ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN SAĞLAM-MEHMET ALİ EKİNCİ

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün (MGM) kuraklık ve sıcaklık raporuna göre, Doğu Anadolu'nun da bulunduğu birçok bölüm ve Van uzun süredir 'şiddetli', 'çok şiddetli' ve 'olağanüstü' kuraklık olarak sınıflandırılıyor. Yağışlarda da ciddi azalmalarında yaşandığı gözlemlenen Van’da önceki yıllara göre yağış miktarının azalması ve sıcaklığa bağlı buharlaşmanın artması, bölgedeki baraj ve göllerin su seviyesinde düşüşe neden oldu. Bu düşüş Van Gölü’nü de rekor düzeyde küçültürken son haftalarda konunun vahametini gösteren açıklamalar ve veriler ardı ardına geldi. Durumu en iyi analiz eden isimlerden birisi olan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, kuraklığa daha farklı bir yorum getirerek Van’ın bu süreci çok daha farklı şekillerde yaşadığını ifade etti.

BUHARLAŞMA VAN GÖLÜ’NÜ OLUMSUZ ETKİLEMEYE DEVAM EDİYOR

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, “Ülkemizdeki bütün göller ve akarsularda son yıllardaki yağışların azalmasına bağlı olarak su seviyelerinde azalmalar meydana geldi. Bu nokta da Van Gölü, ülkemizdeki diğer ülkelerdeki göllerle kıyasladığımız zaman çok çok daha hassas bir yapıya sahip. Van Gölü kapalı bir göl yani kapalı bir havzada bulunuyor. Dışarıya hiçbir akıntısı yok. Dolayısıyla Van Gölü’nün bütün su bütçesi havzanın içinde dinamik bir dengede dönüyor. Göle su girdisi yağmurlar ve kar yağışlarıyla beraber oluyor. Gölden suyun uzaklaşması buharlaşmayla beraber oluyor. Bu sebepten dolayı kar ve yağmur yağışlarının fazla olduğu ve buharlaşmanın az olduğu dönemlerde Van Gölü su seviyesi yükseliyor. Buharlaşmanın fazla yağmur ve kar yağışlarının az olduğu mevsimlerde ise gölün su seviyesi çekiliyor.”

“KIŞA GEÇ GİRİYORUZ, YAZI İSE ERKEN KARŞILIYORUZ”

Küresel iklim değişimiyle beraber artık mevsimlerin sürelerinin değiştiğine vurgu yapan Akkuş, 50 yıl geriye gittiğimiz zaman Van’da Aralık ayında kar yağdığına dikkat çekti. Kar yağışının artık Ocak ayının 15’inde başladığını hatırlatan Dr. Akkuş, “Havzaya eskiye kadar havzaya kar yağışı düşmüyor. Kışın yağan kar, yaz aylarında yavaş yavaş eriyerekten akarsuları besliyor. Yani bizim kışın yağan kar, yaz aylarındaki dağlardaki su depolarımızı oluşturuyor. Fakat biz kışa geç giriyoruz, yazı ise erken karşılıyoruz. Yani geçmiş yıllara gittiğimiz zaman kar örtüsünün kalkması belki de Nisan aylarında gerçekleşiyorken, artık hava sıcaklığıyla beraber biz Nisan ayında da yaz ayına girmiş oluyoruz.” Dedi.

“VAN GÖLÜ’NDE 1 BİRİM SUYA KARŞILIK YAKLAŞIK 3 BİRİM SU UZAKLAŞIYOR”

Yaz aylarının süreleri uzadığına ve kış aylarının ise kısaldığına işaret eden Akkuş, “Buharlaşma süreleri çok ve yağış az. Dolayısıyla Van Gölü’ne giren her 1 birim suya karşılık yaklaşık 3 birim su uzaklaşıyor. Buna bağlı olarak da Van Gölü çekilmeye başlıyor. Göl kenarına gittiğimiz zaman önceden su altında kalan yerlerin bugün karaya çıktığını görüyoruz. Havza da çok ciddi bir kuraklığının olduğunu görüyoruz. Bu kuraklığının tek sebebi iklim değişikliği değil, yani tek bir etkeni iklim değişikliğidir. Bunun dışında bizim tam sağlıklı çalışan bir su politikamız yok. Değişime ayak uydurmamız lazım. Yani şu anda bu yaşanan kuraklığa anında müdahale etme imkanımız yok. Dolayısıyla değişen bu sürece ayak uydurmamız ve buna göre stratejiler belirlememiz lazım.” İfadelerini kullandı.

AKKUŞ: SU POLİTİKASI UYGULANMALI

Her geçen yıl suyun azaldığının altını çizen Akkuş, şöyle devam etti: “Biz suyun yüzde 74’ünü tarım da yüzde 13’ünü sanayi de yüzde 13’ünü ise insan kullanımı ve diğer ihtiyaçlar için kullanıyoruz. Bölgemizde tarım yapılan alanlarda çok su isteyen bitkilerin ekiminden vazgeçilmeli ve devlet politikası olarak da bunları desteklememiz lazım. Van Gölü’nün etrafında ekili alan sayısı her yıl artıyor. Her dere kenarındaki tarla akarsuya atılmış bir su pompası demektir. Suyumuz azalmaya devam ediyor, bizde çok su isteyen bitkiler ekmeye devam ediyoruz. Bunların birçoğu salma sulama ya da fiskeye ile sulanıyor. Dünya da vahşi sulama dediğimiz yöntemler terk edilmeli. Biz her damla suyu altın değerinde göreceğiz ve buna göre bir su politikası yapacağız.”

“KURAKLIĞIN DÖRT ÇEŞİDİNİ YAŞADIK”

Kuraklıklar ile ilgili yeni politikalarda her binanın yağmur suyunu toplama depolarının olması gerektiğini söyleyen Akkuş, yağmur suyunun boşa akmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek şunları anlattı: “Van şehir merkezinde bulunan binaların birçoğunda yapılan su harcamaları şebeke suyundan yapılıyor. Biz şu an sosyoekonomik kuraklığı ciddi manada yaşıyoruz. Kuraklık dört aşamada gerçekleşir. Meteorolojik, Hidrolojik ve Tarımsal kuraklıkları yaşadık. Bunları ise sosyoekonomik kuraklık takip edecek yani çiftçi tarlasına harcadığı parayı geri alamayacak. Anadolu’nun geçmişi çok büyük kuraklık vakalarıyla oluşuyor. 1850 yıllarında Doğu Anadolu Bölgesindeki yaşanan büyük kuraklık da yüzlerce insan köylerden şehir merkezine göç etmiş.”

“KURAKLIĞIN ETKİSİ DAHA ŞİDDETLİ DEVAM EDECEK”

Son olarak cümlelerini tamamlayan Akkuş, suyu yönetemezsek, tarımda çalışan binlerce insanın işsiz kalacağını ifade etti. Akkuş, “Çiftçi üretemezse, soframızda bulunan ekmeğinin fiyatı çok ciddi anlamda yükselecek. Biz hızlıca bu sürece doğru gidiyoruz. Ekolojide ileriye yönelik tahminlerde bulunmak çok zordur. Çünkü ekoloji değişken bir unsurdur. Özellikle bulunduğumuz Van Gölü Havzasını göz önüne aldığımız zaman gölün 8 yüz bin yaşındadır. Bir insan ömrünün yetemeyeceği kadar uzun bir zaman diliminde var oldu. Yüz bin yıl önce Van Gölü kuruyor ve Tatvan’ın önünde sadece küçük bir su birikintisi olarak kalıyor. Buralarda ise insanlar yerleşmeye başlıyor. Daha sonra yağışlı periyot geldiğinde gölde su seviyesi tekrar yükselmeye başlıyor. Yaşadığımız bu hadiseler ileri de daha da şiddetli bir şekilde meydana gelecek. İleri ki yıllarda ise su seviyesinin çok fazla düşeceğini tahmin ediyorum.”

Editör: TE Bilisim