Meteoroloji Uzmanı Dr. Deniz Demirhan, "Bir senedir Doğu Anadolu'nun doğu bölgeleri özellikle Güneydoğu Anadolu'dan başlayarak Doğu Anadolu'nun hem doğusu hem güneyi kuraklık altında." diyerek kuraklığın en çok hissedildiği illeri sıraladı.

Kuraklığın en çok hissedildiği iller şu şekilde;

Erzincan

Tunceli

Malatya

Elazığ

Şanlıurfa

Mardin

Şırnak

Van

"GÜNEY EGE'DE BÜYÜK SORUN VAR"

Bu bölgelerde bir senedir şiddetli kuraklık yaşanıyor. Yalnızca bu bölgeler değil İç Anadolu Bölgesi'nde de şiddetli kuraklık yaşanıyor. İç Anadolu Bölgesi'nde Konya ve Karaman çevresinde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Güney Ege'nin iç kesimleri ile Muğla'nın sahil kesimleri çok şiddetli kuraklığın yaşandığı bölgelerden biri diyebiliriz.

Antalya

Muğla

Denizli

Burdur

Mersin

Adana

Osmaniye

Akdeniz'in hem iç kesimleri hem de kıyı kesimleri, Doğu Anadolu, Güney Ege çok şiddetli kuraklık yaşıyor. Karadeniz kıyılarını değerlendirdiğimizde ise Samsun çevresi, Çorum ve Amasya civarı, Çankırı'da şiddetli kuraklık yaşanıyor. Bu bölgelerde şiddetli kuraklığın yaşanması diğer bölgelerde kuraklığın olmadığı anlamına gelmiyor. Türkiye genel olarak kurak bir ülke. Ege Bölgesi'nin kuzeyinde ve Marmara Bölgesi'nde bir senedir ciddi bir kuraklık yok.

İki senelik kuraklık haritasına baktığımızda çarpıcı sonuçlar görüyoruz. Güney Ege, Akdeniz, Karadeniz'in orta ve doğu kesimleri, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu Bölgeleri'nde çok ciddi kuraklık var. Mayıs ayında Marmara Bölgesi dışındaki bölgelerde yağış azalırken Marmara Bölgesi'nde yağış arttı. Bu durumu hemen iklime bağlamamamız gerekiyor. Marmara Bölgesi'nde Mayıs ayında yeterli yağışın olması bu bölgede kuraklık olmadığı anlamına gelmez.

Şu an yağışlar var ancak uzun vadede 'Marmara Bölgesi için tehlike yok!' diyemeyiz. Sebebi ise; atmosferin kendisine ait bir sirkülasyonu var. 'Kuzey Atlantik Salınımı'nı diye bir salınım var. Bu salınım negatif bazında olduğunda Avrupa'nın güney bölgelerine yağış getirir. Batılı rüzgarlarla Marmara Bölgesi'ne doğru geldi. Marmara Bölgesi'nde mayıs ayında yukarı seviyede çok sayıda olukla karşılaştık. Bu oluklar yukarı seviyedeki havayı soğuttu. Bu soğumayla birlikte yer seviyesindeki nemli hava yukarı doğru çıktıkça soğuk havayla karşılaşıp kuvvetli yağış olarak geri döndü. Bu nedenle Marmara Bölgesi'nde dönemsel olarak yağış oldu ve son iki yılda ciddi bir kuraklık yaşanmadı.

  • Nüfus çok fazla
  • Su tüketimi çok fazla
  • Yer altı su kaynaklarımıza ulaşım yok denecek kadar az
  • Marmara Bölgesi'nde tarım yeterli olmuyor

Suyumuzun %70'ini tarımsal sulamaya harcıyoruz. O kadar çok kuraklık var ki uygun bölgede uygun ürün üretilmiyor. Kurak bir bölgede çok su isteyen bir şey ekiliyor. Örneğin Bursa'da kivi ekiliyor ancak Bursa çok yağış alan bir yer değil. Tüm bunlar sebebiyle ilerleyen dönemlerde Marmara Bölge'sinde ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.

KORONAVİRÜS KURAKLIĞI ETKİLEDİ Mİ?

Covid-19'a bağlı olarak gerekli hijyenin sağlanması için fazla su kullanılmasının kuraklığa etkilerini değerlendiren Dr. Deniz Demirhan, şöyle konuştu; "Ülkemizde su kaynaklarının sadece %10'unu içme suyu veya diğer ihtiyaçlar için kullanıyoruz. Kişi başı yıllık 1500 litre su kullanıyoruz. Kişi başı kullanılan su miktarının 2030'a kadar 1100'e düşeceği tahmin ediliyor. Oranlayacak olursak kullanılan ihtiyaçlar için kullanılan su miktarı %10 tarımda kullandığımız su ise %70 civarında. Bu nedenle koronavirüs sürecinde kişisel hijyenin artması nedeniyle kullanılan su miktarının etkisi tarımda harcadığımız su oranına göre çok çok düşük.

Editör: TE Bilisim