ŞEHRİVAN ÖZEL: ÖMER FARUK TOKTAŞ- Milyonlarca öğrenci her sene olduğu gibi bu sene de üniversiteli olabilmek için birbirleriyle yarışıyor. Üç ayrı oturumda gerçekleşecek olan üniversite sınavının ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT), ikinci oturumu Alan Yeterlilik Testi (AYT) ve üçüncü oturum Yabancı Dil Testi (YDT) olarak uygulanacak. İlk oturumunun 15 Haziran’da gerçekleşeceği sınava sayılı günler kala öğrenciler sınav kaygısı ile boğuşurken aileler de öğrencilerinin gereken başarıyı elde etmeleri için ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyor. Şehrivan olarak öğrencilerin ve ailelerin yaşadıkları bu sıkıntılı süreci en iyi şekilde atlatabilmeleri için işin uzmanlarından sınav reçetesini aldık. Kalan kısa süre içerisinde öğrencilerin hazırlıklarını tamamlayıp denemelere ve tekrarlara yönelmesi gerektiğini belirten uzmanlar ailelere de öğrencilere olan yaklaşımlarıyla ilgili ne fazla baskıcı ne de fazla rahat olmamaları gerektiğini belirttiler. İşte Van’ın önde gelen eğitim kuruluşlarından sınav reçetesi…

GÜMÜŞ: “NOKTAYI İYİ KOYMALISINIZ”

Asıl fark yaratılacak vaktin içinde bulunduğumuz zaman dilimi olduğunu belirten Van Bilim Özel Öğretim Kursu Yetkilisi Cengiz Gümüş “Şu an 1200 tane öğrenciye bünyemizde eğitim veriyoruz. Bunların 1000 tanesi sınava hazırlanan öğrencilerimiz. Toplum olarak iyi başlayan olumsuz sonuçlandıran bir toplumuz. Bir İngiliz çalışma kültürü vardır. Sakin başlar, düzenli götürür ve sonunu çok iyi bağlarlar. Biz iyi başlarız ara veririz tekrar tutunuruz ve tekrar ara veririz. Bütün işlerimizde bu böyledir. Asıl başarılı olanlar iyi başlayıp özellikle son zamanlarda daha çok asılanlardır. Zaten fark atılacak zaman dilimi şu an içinde bulunduğumuz zaman dilimidir. Şu an öğrenciler kendi yerlerinde bile saysalar öğrencilerin bir kısmı ister istemez geri gidiyor. Konularını unutuyor son süreçte daha az çalışıyorlar. Büyük ihtimalle sınav öğrencileri sorumlu oldukları sınav konularını bitirmişlerdir. Bu süreçte deneme çözmekten ve tekrarlar yapmaktan geri durmamalıdırlar.” Şeklinde konuştu.

GÜMÜŞ: “TEKNOLOJİMİZ VAR, ÜRETİCİSİ BAŞKASI”

Gelişen teknolojinin öğrencilere zarardan çok yarar sağlaması gerektiğine inanan Gümüş “Gelişen teknoloji her alanda boy gösterdiği gibi öğrencilerin eğitim hayatlarına da bir etki bırakıyor. Teknolojiyi iyi kullanmak için kullanıcıların kendilerine hâkim olmayı bilen ve dolu kişiler olması gerekiyor. Bizde herkes bilgisayar kullanmayı bilir fakat bilgisayar programcısı sayımız çok azdır. Herkes bilgisayar oyunlarına az çok hâkimdir fakat oyun yazılımcısı alanında sayımız çok düşüktür. Eğitim sektörünün sosyal medya ve teknolojik ortamların tümüne hâkim olması gerekiyor. Öğrencilerin ve çocukların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Doldurmak gerekiyor çocukları medya okuryazarlığı, oyun okuryazarlığı ile ilgili bilgilendirmeler yapılması gerekiyor.” Diye ekledi.

GÜMÜŞ: “AİLELER DAHA STRESLİ”

Ailelerin öğrencilerden daha stresli olduğuna dikkat çeken Gümüş “Bizde genelde aileler öğrencilerimizden daha stresli oluyor sınav dönemlerinde. Hollywood filmlerinde bir sahne vardır. Uçak düşmeye başlar ve uçaktakilerden biri uçağın kokpitine geçip uçağı kullanmaya başlar. Kule ile temas kurar ve sonuç olarak muhtemelen başarılı olacaktır. Ama o kişi pilot koltuğuna geçip oturduğunda kuledeki görevlini söylediği söz ilk olarak öncelikle sakin olman gerekiyor olur. Bende öncelikle sakin olmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Ne yazık ki bizde eğitim sadece meslek ile kıyaslanıyor. Öğrenci iyi bir mesleğe ulaşabiliyorsa iyi iyi bir mesleğe ulaşamıyorsa iyi değil gibi algılanıyor. Velilerimiz bilinçli ve sakin olmalıdır. Velilerimiz istese de istemese de sıkıntıları stresleri öğrencilere de yansıyor.” Gibi ifadeler kullandı.

GÜMÜŞ: “HAYATINIZA ANLAMLAR YÜKLEYİN”

Öğrencilerin hayatlarına anlamlar yüklemeleri gerektiğine vurgu yapan Gümüş “Velilerimiz fazla abartmadan öğrencilerinin ders çalışıp çalışmadığını kontrol etmek zorunda, öğrencilerin boş vakitlerini nasıl geçirdiğini kontrol etmek zorunda. Sadece bunlar ile kalmayıp yeme-içmesini, uyku düzenini kontrol etmek zorundadır. Özellikle son dönemlerde kola, çikolata gibi yiyecekler tüketmek stresi arttıran sebeplerin başında yer alıyor. Standartlaşmış olan çalış çok çalışmalısın nasihatleri yerine öğrenciyle ilgilenmeli ve onları anlamalıdırlar. Hayata anlam yüklemek gerekiyor. Bu sadece eğitim ile üniversite olacak işler değil ama bunlar da bunu yapmaya katkı sağlayacak unsurlardır. Yaptığımız her şeyi sevgi ile yapıp mutlu olma odaklı planlarsak hem veliler hem öğrenciler bunun meyvesini en iyi şekilde alacaklardır.” Diyerek sözlerini noktaladı.

EGEMEN: “EKSİKLERİNİZE ODAKLANIN”

Öğrencilerin son dönemde eksik konularına odaklanmaları gerektiğini belirten PEGEM Akademi Yetkilisi İdris Egemen “Sınava yaklaştığımız bu son dönemlerde öğrencilerimiz özellikle konularını yetiştirememe konusunda problemler yaşıyorlar. Bunun asıl sebebi öğrencilerin daha sonradan işin ciddiyetinin farkına varması oluyor. Evet, sınav sürecinin ardından bazı öğrencilerimiz güzel bir başarı elde edip hayallerine kavuşuyorlar fakat yeterli başarıyı elde edemeyenler içinde hiçbir şeyin sonu değil. Öğrenciler bilinçli bir şekilde çalışıp özellikle son dönemde eksik oldukları konularla ilgili daha fazla gayret etmeli. Bunu yaparken de direkt olarak yanlış yaptıkları konuya yönelmelidirler. Sınav esnasında da sakin olup sahip oldukları bilgileri tam anlamıyla yansıtmaları iyi bir başarı kaydetmeleri için yeterli olacaktır.” İfadelerini kullandı.

EGEMEN: “AİLE DESTEĞİ BAŞARININ ANAHTARI”

Ailelerinin desteğini alan öğrencilerin başarıyı elde eden öğrenciler olduğunu dile getiren Egemen “Ailelere de bu süre zarfında çok iş düşüyor. Genellikle ailelerimiz öğrenciyi dershaneye yolladıklarında ya da sınav dönemlerinde genellikle ekonomi odaklı yaklaşıyorlar. Aileler öğrenciyi dershaneye yolladık, gereken ekonomik desteği sağladık gerisi onun ellerinde gibi bir yaklaşımda bulunmamalıdır. Öğrenici çalışmıyorsa çalışması için ne yapılmalı, denemelerinin durumu nasıl, boş zamanlarını nasıl değerlendiriyor gibi konular üzerine baskıcı bir tutumdan uzak şekilde ilgilenmeleri gerekiyor. Bunun için okullarında ki dershanelerindeki rehber hocalarla görüşebilir onlardan yardım alabilirler. Ailesinin desteğini alıp ister başarsın, ister başarmasın bu desteği yitirmeyeceğini anlayan öğrenciler gerçekten başarı kaydeden öğrenciler oluyorlar.” Diye konuştu.

TEKİN: “PSİKOLOJİK OLARAK HAZIR OLUN”

Öğrencilerin her şeyden önce kendilerini psikolojik olarak hazırlamaları gerektiğini belirten Kavram Temel Lisesi Müdürü Lokman Tekin “Öğrencilerin öncelikle psikolojik olarak yapmaları gerekenler var. Kendilerine, yapacaklarına ve potansiyellerine inanmaları gerekiyor her şeyden önce. Olumsuz bir bakış açısından ziyade sahip oldukları bilgilerin kendilerini başarıya götüreceğine bir tevekkül duygusu ile yaklaşmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Bunların dışında öncelikle normal sınava çalışma sürecinde izledikleri ders çalışma programlarını takip etmeli ve çalışmak için koydukları hedefleri bitirmeleri gerekiyor. Hemen ardından sınava kalan son kısa zaman dilimi içerisinde de kısa kısa tekrarlar ve çözümlü çıkmış sorularla edindikleri bilgileri pekiştirmeleri gerekiyor. Özellikle Mayıs Ayı’nın ortalarına doğru çözecekleri ders denemeleri ile gereken başarıyı elde edeceklerdir.” İfadelerini kullandı.

TEKİN: “AİLELER ÖLÇÜYÜ AYARLAMALI”

Ailelerin çocuklara olan tutumunda ölçüyü iyi ayarlaması gerektiğini belirten Tekin “Ailelerin son dönemde ne çocuklarını çok serbest bırakmaları ne de çok fazla sıkmaları gerekiyor. Yani bazen çok üzerine titremeleri ve onlardan olan beklentilerini yüksek tutmaları çocuğu tedirgin ederken hiç ilgilenmeyip onu kendi haline bırakmaları da çocuğun psikolojisini kötü etkiler. Bunların yerine öğrenciye koşulsuz sevgilerini onlar başarsın diye değil de çocukları olduğu için göstermeleri gerekiyor.” Şeklinde konuştu.

TEKİN: “SINAV GÜNÜNÜ NORMALLEŞTİRİN”

Öğrenciler sınav gününü normalleştirmesinin önemine dikkat çeken Tekin “Öğrencilerin ve ailelerin dikkat etmeleri gereken bir diğer altın kural da şu ki; sınav gününü normalleştirmek. Derece elde eden öğrenciler sınav gününü normalleştirmeyi başarabilen öğrencilerdir. Uyku düzenlerini, yeme içme alışkanlıklarını sınava girecekleri gün nasıl görmek istiyorlarsa şimdiden bunun hazırlıklarını yapmalı şimdiden ona göre hareket etmelidirler. Sınav günü geldiğinde bunun hayatlarının sınavı olduğunu değil diğer günler gibi normal bir gün olduğunu düşünmeleri gerekiyor. Küçükken oynanan sandalye kapma yarışmalarını örnek gösterecek olursak müzik çaldığında oynayanlar müzik bittiğinde sandalyelerini kapar ve bir kişi elenirdi. İşte bu dönem öyle bir dönem. Çalışanların sandalyelerine sahip çıkmaları ve derslere odaklanmayı elden bırakmamaları gereken bir dönem.” Diye ekledi.

TEKİN: “BU BİR MARATON”

Sınav sürecine bir maraton edası ile bakılması gerektiğine ve maratonlarda kazananların son metrelerde belli olduğunu belirten Tekin “Maratonlara baktığımızda ilk metrelerde kimse yenilmez fakat son metrelere yaklaşıldığında kazananlar ve kaybedenler belli olur. Bu sınav süreci bir kısa mesafe koşusu değil uzun soluklu bir maraton koşusudur. Öğrenciler bu koşuda tempoyu elden bırakmamalı ve çoğu öğrencinin çalışmayı bıraktığı dönemde akıllı davranıp derslerine sarılmalıdır. Tüm spor branşlarına baktığımızda sporcuların son dakikalarda gösterdiği çaba maç geneline yayılabiliyor olsaydı kimse kaybetmezdi öğrenciler için de durum budur. Geldikleri son dakikalarda gayretlerini kesmek yerine arttırmalıdırlar. Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum ve geleceklerinin bir şiir tadında olmasını temenni ediyorum.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim