ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM- MEHMET ALİ EKİNCİ

VAN’DAKİ BİNALARIN YARISINDAN FAZLASI ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ!

2011 yılında binlerce binanın zarar gördüğü, binlercesi ise deprem sonrası yıkılan Van’da aradan geçen 11 yıla rağmen deprem, hasar ve yapılaşma gündemden düşmüyor. Van Gölü çevresindeki hareketlilik 2011 yılından bu yana sürerken hemen her gün irili ufaklı depremler de meydana gelmeye devam ediyor. Her depremle birlikte gözler tekrar tekrar sağlamlığa, dayanıklılığa ve risli yapılara çevrilirken uzmanlardan da önemli uyarılar ardı ardına geliyor. Depremlerle birlikte binalardaki tedbirsizlikler sürerken kentin imarı, dönüşümü ve yapılaşmasının çokça tartışıldığı şu günlerde ayı konu bir kez daha konuşuldu. Şehrivan’da kentteki yapıların genel durumunu uzman isimlere sordu. Binaların sağlamlığı ve kolonların kesilmesi hakkında önemli açıklamalarda bulunurken, İnşaat Yüksek Mühendisi Faruk Görünüş de kentte 55-65 yaşlarında ticari bina, pasaj veya işyerlerinin ömrünü tamamladığını söyledi.

VAN’DA BİRÇOK BİNA SON NEFESİNİ VERİYOR!

Van’daki binalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan İnşaat Yüksek Mühendisi Faruk Görünüş, “2011 Van depreminden sonra kentte az hasar raporu verilmiş binalar için toplumda, “az hasarlı binalar depreme dayanıklıdır” algısı halen mevcuttur. Oysa bu düşünce yanlıştır. Bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığı, ancak binanın yapılacak detaylı deprem analizleriyle belirlenebilir. Van’daki yapılar 2010 yılına kadar teknik uygulama sorumluları tarafından denetleniyordu. Fakat bu tarihten sonra yapı denetim firmaları kurulmuş ve profesyonel kontrollük hizmeti başladı. Güncellenen deprem yönetmeliği ve uygulamaya başlanan yapı denetim sistemiyle beraber, binaların projeleri hassas bir şekilde incelenmekte, bina yapımında kullanılan beton ve demir gibi malzemeler laboratuvarlarca test edilmekte ve bu sebeple yapılar artık çok daha iyi denetlenmektedir” dedi.

“BİNALAR YÖNETMELİĞE UYMUYOR”

Van’daki 50 ve üzeri yaşta olan binaların durumundan söz eden Görünüş, şunları söyledi: “50 ve üzeri yaşta olan binaların yapıldığı tarihteki yönetmelikler, bugün kullanılan yönetmeliklerin birçok şartını sağlamamaktadır. O dönemde yapılan yapılarda nervürsüz (düz) demir kullanılması, betonların elle dökülmesi, beton içerisinde kullanılan kum ve çakılın derelerden gelişigüzel alınması, ebatlarının standartlara uygun olmaması ve yeterince yıkanmadan çamurla karışık bir şekilde kullanılmasından dolayı, beton dayanım sınıfları genellikle 5 ila 16 mpa değerleri arasında sınırlı kalmıştır. Oysa bugün ki yönetmelikler, düz demir kullanımını yasaklamış, nervürlü inşaat demirini zorunlu kılmış ve yapıların taşıyıcı elemanlarında kullanılan beton dayanımlarını ise minimum 30 mpa olarak şart koşmuştur.”

“KOLONLAR CİNAYETE YOL AÇABİLİR”

Binalarda bulunan kolonların önemini hakkında bilgi veren Görünüş, “Normal şartlarda yönetmeliğe uygun ve kaliteli yapılmış binaların ekonomik kullanım ömrü 50 yıl olarak kabul edilir. O halde kentte halen kullanılan ve hiçbir denetime tabi olmamış, kalitesiz ve kötü malzemelerle yapılmış 50 ve üzeri yaşta ki binalar için bu kullanım ömrü öngörülemez. Öte yandan binalarda bulunan kolonların kesilmesi de ölüme davetiye çıkarıyor. Kolonların kesme olayının en büyük örneğini İzmir depreminde yaşadık. Birçok binanın yıkılmasının ne büyük nedeni bina içerisinde bulunan kolonların kesilmesinden kaynaklı olduğunu görmüştük. Yaklaşık bir yıl önce aynı durum Edremit’te de yaşandı. Ancak yetkililer tarafından durum tespit edilerek cezai işlem başlatılmıştı. Binalardaki kolonların önemi göz ardı edilmemelidir, yoksa cinayete yol açabilir” şeklinde konuştu.

“VAN’DA 55-65 YAŞLARINDA BİRÇOK BİNA MEVCUT”

Beton ve demir, bir bina iskeletinin en hayati iki kalemidir diyen Görünüş, son olarak şunları anlattı: “Bu malzemeler zamanla deforme olan, üzerindeki yükten dolayı yorulabilen ve çevresel etkilerden kaynaklı zarar görebilen malzemelerdir. Nitekim yukarıda bahsettiğim ve Van’da halen mesken ve işyeri olarak kullanılan 50 ve üzeri yaştaki binaların depreme karşı dayanım göstereceğinden söz edilemez. Bir örnek vermek gerekirse, Cumhuriyet ve Maraş caddelerinde bugün dahi halkın yoğun bir şekilde ziyaret ettiği, neredeyse 55-65 yaşlarında ticari bina, pasaj veya işyerleri mevcut.

“HER YAPININ BİR ÖMRÜ VARDIR”

Bu binaların yıkılması için depremlere gerek yok. Çünkü ekonomik ömürlerini onlarca yıl önce tamamlamış ve 2011 depreminde artık son nefesini veren bu binaların kendiliğinden yıkılması an meselesi. Bu yaştaki yapıların sahipleri/varisleri bilmelidir ki insan yaşamı her şeyden önemlidir. Sahibi oldukları yapılar güvenli değil. Kendiliğinden her an yıkılma olasılığı çok yüksek olan bu binaların bir an evvel kullanıma kapatılması, boşaltılması ve kontrollü bir şekilde yıktırılması gerekir. Bu yapılar 2011 depreminde dinamik etkilerden dolayı şans eseri ayakta kalmış veya az hasar almış olabilir. Fakat bu durum, bu binaların dayanıklı olduğu anlamına gelmez. Unutulmamalıdır ki her yapının bir ömrü vardır. Hiçbir yapı sonsuza dek yaşamaz.”

Editör: TE Bilisim