılar, üçüncü sırasında Afganlar var. ABD ve NATO’nun yıllarca yakıp yıkıp şimdi kaderine terk ettiği Afganlar TIR’lara doluşup Türkiye’ye geliyorlar. Komşumuz İran bu kaçak geçişlere göz yumuyor.”

TOPRAK, “KÖLELER OLARAK GÖRÜYORLAR”

Toprak konuşmasının devamında, “İktidar 2 yıllık toplu sözleşmelerin ilk 6 ayı için işçilere yüzde 9, sonraki 6 aylık dönemler için yüzde 5 zam teklif etti. Bir de en düşük ücreti alanlar seyyanen 60-100 TL arasında zam önerdi. Haziran itibarıyla gerçekleşen enflasyon yüzde 17,53 iken kamu çalışanlarına, memurlara, memur emeklilerine yüzde 5-9 zam teklif etmek onlarla alay etmek, ne haliniz varsa görün demektir. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı çıkmış Suriyeliler, Afganlar, sığınmacılar olmasa ülkemizde sanayi çöker, eleman bulamayız diyor. Neden? Çünkü bir yandan ‘ensarız’ diyorlar, din kardeşlerimize kapıları açarız, ağırlarız diyorlar. Diğer yandan bu insanları ucuz işgücü, boğaz tokluğuna çalışacak, güvencesiz köleler olarak görüyorlar. O yüzden de sığınmacılarla kendi insanlarımızı, işçimizi memurumuz tehdit ediyorlar. Bu ne demektir; ‘Ya yüzde 9-5 zamma razı olursun ya da senin yerine kuru ekmeğe, sigortasız, asgari ücretin de altına çalışmaya hazır milyonlarca Suriyeli, Afgan, Iraklı, Somalili, Filistinli, Pakistanlı var!” Şeklinde sürdürdü.

19 YILDA NELER OLDU?

19 yılda gelinen noktayı anlatan Toprak şöyle konuştu: “Bakınız uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun iki hafta önce açıkladığı Küresel Emek ve İşçi Hakları Endeksi raporunda Türkiye, dünyada çalışanlar için ‘en kötü’ koşullara sahip ilk 10 ülkeden birisi. Diğerleri, Bangladeş, Myanmar, Zimbabwe, Hindistan, Belarus vs. diye sıralanıyor. Hepsi milyonlarca yoksulun, evsizin yaşadığı, büyük kısmı diktatörlerin yönettiği ülkeler. 19 yılda ülkenin getirildiği nokta burası. Kendi ülkemizin çalışanlarını, işçilerini, 1,5 milyonu üniversite mezunu 10 milyonu aşan işsizleri, milyonlarca sığınmacıyla tehdit edip, düşük ücretlerle, düşük zamlarla çalışmaya, seslerini çıkartmamaya mecbur etmek istiyorlar. Sonra da çıkıp ‘Biz ensarız’ diye herkesi aldatmaya çabalıyorlar. Bu hangi hakka, inanca, adalete sığar?”

“VAN’DA YASAKLAR DEVAM EDİYOR”

Van’da devam eden yasaklarla ilgili de konuşan Toprak, “İktidar 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsünü bahane edip, 5 yıldan bu yana ülkeyi Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında yönetiyor. 2018’de OHAL’i sözde kaldırdılar ama çıkarttıkları OHAL kararnamelerinin süresini yasayla 3 yıl uzattılar. Bu tamamıyla keyfi, baskıcı, hak ve özgürlükleri yok sayan, anayasayı rafa kaldıran bir yönetim anlayışıdır. İktidar devletin, milletin değil iktidarın valisi, AK Parti’nin valisi anlayışıyla bir yönetim sürdürüyor. Van’da 2016’dan bu yana toplantı, gösteri, yürüyüş, basın bildirisi yayınlamak yasak. Valilik kararıyla bu yasakların süresi sürekli şekilde 15’er gün uzatılıyor. Son olarak 17 Temmuz’da toplantı, gösteri, yürüyüş, hak arama, sorunlarını dile getirme vb. eylemler, toplantılar 15 gün daha yasaklandı. Van gibi Doğu Anadolu’muzun en önemli en güzide şehri beş yıldan bu yana yasaklar şehri durumunda. Tunus’ta Cumhurbaşkanı Siyasi İslamcı hükümeti görevden aldı, meclisin yetkilerini askıya aldı. İktidar buna sivil darbe diye tepki gösterdi. Seçilmiş parlamentoyu askıya almak demokrasiye müdahaledir.” Dedi.

“SAVCILAR HAREKETE GEÇMİYOR”

Toprak konuşmasını şöyle tamamladı: “Bir organize suç örgütü elebaşının ortaya attığı rüşvet, kara para, siyaset-mafya ticaret organizasyonları karşısında iktidar, yargı ve adalet mekanizması suspus. Bu suçluluğun sessizliğidir. Mafyanın on binlerce dolar maaşa bağladığı siyasetçiler konusunda İçişleri Bakanı o isimleri savcıya söyleyeceğim dedi, aylardır ses yok. İki satırlık twitler için hemen harekete geçilip, davalar soruşturmalar açılırken, iktidarın içine kadar uzanan suç organizasyonları, rüşvet ağları, iş bitirme, dava dosyalarını kapattırma, arabulucu gazeteciler isimleriyle, cisimleriyle ortaya çıktığı halde savcılar harekete geçmiyor.”

“ESKİDEN VAN’DA HUZUR VARDI”

Toprak Van ile ilgili ise son olarak şu cümleleri kullandı: “Eskiden Van’da huzur vardı. Eskiden Van’da sınır ticareti vardı. Van Doğu’nun Paris’i gibiydi. Şimdi ise tırlardan kaçan insanlar var. Biz şimdi bununla mı öğüneceğiz? Şunu buradan söylemek isterim. Biz iktidara gelirsek Van’daki ve doğu Anadolu’daki hayvancılık yeniden ayağa kalkmasını istiyoruz. Aynı şekilde tarımın ayağa kalkmasını istiyoruz. Tarım ve hayvancılığı sanayi ile daha da geliştireceğiz ve köylülerimiz daha fazla kazanmasına, üretmesine olanak sağlayacağız. Çevreye duyarlı bir parti olarak bu çalışmaları yaparken çevreyi de koruyacağız. Bir yurtta sulh cihanda sulh mantığı ile hareket edeceğiz ve komşularımız ile huzurlu, iyi bir şekilde geçineceğiz. Bunu yaparsak yurtta huzur olacaktır. Türkiye için Van için amaçlarımızdan bir tanesi budur.”

Editör: TE Bilisim