ŞEHRİVAN ÖZEL:ÖMER FARUK TOKTAŞ- Van’da şehir merkezinin simgeleşmiş birçok noktası olan Hz. Osman Camisi çevresin, Hz. Ömer cami civarı, Cumhuriyet Caddesi, Maraş Caddesi gibi alanlarda yıllardır kendi imkânları ile kurdukları tezgâhlarda bin bir çeşit ürünü vatandaşa sunan seyyar satıcılar artık bu bölgede Van Halkı tarafından esnaf olarak kabul ediliyor. Hal böyle olunca burada bulunan satıcılar da bu sokağın yeni bir düzenleme ile bir bijuteri sokağına dönüştürülmesini istiyor. Geçmiş senelerde Feqiye Teyran Parkı yanında kurulan çardaklara köşe başlarında ayakkabı boyacılığı yapan boyacıların yerleştirilmesi ile çevre kirliliğine ve şehrin imajına sağlanan olumlu katkının kendileri içinde gerçekleştirilmesini isteyen seyyar satıcılar farklı şehirlerden örnekler vererek seslerini Şehrivan aracılığıyla duyurmak istiyor. Alanya ve Mersin Belediyeleri’nden örnekler göz önüne alındığında seyyar satıcıların dağınık çalışma şekillerini bir düzene bağlamak adına oluşturulan sokaklar yüksek bütçelere mal olmadan şehre rahat bir nefes aldırıyor. Hal böyle olunca örneği çok olan çalışmaya Van’da da ihtiyaç duyulduğu seyyar satıcının gözünden kaçmıyor. Son dönemlerin en çok konuşulan konusu olan seyyarların bu durumu için de batı illerindekine benzer bir çözüm ile hem kenti hem de kendilerini seyyar sıkıntısından kurtarmak istiyor.

Ramazanla birlikte yeniden konuşulmaya başlayan kentin seyyar satıcılarla ilgili durumu şu sıralar gündemden düşmüyor. Ramazan boyunca cumhuriyet Caddesi’nde satış yapan seyyar satıcılar tartışılmaya devam ederken bir taraftan da kentin farklı yerlerinde seyyar satıcılık yapan vatandaşların durumu belirsizliğini koruyor. Ana caddelerden çok ara sokaklarda yıllardır aynı noktalarda seyyarlık yapıp adeta bölgenin esnafı olan seyyar satıcıların akıbeti belirsizliğini korurken Van’ın modern bir yapıya kavuşması için hem seyyarlar hem de vatandaşlar soruna yetkili isimler eliyle çözüm istiyor. Son dönemlerin gündeminin en önemli konusu olan seyyarların, yıllardır bu işi yapan esnafa soran Şehrivan çözümü seyyarın kendisinden dinledi.

“BİR NEVİ SEYYAR ESNAFLARIZ”

Yıllardır Hz. Osman Camisi çevresinde kurdukları tezgâhlarda satışlar yaptıklarını belirten Nimetullah Bilge şu şekilde konuştu “Sizde biliyorsunuz ki yıllardır Hz. Osman Camisi etrafında, Peynirciler Çarşısı çevresinde bulunan ara sokaklarda kendimiz için oluşturduğumuz küçük tezgâhlarımızda çeşit çeşit ihtiyaç ürünleri satıyoruz. El feneri, çakı, böcek ilaçları, kol saatleri ve açık tütün gibi yüzlerce ürünü vatandaşlar gelip bizde bulup rahatlıkla ulaşım sağlayabiliyorlar. Bu satışları tezgâhlarda yapıyoruz, biz bir nevi seyyar satıcı olarak görülüyoruz. Ama biz kendimize seyyar satıcı demiyoruz çünkü biz artık kendimize bu şehrin sokaklarının ‘seyyar esnafları’ diyoruz. Van’da artık bir gelenek haline gelmiştir; kimi gidip elinde bulunan küçük aksesuarları örneğin tesbih, saat gibi ürünleri kahvelerde dolaşarak pazarlar. Bizler bu tezgâhları boyunlarımızda dolaştırarak satarız. Genellikle ama Hz. Osman Camisi’nin olduğu bu bölgedeyiz.”

“BİRÇOK ŞEHİRDE ÖRNEĞİ VAR”

Farklı şehirlerde örnekleri bulunan butik büfelerden örnekler veren Bilge “Bazı şehirleri gezme imkânım oldu. Bu şehirlerde gördüğüm çok güzel bir uygulama vardı. Birçok uygulama görüyoruz tabi şehrimizde olmayan ama benim bahsettiğim uygulama bizim gibi yıllardır bu şehrin sokaklarında tezgâhları başında satıcılık yapan kişileri ilgilendiriyor. Belediye küçük büfeler tarzında Pazar yerini andıran bijuterici tezgâhları açmış bunu bir sokak şeklinde yapmış. Bizim gibi böyle aksesuar ürünleri, küçük ihtiyaç ürünleri satan vatandaşları orada çok küçük kiralara toplamış. Bijuteri büfeleri oluşturmuşlar. Bu büfeler ahşaptan yapılmış 1-2 metrekarelik alanlar. Ama insanlar geldiklerinde bir düzen görüyorlar. Ve satıcılarda yerlerini biliyor.” Diye ekledi.

“BOYACILAR İÇİN DAHA ÖNCE YAPILMIŞTI”

Feqiye Teyran Parkı yanında boyacılar için oluşturulan çardaklara dikkat çeken tezgâhtarlardan Faik Kertiş yaptığı açıklamalarda “Geçmiş senelerde Feqiye Teyran Parkı(Şehir Parkı) yanında bulunan ve orada hizmet veren boyacılar için küçük ahşap kulübeler yapılmıştı. Şehrin merkezinde sokak başlarında boyacılık yapan kişiler buralara geçerek daha düzenli bir şekilde işlerini yapmaya başladılar. En azından Kış mevsiminde de başlarını koyacakları küçücük de olsa bir çatı oldu. Buna benzer ahşap butik büfeler ile seyyar satıcıların da çakı, el feneri, kol saati gibi ürünleri satabilecekleri bir sokak veya alan oluşturulursa hem biz rahatlarız hem de birçok şehirde örneği olduğu gibi Van’ın da bir bijuteri sokağı olur. Ya da farklı bir isim konabilir buna örneğin bijuteri çarşısı ya da butik Pazar gibi. Aslında yıllardır artık insanların benimsemiş olduğu şu anda satış yaptığımız Hz. Osman Camisi çevresine de yapılabilir bu bahsettiğim çalışma.” İfadelerini kullandı.

“BELEDİYENİN BUNU YAPMASI MÜMKÜN”

Yapılacak olan düzenlemelerin belediye eli yapılmasının mümkün olduğuna dikkat çeken Kertiş sözlerine şu şekilde devam etti; “Seyyar satıcılık yapanlar genelde iş sektörlerinde kendilerine yer bulamayan ve bir anlamda kendilerine bir iş oluşturan kendiişlerini yapan kişiler oluyorlar. Yani aslında seyyar satıcı da bu şehrin ekmeğini kazanmaya çalışan bir vatandaşıdır. Bu insanların ekmeklerine mani olmak yerine ticari hayata kazandırmak adına hepsinin bir arada toplandığı çeşitli noktalar yapılabilir. Zaten yıllardır Hz. Osman Camisi etrafında bu bijuteri eşyalarını satan seyyarlar iş yapıyor. Sadece bu caminin olduğu bölge bile küçük ahşap büfelerle donatılsa ya da caminin önündeki sokağa belediye eli ile bir sokak düzenlemesi yapılıp ufak tezgâhlar oluşturulsa bu iş seyyar satıcılık olmaktan çıkar ve bizde ticarete kazandırılmış oluruz.”

“YENİLENEN SOKAKLARA DÂHİL EDİLMELİ”

Şehirde son dönemlerde yenilenen sokaklara bir yenisinin dâhil edilmesi gerektiğini ve bunun da yıllardan beri tezgâh açtıkları bu sokak olması gerektiğine inanan İnan Bektaş ise “Birçok şehirde özellikle kadınların da çalışma hayatına kazandırılması için bu yaptıkları el işlerini ve el emeği takılarını satmaları için düzenlenmiş olan küçük tezgâhların olduğu sokaklar yapılıyor. İşte bu sokaklarda şehrin değerlerini yansıtan küçük magnetler, teşbihler, bileklikler satılıyor. Bizim de müşterilere sunduğumuz şeyler buna benzer ürünler. Çakı, Kol saati, el feneri, dikiş kutuları, tarak, çekecek gibi ufak çaplı ürünleri tahta bir tezgâhın üzerinde satışa sunuyoruz. Bize seyyar diyorlar ama artık Vanlılar özellikle Hz. Osman Camisi etrafında satış yapan bu tezgâhtarları buranın esnafı olarak benimsemiş durumda. En azından bizim tezgâhlarımızın bulunduğu bu bölgeye belediye eli değdiği takdirde burası da şehirde yenilenen sokaklar içerisine dâhil olur. Hem kendi imkânları ile para kazanmaya çalışan seyyarlar yer sahibi olur hem de belediye buralardan küçük kiralara alarak gelir elde etmiş olur.” Dedi.

“VAN’DA PAZAR YERİ YOK”

Van’da genel anlamda da Pazar yerlerine ihtiyaç duyulduğuna ve bu kültürün de yaşaması gerektiğine inanan Bektaş “Ben meseleye biraz daha geniş bir pencereden bakmak istiyorum. Van’da insanların gidip alışveriş yapacakları mağazalar dışında en ufak bir Pazar yeri yok. Diğer şehirlere gidip örneklerini görebilirsiniz. Neredeyse her mahallede bir Pazar yeri kurulmuş ve insanlar gidip oralarda kültürümüzde olan o pazarcılığın tadına varabiliyorlar. En azından seyyar satıcıların toplanacakları, bir araya getirileceği ve bir düzene sokulacağı bir ufak bijuteri sokağı oluşturulursa bu Pazar kültürünün de ilk adımları atılmış olur. Bizim şu an hizmet verdiğimiz bölge de yapılacak bir düzenleme bile yeterli olur en azından elle tutulur bir çalışma görmüş oluruz. Sokak yenileme çalışmaları kapsamında birçok sokak yepyeni bir görünüme kavuştu. Yıllardır burada seyyar satıcılık yapan insanlara da küçük büfeler yapılırsa yada sokak düzenlenirse herkes rahat bir nefes almış olur.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim