Kent olarak son 10 yılda en çok kullandığımız kelimeleri şöyle sıralasalar bunlardan bir kaçı şüphesiz şunlar olur:

Çevre Yolu

Trafik

Sahipsizlik

Ulaşım

İşsizlik

Van Gölü

Kirlilik

Vs. Vs…

Bunlar arasında baki kalan, en çok konuşulan ve konuşulacak olan şey şüphesiz ‘sahipsizlik’.

Kimin ağzını açarsanız açın size Van deyince aynı şeyi söylüyor:

“Van’ın sahibi yok”

Peki neden bunu diyoruz?

Sitemimiz niye?

Bunca büyük kalabalıklar, milyonun üstünde nüfus varken biz niye sahipsizlikten yakınıyoruz.

Kentin siyasileri, bürokratları, yöneticilerine rağmen neden bundan yakınıyoruz?

Sebebi birçok şeyden yoksun kalmamız…

Ben kendi açımdan gördüğümü söyleyeyim.

Bu kentin gerçek manada bir sahibi ve sahiplenmesi olsaydı bazı kentlerin 4’üncü, 5’inci çevre yolu yapılırken Van hala bir çevre yolunu konuşuyor olmazdı.

Eğer gerçek bir sahiplenme olsa politikalar günlük değil ömürlük olurdu.

Trafik sorununa çözüm için parkomat gibi gerçekliği olmayan adımlar atmak yerine yeni yollar açılır, kent sıkışıklıktan kurtarılır, oto parklar, sokaklar yapılırdı.

Tramvay hattı konuşulur, hafif raylı sistemin adımları atılırdı.

Ve yine sahiplenme olsaydı bu kadar genç nüfus işsiz kalmazdı.

Okey salonları dolup taşmaz, gençlerimiz inşaatlarda genç ömrünü tüketmezdi.

Ama sahiplenemiyoruz.

Elimizde tutamıyorum.

Elimizde tutamadıımız gibi bir çok şeyi de elimizin içindeyken harcıyoruz.

Mesela…

Bu kentte bir sahiplenme duygusu olsaydı Van Gölü kirlenmez, çöp ve atık içinde kalmazdı.

Biz sahiplenemiyoruz.

Van Gölü’nü sahipsiz bırakıyoruz.

Kullandığımız şehri, kenti yabancı gibi kullanıyoruz.

Benimsemiyor, bir kültür oluşturma çabası içinde hareket etmiyorum.

Etmediğimiz için yabancılaşıyoruz.

Benimsemiyoruz ve çok büyük bir hınç ile kullanıyor tıpkı yöneticilerin yaptığı gibi günlük politikalara kurban ediyoruz.

Bugün kent bu halde ise kimse kusura bakmasın sebebi biziz.

Bugün kendimizi sahipsiz hissediyorsak, yine biziz.

Biz sahipsizliği kendimize reva gördüğümüz için bu noktadayız.

Sahipsiz olmayı hakettiğimiz sürece de böyle kalıp sahipsiz olacağız.