Ercüment Züngür yazdı: Çocuklarda Nomofobi...

Babanın TV’de maçı var ve rahatsız edilmek istemiyor ya da o anda uğraştığı bir iş var ve işini rahatça yapmayı istiyor. Baba bunları yaparken evin küçük bireyi ya ağlıyor ya da ilgi ve oyun istiyor; hiç sorun değil, baba çıkarıp telefonu çocuğa verir, çocuk telefonla uğraşa dursun baba da rahatça var olan meşgalesini sürdürür.  Aynı şekilde annenin TV de dizisi var, komşular gelmiş ya da yemek yapması lazım ama evin küçük bireyi gene rahat durmuyor. Sürekli annesinin yanına gitmeye çalışıyor ve oradayken de rahat durmuyor sürekli bir şeylere dokunmaya çalışıyor hatta yapılan uğraşa ortak olmak istiyor. Bu durumdan gayet rahatsız olan anne, en kolay yol olan yolu seçiyor ya televizyondan bir şeyler açıyor ya da ki bu daha olası bir ihtimal çocuğun eline telefonu veriyor. Çocuk telefonla uğraşırken anne de rahatça işlerini yerine getiriyor. Bazen böyle olmuyor, anne baba azda olsa çocuğu telefondan uzak tutmaya çalışıyor ama o esnada evin dede ve ninesi, anne ve babaya kızıyor ve çocuğa telefonu veriyor. Bunların dışında evin abisi ve ya ablası minik kardeşlerini bir şekilde ya bilgisayar ya da telefonun büyülü dünyasına dâhil ediyor hatta bununla sınırlı kalmayıp biraz daha beğeni için minik kardeşlerini sosyal medyada bir figür haline getiriyorlar.

Konunun daha iyi anlaşılırlığa sahip olması için yukarıda hepinizin de tanımada zorlanmadığı bir ailenin iç dinamiklerinden bir örnek sundum. Yukarıda ki örneğin eksiği vardır abartısı yoktur. Bu hastalıklı hale gelen telefon-tablet-TV bağımlılığı günümüzün önemli sorunlarından biridir. Buradaki bağımlılığı kısaca tanımlayacak olursak; ‘’küçük yaşlardan itibaren gözlemlenebilen, özellikle küçük çocuklarda ebeveyn tarafından çocuğu oyalamak, yemek yedirmek veya sakin durmasını sağlayabilmek gibi sebeplerle çocuğun ekran karşısına oturtulması ile başlayabilen, televizyon, bilgisayar, telefon ya da tablet gibi her türlü ekrana olan bağımlılığı ifade eden bir kavramdır.’’ Burada çocuklarla birlikte aile bireylerinin de bu bağımlılığa sahip olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekmektedir hatta çocukların bağımlığının önemli sebeplerinden biri de aile büyüklerinin de günün önemli bir kısmını ekran başında faydasızca vakit geçirmeleridir.  Ekran karşısında aşırı zaman geçirme, sık sık ekranı kontrol etme, gerçekten bir şey ile meşgul olunmasa bile ekran karşısında bulunma gibi bağımlılık yapan davranışın önemli sonuçları da vardır. Ekran karşısında harcanan zaman nedeniyle günlük görev ve sorumlulukları yerine getirmeme, unutkanlık, duygusal ve ruhsal anlamda gerileme, sosyal çevreden uzaklaşma ile dış dünyaya olan ilgi ve merakı kaybetme gibi belirtileri olan ekran bağımlılığı gibi olumsuz sonuçları vardır. Uzun süre ekran başında durmanın yarattığı fiziksel, sosyal ve ruhsal sorunları da hisseden bireyin bu rahatsızlıklara rağmen kendisini ekran önünden alamaması, bağımlılığın en açık işaretlerinden biridir.

Özellikle ekran bağımlılığına en çok maruz kalan ve sonucunda birçok rahatsızlığa maruz kalan kesim çocuklardır. Çocukların uzun sure ekrana maruz kalması sonucu konuşmada zorluk yaşama, kelime dağarcığının yetersizliğe sürüklenme, fiziksel olarak gelişimde düzensizlik yaşama, sosyalleşme süreçlerinde pasif kalma ya da toplumdan uzak yaşama, bilişsel gelişiminde bozukluklar yaşama ve yaratıcı bir şekilde düşünmede sorunlar yaşama gibi olumsuzluklar yaşanmaktadır. Bu olumsuzluklara maruz kalan ya da bırakılan çocukların okul süreçleri de sağlıksız bir seyir göstermektedir. Okulda iken sürekli evi özleyen, okulda sıkılan, derse motive olmakta sıkıntı yaşayan ve akademik olarak ta başarı gösterememe gibi sorunlar da ortaya çıkabilmektedir.

Peki, bu sorunla nasıl baş edeceğiz? Bu soruya, uygulanabilirliği olan dört adet öneri ile cevap verebiliriz:

1) İşe kesinlikle önce kendinizle başlayın. Çocuklar sizin söyleyeceklerinizden çok yaptıklarınızla ilgileneceklerdir ve sizin kendiniz için kotaladığınız dijital detoks çocukta da yer edinecektir.                                                                                                                                         

2) Çocukları kitap ile tanıştırın. Çocukların hem gerçek yaşamını hem de hayal dünyasını geliştirecek olan kitapları seçip çocukların en yakın arkadaşları olmasına imkan sağlayın, çünkü sokakların ve sanal ekranların veremediği bir çok davranışı kitaplar verecektir.

3) Çocukları spor ile tanıştırın. Sanal âlemin dayattığı pasif yaşamdan çıkıp daha aktif ve hareketli hayata çıkmayı sağlayacak en önemli yol spordur. Çocuğunuzun mutlaka ilgisini çekecek bir spor vardır bu salon sporları olacağı kadar bağda- bahçede çiçek yetiştirmek-koşmak ta olabilir. Sporla çocuğunuz gerçek yaşam dinamikleri ile daha rahat tanışacaktır.

4) Çocuğunuzun sanatsal yeteneğini keşfedin. ‘’Neden çocuğunuzun içindeki minik müzik severi veya virtüözü uyandırmak için onunla müzik dinlemiyorsunuz? Hatta elinizde imkan varsa ona bir çalgı aleti vererek  geleceğin rock yıldızını biraz cesaretlendirmeyi deneyin! Zamanla kulaklarının pası silindikçe, daha sakin, daha verimli ve aynı derecede eğlenceli olan bir aktiviteye onu yönlendirebildiğinizi göreceksiniz.’’