ŞEHRİVAN HABER: HAKİM İNALGÖZ-ERDAL ERBAŞ

14 Kasım 2021’de kurulan Van Edebiyat Mahfili 90 kişilik ekibiyle Van’da bitme noktasına gelen edebiyat ve kültürü yaşatmaya çalışıyor. Kurulduğu ilk günden beri kentteki edebiyatseverleri, yazar ve şairlerle buluşturan Van Edebiyat Mahfilinin etkinliklerine olan ilgi her geçen gün artıyor. Her hafta bir yazarı ya da şairi kentte ağırlayan Van Edebiyat Mahfili, bu hafta Şair Ömer Erdem’i ve Yazar Gamze Güller’i kitapseverlerle buluşturdu. 26 Mart Cumartesi günü saat 16:00’da Şair Ömer Erdem’in, 27 Mart Pazar günü saat 16:00’da ise Yazar Gamze Güller ‘in söyleşisi gerçekleşti. Cumartesi günü Üvercinka Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen söyleşinin moderatörlüğünü Nevzat Ağçakaya yaptı. Pazar günü ise Yazar Gamze Güller Vanlılarla buluştu. Van Edebiyat Mahfili ve Üvercinka Kültür Sanat Akademi iş birliğinde, Vanspor Başkanı Mehmet Avcı ve Şehrivan Medya Grubu desteğiyle, Etçi Sinan katkılarıyla kitapseverlerle buluşan Yazar Gamze Güller ’in söyleşisi edebiyatseverler tarafından ilgi gördü.

ERDEM: VAN’A GELMEK OLAĞANÜSTÜ GÜZEL BİR ŞEY

Cumartesi günü Üvercinka Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşide edebiyatseverlerle buluşan Şair Ömer Erdem, Van’da olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Erdem, “Benim için bir güneş ülkesi olan Van’a gelmek, Van’ı kış atmosferi içerisinde sadece yaşamak değil aynı zamanda idrak etmek olağanüstü güzel bir şey. Bu imkânı sağlayan sevgili dostlarımıza huzurlarınızda çok teşekkür ederim ve bu salonu doldurduğunuz için meraklı ve sevgi dolu şiir dolu gözlerle baktığınız için teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

GÜLER: VAN’I HİÇ GÖRMEMİŞTİM

Üvercinka Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek programın moderatörlüğünü Evin Baytar yaparken, Gamze Güller’ in kitapları okurlara ücretsiz olarak sunuldu. Güler, yazmaya başladığı süreci, deneyimlerini ve önerileri söyleşiye gelen kitapseverlerle paylaştı. Van'a daha önce gelmediğini ama bundan sonra sık sık gelmeye çalışacağını belirten Güller, “Burada olmak çok güzel çünkü ben daha Van’ı hiç görmemiştim. Çok görmek istediğim bir yerdi. Kıymet bugüneymiş. Bu da çok güzel bir etkinlikle oldu. İnşallah bundan sonra da sık sık gelmek nasip olur. Yazmak çok ayrı bir heyecan ama buna başlamak, paylaşabilmek daha farklı bir heyecan. Biz yazar olmadan önce kendi kendimize yazan insanlarız. Başkaları için değil kendimiz için yazan insanlarız ve bu yazdıklarımızın başkaları tarafından beğenilip beğenilmeyeceğini, estetik bir değer taşıyıp taşımayacağını da maalesef bilemiyoruz. Bu yüzden insanın içinde hep bir korku oluyor. İlk öykülerimi dergilerde yayınlamaya başladım. Ufak tefe ödüller aldığımda bu cesareti de kazanmaya başladım ve usta yazarlar bana bunlar iyi öyküler dediği zaman toparlama sürecine anca girebildim” dedi.

“ÖYKÜ BENİM İÇİN DOĞRU TÜR”

Güller, ilk kitabını yazmaya başladığı süreçten de söz ederek, “İlk göz ağrısı sözünü çok severim ben. Bir daha hiçbir şey onun yerine geçmiyor. Pek çok yerde öykülerim, yazılarım yayınlandı fakat o ilk kitabı elime aldığımda yaşadığım o coşkuyu herhalde bir daha yaşamam mümkün değil. İlk çocuğunu kucağına almak gibi bir şey. Ben öykü yazarak başladım çünkü çocukluğumdan itibaren hikâyeler anlatmayı seviyordum. Bunlar uzun hikâyeler değil de insanları şaşırtan anlatılardı ve bunları kaleme dökmeye başladığım zaman anladım ki öykü benim için doğru bir tür. Çünkü öyküde, romanda olduğu gibi uzun uzadıya anlatmıyorsunuz” diye aktardı.

GÜLER: ÖDÜL GERİDE KALAN İŞE VERİLİR

2012 Orhan Kemal Öykü Ödülü’nü kazanan kitabı Beşinci Köşe’den de bahseden Güller, “Ben ödüllere şöyle bakıyorum; öncelikle ödül geride kalan bir işe verilir. Yani bir kitap yazarsınız, ertesi sene onun için ödül alırsınız. Her zaman hakkaniyetli bir ödül de olmayabilir. Bence bir yazar için önemli olan şu anda ne yazdığıdır. Daha önce yazılmış olan bir kitabın ödüllendirilmesi son derece gurur verici. Bu ödülün rehavetine asla kapılmamak lazım. Ödül öyle bir şey ki orada kitabı okuyan başkişinin düşüncesini yansıtır sadece. Oysa bizim yazdıklarımızı binlerce kişi okuyor. İlk kitapta bambaşka bir dünya vardı. Bu kitapta daha başka bir şey denemek istedim. Daha gerçek ve eller tutulur şeylere dokunmak istedim. O yüzden ödüllendirilmiş olmam da benim için son derece önemli” şeklinde konuştu.

GÜLER: BİR ŞEYLER DÜŞÜNDÜRMELİ

Güler, okunacak kitabın bir şeyler düşündürmesi gerektiğini dile getirerek, “Bir kitap okuduğunuzda nereye varıyorsunuz. O kitap size ne veriyor. Bir kitap okurken onun iyi ya da kötü oluşunu kendi kriterlerinize göre belirlersiniz ama üzerinde kafa yoruyor musunuz? Bir kitapta neyi sevdiğiniz, sevmediğiniz, bu kitap size bir şeyler düşündürüyor mu? Bu değerlendirmeyi çok iyi yapmak lazım. Bu iyi okur ve iyi yazar olmak için şart bence” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim