Erdoğan Özel yazdı...

 

Bu köşede daha önce yayınlanan “KURREDER” adlı köşe yazımızda trafikte karşılaştığımız olumlu-olumsuz bazı olaylardan bahsetmiştik.

 

Geçenlerde KURREDER dediğim bir olay ile karşılaşınca, trafikte sabır ve hoşgörü olarak ne aşamada olduğumuzu üzülerek bir kez daha gördüm.

 

Van merkezde bir köy minibüsü ile şehir içi yük taşımacılık için kullanılan üç tekerlekli bir bisikletin çarpışmasına şahit oldum.

 

Kazadan ziyade küçük bir çizik desek daha doğru olacak.

 

Olay birden öyle bir hal aldı ki sanki çok önemli bir meseleymiş gibi büyüdükçe büyüdü.

 

Minibüs şoförü aracından hemen indi.

 

Şoförün bisiklet sürücüsü çocuğa (14-15 yaşlarında) yönelerek bir şeyin var mı diye soracağını beklerken (umarken) direk çocuğun üzerine yürüdü.

 

Gözlerime inanamadım.

 

Minibüs şoförü ağza alınmayacak küfürler ve hakaretlerde bulundu.

 

Hayatımda bu kadar insanlıktan nasibini almamış bir “insan!” daha görmedim.

 

Küçük çocuğa olan davranışı düşman düşmanına yapmaz dedirtecek cinsten.

 

Çocuğu yaklaşık 10 kişi ile minibüs sürücüsünün elinden almayı başardık.

 

Üstelik minibüsünün yarısından fazlası kadın olmasına rağmen ettiği küfürler ve saldırgan davranışına hayli tepki gösterdik.

 

Ayıp dedik, bir şey yok dedik, bu kadar küfür ederek saldırman buradaki insanlara hakaret etmen hakkın değil dedik…

 

Dedik te ne oldu?

 

Bu kez bize saldırmaya başladı.

 

En son, olay yerine yakın olan ve tepki veren bir esnafa saldırdı.

 

Esnafa “Neden bırakmıyorsun çocuğu döveyim?”

 

Esnaf çok olgun ve ağırbaşlı davranarak karşılık bile vermedi.

 

Biz araya girerek, zor olsa da, şoförü minibüsüne bindirip gönderdik.

 

Olay sonrası Şoförler Odası ile iletişime geçtik.

 

Şoförler Odası Başkanı Emin Tuğrul olayla hemen ilgilenip gerekli uyarıları ve yaptırımları yapma sözü verdi.

 

Emin beye teşekkür ederiz.

 

Böyle insanların kesinlikle bir psikolojik testten geçmeleri gerekir.

 

Olay sonrası Vangölü Aktivistleri Yönetimi olarak esnafımıza geçmiş olsun ziyaretinde bulunarak yanında olduğumuzu ve yapmış olduğu medeni davranışını takdir ettiğimizi belirttik.

 

Esnafımıza sahip çıkarak, medeniyetten yana olan tavrımızı ortaya koyduk.

 

Her gün kullandığımız trafikte kazalar olabilir.

 

Kaza olunca soğukkanlı davranmak gerekir.

 

Medeni bir toplumda ve metropol bir şehirde yaşıyoruz.

 

Buna göre davranmak ve şiddet ile aramıza mesafe koymak zorundayız.

 

Buradan trafiği kullanan ben dahil hepimize şu çağrıyı yapmak istiyorum.

 

Şu soruyu kendimize soralım?

 

“Trafikte karşılaştığımız herhangi bir kaza, yol hakkı gaspı veya kural ihlali gibi durumlarda karşılaştığımda ne yaparım?”

 

Bağırıp çağırır mıyım?

 

Karşımdakine hakaret eder miyim?

 

Ya da medeni bir insan gibi mi davranırım?

 

Bu soruları şimdi soralım ve ne yapacağımızı bugünden belirleyelim.

 

Trafikte yaşanabilecek bir olumsuzlukta sabırlı, hoşgörülü, olgun davranarak medeni bir birey olarak, oluşabilecek yeni olumsuz bir duruma prim vermemeliyiz.

 

Sözlü veya fiziki şiddet hiçbir çözüm sağlamaz.

 

Aksine daha da işler sarpa sarar.

 

Trafikte bir olayla karşılaşırsak esnafımızın yaptığı örnek davranışı gösterelim.

 

Trafik magandalarını uyaralım ve derhal plakasını alıp şikâyette bulunalım.

 

Bu şehirde hepimiz yaşıyoruz ve şehrimizi medenileştirme bizlerin elinde.

 

“İnsanları şiddetten ziyade ikna ile idarenin mümkün olduğunu daima hatırda tutmalıyız.” 

 

Peygamber efendimizin bu güzel sözü ile yazıma son verirken şiddetten uzak medeni bireyler olmamız dileğiyle.

Editör: TE Bilisim