ŞEHİRVAN HABER: ORHAN SAĞLAM- SERCAN CANSIZ

Düzensiz göçmenler Van üzerinden dünyanın farklı ülkelerine gitmek için zorlu yolları aşmaya çalışırken, dram dolu hikayeler duyulmaya devam ediyor. Türkiye’nin en büyük mülteci mezarlığı haline gelen kentte acı olaylar yaşanırken geçtiğimiz yılki büyük göçlerin arka planında kalan bir ‘insanlık’ dramı akademik bir çalışmaya konu oldu. Hem hekimliği hem de sosyal yaşamdaki başarıları ile bilinen YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Genel Cerrahi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, SBÜ Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimliği sürecinde müdahale ettikleri, bireysel olarak ciddi bir mücadele vererek ellerini, ayaklarını kaybetme riski olan göçmenlerle ilgili çalışmaları ve bu çalışmanın insani yönünü önemli bir yayın organında çalışmayı yapan ekip ile makale haline getirdi. Sebahattin Çelik, Servet Elçin Alpat, Selin Bulut, Hakan Köksal imzalı makale üzerine konuşan Çelik, o dönem Van’daki göçmen akını karşısında devletin hiçbir ülkede olmayan bir sorumluluk bilinci ile hareket ettiğini işaret etti. Çelik ayrıca kendileri de hastanedeki tüm sağlık emekçileri ile birlikte bir çaba gösterdiklerini, bunu da yine çalışma arkadaşlarıyla akademik bir çalışmaya konu ettiklerini söyledi.

VAN’DAKİ DOKTOR VE SAĞLIKÇILAR ONLAR İÇİN SEFERBER OLDU

Son yıllarda Van’da göçmenlerin geçiş sürecinde can kayıplarının yaşandığı, büyük acıların yaşandığı kazalar oldu. Tekne kazaları, araç kazalarında yüzlerce göçmen hayatını kaybetti. Birçok umut yolcusu bu süreçte donarak hayatını kaybederken, büyük orandaki göçmen ise sağlıkla ilgili tahribatlar yaşayarak yolculuğunu tamamladı. Özellikle kışın çetin geçtiği Van sınırında ülkeye girmeye çalışan bazı düzensiz göçmenlerin de el ve ayaklarında soğuk yanıklar oluşurken, sonraki süreçte yapılan müdahalelere rağmen el ve ayaklarını kaybettiği haberlere konu oldu. Çetin kış şartları altında kente ulaşmayı başardıktan sonra güvenlik güçlerinin himaye altına aldığı göçmenler, doğrudan gönderilmek yerine sağlık hizmetlerinden de faydalandı.

HEM TEDAVİ SÜRECİNİ YÜRÜTTÜLER HEM DE OLAYI SOSYOLOJİK VE TIBBİ YÖNÜYLE ÇALIŞTILAR

Bu anlamda o dönem SBÜ Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tam bir seferberlik ilan edildi. O dönem başhekimi olan Doç. Dr. Sebahattin Çelik ve çalışma ekibi toplu olarak gelen hastalara başarılı müdahaleler yaparak el, ayak, parmakların kesilmeden tedavi edilmesini sağladı. Birçok göçmen gece gündüz özenle bakıldıktan ve haftalarca tedavi olduktan sonra uğurlandı. Bu süreçte yaşananlar ise o sürecin önemli figürü olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebahattin Çelik ve çalışma ekibi tarafından çalışıldı. O dönemki seferberliği çalışmaya konu eden Doç. Dr. Çelik, ekip arkadaşlarıyla birlikte uluslararası bilimsel hakemli bir dergi olan Eastern Journal of Medicine (Doğu Tıp) dergisinde yayımlandığını araştırmanın detaylarını ve sonuçlarını Şehrivan’a anlattı.

ÇALIŞMANIN İNSANİ YÖNÜ DE OLDUKÇA KIYMETLİ

Yayınlanan makalenin hikayesini anlatan Doç. Dr. Sebahattin Çelik, “Düzensiz göçmenler ve göç olayı dünyanın problemi haline geldi. Aslında insanlık tarihi boyunca göçler hep olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre de dünyada yaklaşık 20 milyon insan sürekli hareket halindedir. Bu insanların büyük bir kısmı sürekli farklı yerlere göç ediyor. Türkiye ve Van’da yeri itibarıyla bu göç yollarının üzerinde bulunuyor. Özellikle Orta Doğu’dan ve Doğu tarafından yani Pakistan, Afganistan ve İran tarafından çok fazla göç geliyor. Suriye’nin iç savaşından sonra da birçok göç dalgası oldu. Türkiye’de insanlık görevi olarak bu göçlere kapılarını açtı ve yardımlarda bulundu.”

ÇELİK: ÇALIŞMA ENTERESAN BİR GRUBU İÇERİYOR

Düzensiz göçmenlerin zorlu yolculuklarından söz eden Çelik, “Bizim yaptığımız bilimsel çalışma göçlerin içerisinde enteresan bir grubu içeriyor. Bunlar özellikle Pakistan’dan Türkiye’ye sınırdan girip İstanbul’a ve oradan da yurt dışına gitmek istiyorlar. Ancak bu göç yollarında çok zorluk yaşanıyor. Yüksek dağları aşmak zorunda kalıyorlar. Kış şartlarında da zorlukları daha artıyor. Çünkü Van ve bölgede kış şartları çok çetin geçiyor. Yoğun kar yağışlarının yanı sıra eksi 30 dereceleri bulunan soğuklar hâkim. Yine de bu zorluklara rağmen kış aylarında da düzensiz göçmen geçişleri oluyor. Bunun yanında da donma yanıkları oluşuyor. Bu da genel cerrahinin spesifik bir alanıdır. Bu yanıklar haşlanma ya da termal yanık değil. Çok dondurucu bir soğuğa maruz kalan el ve ayaklarda hasar oluşuyor.” Dedi.

“BİR GÜNDE 50 YANIK VAKASI!”

Donma yanaklarının daha çok kutup bölgelerinde denk gelindiğini belirten Çelik, şöyle devam etti: “Bu çalışmaya 2020 yılının Ocak ve Şubat ayları içerisinde başladık. Düzensiz göçmenler Van’ın Saray, Çaldıran ve Muradiye ilçesini geçerken, karlardan ve soğuklardan dolayı hastanelere getiriliyor. Art arda bir günde 50 kişinin geldiğine şahitlik ettim. O zaman da inanılmaz dramlar yaşadık. Çok soğuk alanlarda ve soğukta kalan insanlarda donma yanıkları meydana geliyor. Sarıkamış’ta askerlerimizin birçoğu bu hastalıklardan dolayı vefat etti. Bu tür kitlesel yanıklara tarihi boyunca daha çok askeri operasyonlarda karşılanmıştır.” Dedi.

PARMAKLAR VE ELLER KESİLMEKTEN KURTULDU

Donma yanıklarıyla ilgili nasıl bir çalışmanın yapılması gerektiğini literatüre kazandırdıklarını kaydeden Çelik, şunları söyledi: “El ayak donmalarının tedavi kısmında izlediğimiz yol ve bunun yanında el cerrahisi bölümünün olması bize çok faydası oldu. Gelen yanıkların birçoğunda parmak kesilmesi gerekebilirdi. Bu yol ve bölümle birlikte birçoğunun parmakları kesilmeden kurtuldu. Tam olarak kaç saat soğuğa maruz kaldıklarını bilemiyoruz. En önemli özellik ise erken müdahale etmek. Hastaneye ne kadar erken getirilirse o kadar güzel sonuçlar elde edilir. Bugüne kadar toplu yanıklarla karşı karşıya kalmamıştık. Bunun içinde hastanenin de altyapısının güçlü olması lazım.”

“BİLİMSEL DÜNYANIN BİZİM ÜLKENİN YAPTIKLARINI GÖRMEK İSTEDİK”

Donma vakasını bilimsel makale haline getirmeyi vicdani bir borç olarak gördüğünü belirten Çelik, asıl kahramanların ise hemşireler olduğunu söyledi. Cümlelerini sürdüren Çelik, son olarak şunları anlattı: “Bilimsel dünyanın bizim ülkenin yaptıklarını görmek istedik. Eksik yönlerimiz bazen olabiliyor. Düzensiz göçmenler konusunda Türkiye kadar duyarlı olup yardım eden başka bir ülke yok. Bu olayların ise artık son bulmasını istiyoruz. Dünyanın saha mutlu ve daha huzurlu bir yer olmasını temenni ediyorum. Umarım ileri zamanlar daha iyi ve güzel olur.”

“VAN’DAKİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI FEDAKARCA ÇALIŞIYOR”

Kentteki sağlık çalışanlarının fedakârca çalıştığının altını çizen Çelik, “Düzensiz göçmenlerin büyük bir çoğunluğu 20-30 yaş arası gençlerdir. Yaralananların ise yüzde 26’sını kadınlar oluşturuyor. Bunların yanında çocuklar da var. Ayakları donan bir annenin ayaklarını kesmek zorunda kaldık. Elleri donan birçok hastayı ise hemşirelerimiz kendi elleriyle yemeklerini verdi. Bunları da rapor haline getirdik. Nasıl bir yol izlediğimizi ve bu donma yanıklarında ne yapılaması gerektiğini anlattık. Bu çalışma da çok da ilgi gördü. Bize gelen düzensiz göçmenlerin bir kısmı hastaneden kaçıyor. Diğer kalan hastalar 2-3 hasta arası hastanede yattı. Bunların bütün giderleri de göç idaresi tarafından karşılanıyor. Biz de kendi kaynaklarımızla bu insanlara elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz.” Şeklinde konuştu.

“21. YÜZYILDA İNSANLAR HALA YOLLARDA ÖLÜYOR”

Makalenin yayınlanmasından sonra geri dönüşümlerinin olumlu olduğunu vurgulayan Çelik, “Makalenin yayınlanmasından memnun kaldık. Bu anlamda da görsellik çok etkili oluyor. Biz de tüm yanıkların fotoğraflarını çektik. Süreci izin alarak bilimsel çalışmalar için fotoğrafladık. İnsanlar bunları görünce bir üzüntü duyuyorlar. Allah kimseyi yurtsuz etmesin, savaştan veya başka nedenlerden yürüyerek kendi topraklarını terk ediyorlar. Bilmedikleri bir coğrafyada da donuyorlar. Buraya yakın olanlara yine müdahale edebiliyoruz. Bunların birçoğu da insan kaçakçıların mağduru oluyor. Farklı illere götürme sözü verilerek, Van sınırında bırakıyorlar göçmenleri. 21. Yüzyılda insanlar hala yollarda, göllerde ve denizlerde ölüyor.” diye ekledi.

Editör: TE Bilisim