Dünyada olduğu gibi Türkiye ve Van’da kuraklık sorunu ciddi boyutlara ulaştı. Yeni tip korona virüs (Covid19) salgını nedeniyle yaşanan zorlu sürecin ardından dünya, iklim değişikliği ve gıda güvenliği problemleriyle karşı karşıya kaldı. Meteoroloji'nin Nisan ayındaki kuraklık ve sıcaklık raporuna göre ülkede Doğu Anadolu, Güneydoğu ve Ege'nin güney kesimlerinde 'şiddetli', 'çok şiddetli' ve 'olağanüstü' kuraklık görüldü. Van’da salgının yanı sıra, kuraklık, su sorunu, yüksek girdi fiyatları, üretilen ürünlerin pazarlanmasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle tarım ve hayvancılık yapanlar da önemli sorunlarla karşı karşıya kaldı. Son yıllarda kış aylarında yeteri derece de kar yağışlarının geçtiğimiz yıllara nazaran daha az olması, uzmanlarda yağış trendlerinin değiştiğini söylerken konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tuşba Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe durumun vehametini ortaya koydu. Özgökçe, yapılan saha çalışmalarında kentte yüzde 60 oranında kuraklık tespit edildiğimi ifade ederek, “15-20 güne kadar yağış olmazsa yaylalarımızda da kuraklık başlayacaktır.” Dedi. Öte yandan kuraklık nedeniyle kuruyan 407 hektarlık Akgöl’ün son görüntüleri Van’daki durumun vahametini ortaya koyarken, kuraklık sonrası görüntülenen manzaralar gelecek için tehlike çanlarının çaldığının en önemli kanıtı olduğunu gösterdi.

VAN’DA CİDDİ BİR KURAKLIK SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA

Kalecik Mahallesi mevkiindeki tarım arazilerini inceleyen Tuşba Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe, çiftçilerin sıkıntılarını dinledi. Daha sonra yaşanan sıkıntılarla ilgili açıklamada bulunan Özgökçe, bütün illerde olduğu gibi Van’da da kuraklığın söz konusu olduğunu söyledi. Nisan ve Mayıs aylarında tarım için olmazsa olmaz olan yağışın yağmadığına değinen Özgökçe, “Sadece Nisan ayının sonunda bir yağmur oldu, başka da yağmur yağmadı. Kışın kar yağışının az olması hayvancılığı da olumsuz etkiledi. Hem barajların dolum seviyesi azaldı hem de yaylalarımızda kar yağışı olmadı. Eğer 15- 20 güne kadar yağış olmazsa, yaylalarımızda da kuraklık başlayacaktır.” Diye ekledi.

ÖZGÖKÇE, “VAN’IN BİRÇOK MAHALLESİNDEKİ TARLALARA DAHA İLK SU BİLE VERİLMEDİ”

Van’ın yaklaşık 4 milyona yakın hayvanı besleyen yaylalarının olduğuna vurgu yapan Özgökçe, “Van’da 3 milyondan fazla küçükbaş, 197 bin büyükbaş hayvanın yanında; Batman, Cizre ve Siirt tarafından gelen 150 ila 200 bin civarında hayvan var. Yani ilimizde 4 milyona yakın hayvanı besleyen yaylalarımız var. Onlar da kurumak üzeredir. Van’ın birçok mahallesindeki tarlalara daha ilk su bile verilmedi. Çiftçinin mazot, gübre ve tohuma verdiği para boşa gitti. Şu anda Kalecik, Alabayır, Çitören ve Tevekli gibi mahallelerimizde daha ilk sulama yapılmamıştır. Bu anlamda yetkililerimizin çiftçilerimize tohum, gübre ve mazot desteği vermesi gerekir. Ayrıca hayvansal alanda da yem desteği yapılması gerekir. Geçmiş yıllarda ilimizde kuraklık olduğu zaman Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden ucuz saman veya kaba yem geliyordu. Bu sene orada da kuraklık var. Yani Van çiftçisinin bu sene gidip temin edeceği bir yer kalmamıştır. Tek yapılacak şey, devletin bu sene çiftçilere yardımcı olmasıdır. Yoksa hem tarım hem hayvancılık biter” diye konuştu.

TARIM HER ZAMAN ÖNEMLİDİR

Korona virüs sürecinde tarımın öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Özgökçe, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlk insan, ilk çiftçidir. O zamandan beri tarım önemlidir. Virüs sürecinde sağlık kadar tarım da önemli oldu. Pandemi sürecinde ibadet yerleri, okullar, fabrikalar hatta meclis bile kapandı ama çiftçi tarımdan, üretimden vazgeçmedi. Eğer biz soframızda oturabiliyorsak, istediğimiz bir şeyi alabiliyorsak bunu çiftçilerimize borçluyuz. Bu nedenle devletin pandemi sürecinde diğer tüm sektörlere sağladığı desteği çiftçiye de vermesini istiyoruz.”

ÇİFTÇİ MAĞDUR DURUMDA!

Batman’dan örnek çiftçi olarak Van’a getirildiğini aktaran Selahattin Yaşar isimli üretici, “30 yıldan beri bizzat mısır ekimi yapıyorum. Geçen yıl Edremit ilçesinin Köklü Mahallesi’nde bin 150 dönümde mısır ekimi yaptım. Bu yıl Edremit’te 700 dönüme mısır, gerisine de yeşil mercimek ektim. Kalecik Mahallesi’nde de arazileri tutmadan önce DSİ’den su sıkıntısının olup olmadığını sordum. Burada su sıkıntısı olmadığını söylediler. Bende ona dayanarak bu arazileri tuttum. Şimdi bir damla su yok. Ben bütün masrafımı yapmışım, bu saatten sonra geri dönüşü yok. Yine de elimi taşın altına koyuyorum, yetkililerin de elini taşın altına koymaları lazım. Mademki örnek çiftçi olarak getiriyorlar o zaman sahip çıksınlar. Yaklaşık bir milyon TL dolayında masraf yaptım. Devlete güvenerek burayı ektim. Mısır için su olmazsa olmazımızdır. Ben özellikle iki ürünü dedim. Biz bütün masrafımızı yaptık, şimdi ne yapacağız? Yetkililerden bu konuda bize yardımcı olmalarını istiyorum.” Cümlelerini kullandı.

ÇİFTÇİLERDEN YETKİLİLERE ÇAĞRI…

İlçede yaklaşık 2 bin dönümlük arazide tarım yaptığını belirten Burhan Özgökçe isimli çiftçi de “Bu sene kuraklıktan dolayı mahsulümüzün hepsi yandı. Burada bir milyona yakın masraf yapmışız. Suyumuz yok. DSİ bize su söz verdi ama suyumuz gelmiyor. Devlet yetkililerinin bize sahip çıkması lazım.” Şeklinde konuştu.

AKGÖL’DEKİ KURAKLIK MANZARASI KORKUTTU!

Öte yandan çiftçinin susuzluk ile imtihanı yanında bölgenin önemli bölgelerinde de tehlike çanları bir bir çalıyor. Önceki gün Türkiye’nin de gündemine düşen Van'ın Özalp ilçesinde 407 hektar alanı kaplayan ve "kuş cenneti" olarak adlandırılan Akgöl'ün kuruması endişeyi daha üst seviyeye taşıdı. İlçeye 30 kilometre mesafede yağmur ve kar sularıyla beslenen, renkli katmanlara sahip görüntüsüyle Tuz Gölü'nü andıran 9 kilometre kıyı uzunluğuna sahip Akgöl, bu yıl etkili olan kuraklıktan olumsuz etkilendi. Göç mevsiminin başlamasıyla her yıl onlarca türden binlerce kuşa ev sahipliği yapan göl, küresel ısınma, yağışların azlığı ve hızlı buharlaşma nedeniyle kurudu. Bağrıaçık köyünde yağmur ve kar sularıyla beslenen, renkli katmanlara sahip görüntüsüyle Tuz Gölü'nü andıran 407 hektar büyüklüğündeki göl, son yıllarda etkili olan kuraklıktan olumsuz etkilendi. Flamingo başta olmak üzere birçok kuşun uğrak yeri olan göl, yağışların azalması ve beslendiği su kaynaklarının mevsimsel kuraklık nedeniyle kesilmesi üzerine çorak bir alana dönüştü.

(ŞEHRİVAN/İHA/AA)

Editör: TE Bilisim