Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki göçerler, 2 bin 500 rakımlı yaylalarda yaşamlarını sürdürüyor. Doğu'nun farklı bölgelerinden gelen göçerler, yüksekliği nedeniyle "Türkiye'nin çatısı" olarak nitelendirilen Doğu Anadolu Bölgesi'nin birbirinden verimli yaylalarında yılın 6 ayını geçiriyor. Kurdukları çadırlarda barınan göçerler, ürettikleri süt ve peynirleri Türkiye'nin birçok bölgesine gönderiyor. Genellikle küçükbaş hayvanların bulunduğu yaylalarda erkekler sürülerle ilgilenirken, kadınlar da sürüleri sağıp sütünden peynir, tereyağı, kaymak ve yoğurt yapıyor. Yaylacılardan Mirze Artan, yaptığı açıklamada, şehir kalabalığından uzak, tamamen doğal ortamda yaşamanın kendilerini huzur verdiğini belirterek, "Mayıs ayında bu yaylalara geliyoruz, kışları soğuk olduğundan burada duramıyoruz, kış gelince Iğdır'a gidiyoruz. Buralar Türkiye'nin en yüksek yerlerinden olduğu için çok serindir. Geçimimizi hayvancılıkla yapıyoruz, yazları buraya gelip süt sağıyoruz, peynir, yağ topluyoruz, satıyoruz." dedi. 60 AİLE AYNI YAYLADAYayladan elde ettikleri ürünlerle kış aylarını geçirdiklerini aktaran Artan, şunları dile getirdi: "Bizim yaylamızda yaklaşık 60 aile var. Akşamları herkes toplanıyor bir yerde, çay içiliyor, sohbet ediliyor, gün bu şekilde güzel geçiyor. Yaylanın en güzel yönü serin olmasıdır, bu yüzden çok şanslıyız. Yaşamımız burada çok güzel. Diyebilirim ki Türkiye'de en güzel yaz ayı burada geçiyor." Şehirde günlük ev işlerini, gibi yaylada da çadır işlerini yaptığını anlatan Deniz Haktan, yaylada bulunmanın şehirden daha huzur verici olduğunu söyledi. Haktan, "Sabah kalkıp koyunları hazırlıyoruz, çobanlar otlatmaya götürüyor. Biz de ev işimizi yapıyoruz, sonra koyunlar geliyor, sağıyoruz. Peynir, yoğurt, tereyağı yapıyoruz. Yazın peynir tutuyoruz, kışın da satıyoruz, bu şekilde geçim yapıyoruz, çok mutluyuz. Komşulara gidiyoruz, toplanıyoruz, yayla çok güzeldir." ifadesini kullandı. "YAYLA MEVSİMİ İÇİN SABIRSIZLANIYORUZ"Altı çocuk annesi Nuran Artan, yayladaki hayata alıştıklarını ve şehir ortamından sıkıldıklarını söyledi. Yayladaki yaşantının ve beslenmenin tamamen doğal olduğunu aktaran Artan, şunları ifade etti: "Sabah 6.00'da kalkıyoruz, çobanlarımızı gönderiyoruz, kahvaltımızı yapıp çobanlarımıza yemek hazırlıyoruz. Koyun geliyor, sütlerini sağıyoruz. Kaymak yapıyoruz, peynir yapıyoruz. Yaylamız çok güzel, komşuluğumuz çok güzel, memnunuz. Yayla yaşamı çok güzeldir, ben Iğdır'dan geldim, Iğdır'da hava çok sıcak, oradaki komşularımız sıcaktan bunalırken biz burada serin havanın keyfini çıkarıyoruz. Kışın şehre dönünce yayla mevsiminin gelmesi için sabırsızlanıyoruz."