Murtaza Kamar yazdı: Düşmanlarınızı sevin!

Düşmanlarınızı sevin. Çünkü kusurlarınızı size yalnız onlar açıkça söyleyebilirler. (Benjamin Franklin)

İnsan hata işleme potansiyeli ile yaratılmıştır, dolayısıyla da hata yapacaktır. Hata yapan insandan ziyade hatasını kabul etmeyen veya hatasını telafi etmeyen insan kınanmalıdır. Yüce Allah kullarının hata yapabileceğini öngördüğünden, hatadan çıkış yolunu şöyle göstermiştir: “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Zümer 53)

Hata yapmak fıtridir. Hepimiz hata yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Hata yapan kişi hatasının farkına vardığı zaman, hatasını telafi etmek durumundadır. Dinler, günah işleyip hatalı davranan kişinin hatasını telafi etmek için tövbe yolunu göstermişlerdir. Dinimiz tövbe yolunu şöyle tarif etmiştir.

  1. O günahı terk etmek ve pişmanlık duymak.
  2. Bir daha yapmamaya karar vermek.

Hatasız insan olmayacağını kabul ettikten sonra, hatanın insani boyutta telafisi anlamlıdır. Bu telafinin birçok yolu vardır. En önemlisi ise özür dilemektir. Statü farkı insanı çoğu zaman özür dilemekten alıkoyuyor. Toplumda özür dileme aşağıdan yukarıya yapılır gibi bir algı vardır. Büyükler ve üstler özür dilemez algısı yüksek bir kabule sahiptir. Oysa bu kabul, ahlaki ve insani değildir. Diğer yazılarımda da belirttiğim gibi ya hata yapmayacağız ya da özür dilemesini bileceğiz.

Şu hadis-i şerif insanların hatadan (günah) berî, yani hatasız olamayacakları göstermesi açısından anlamlıdır. “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.”

Yüce Allah'ın bir ismi de Gafur’dur; yani günahları affeden. Demek ki, yüce Allah insanların günah işleyip tövbe edeceklerini biliyor ve günahtan tövbe ederlerse onları Gafur sıfatıyla affedeceğini söylemiş oluyor.

Dini boyutta insanların hatasız günahsız olamayacaklarını anlattık. Aslında din, Allah-insan ilişkisi yanında sosyal ilişkilerin de temel ölçüsünü ortaya koymaktadır. Bir insanın erdem sahibi olmasının ölçüsü hakkında Albert Einstein şöyle söylüyor: “Hatasız insan yoktur. İnsanlık, (kişinin) hatasını kabul ve tamir etmekle ölçülür.” Diğer taraftan başkasının kusurlarını araştırıp dedikodusunu yapacağımız yerde, kendi kusurlarımızı araştırıp düzeltmeye çalışmak çok güzel bir harekettir. Hastalıklı kişiler dışındaki insanlar hata ve kusurlarını biliyor ve farkındalar da. Bu nedenle her günün sonunda, o günü gözden geçirerek hatalı ve kusurlu davranışlarımızı tespit edip ertesi gün bu davranışları yapmayacağımıza söz vermeliyiz. Böylece umulur ki hata ve kusurlarımız günden güne erir.

Rabbim bize başkalarının kusurundan ziyade, kendi kusurlarımızla ilgilenme cesareti versin.