Siz okuyucularımızı da sürecin içine katarak kentin gündemi ile ilgili bir hızlı tarama yapmanızı istesem nasıl olur?

Mesela şöyle bir şey yapalım.

Önümüze 20 yıllık bir süreç koyalım.

Ve bu 20 yılda en çok neleri konuştuk, neleri tartıştık şöyle bir hafızamızı yoklayalım.

Yüzde 90 oranında eminim ki farklılaştığımız konular çok az olacaktır.

O zaman hepimizin anında konuştuğu konu başlıklarını ben hatırlatmış olayım.

Son 20 yılda Van çözülmesi, yapılması, tamamlanması için şu konularda çağrılar yaptı:

-Van Çevre Yolu yapılmalı.

-Van uygulanabilir ve kentteki sıkışıklığı bitirecek bir imara kavuşmalı.

-Kuzey Van Gölü Demiryolu Hattı kurulmalı.

-Van-Şırnak Karayolu Bitmeli.

-Kapıköy sınır kıpısı 7/24 çalışacak şekilde aktif hale getirilmeli.

-Van Gölü Korunmalı.

-Sahil Yolu yapılmalı.

-Turizmde bir master planı hayata geçirilmeli.

-Van’a yeni bir stadyum yapılmalı.

-Van’ın otogarı yenilemeli.

-Otopark ve park sorunu bitmeli.

-Şehir mevcut sıkışıklıktan kurtulup hilal şeklinde bir büyüme ile Van Gölü etrafında büyümeli.

-Van’a metro ya da tramvay gelmeli.

Gibi gibi…

Bununla birlikte konuşulup da tamamlanan meseleler de var.

Hakkını verelim.

Mesela arıtma tesisimiz yoktu yapıldı.

Sahil yolu konusunda adımlar atıldı.

Falan.

Ama onları yapılmayanlar ile kıyasladığınızda devede kulak kalıyor.

Bir de şöyle bir durum var.

Bu meselelerin çok büyük sorunlar ve yapılamayacak meseleler gibi olmaya başladı artık.

Anlayacağınız bu meselelerin tüm kentlerde de bizim gibi büyük olaylar olduğu fikrine kapılmış durumdayız.

Halbu ki böyle değil.

Bölge illerinin bir çoğunda birden fazla çevre yolu, tramvay hatta, demir yolu ulaşımı, turizm master planı, doğru düzgün bir imar falan var.

Tamam bir çok kentin kendince sorunu var.

Ama hiçbir kentin bu kadar yarım yamalak, tamamlanmayan, askıda kalan ve kendini tekrarlayan sorunları olduğunu düşünmüyorum.

Ve öyle ki bu sorunlar artık hepimizin ezberlediği ve dön dolaş aynı şeyleri konuşmamızın sebebi oldu.

Bazen düşünüyorum.

Diyorim ki: Çevre Yolu, sahil yolu tamamlandı. İmar işinde radikal adımlar atıldı. Şehir imara uygun bir büyüme ile modern bir metropol olma yolunda ilerledi. Ulaşımda tramvaymış, trambüsmüs işte benzer bir yeni model için hazırlıklar başladı, stadyumlar, otogarlar yapıldı.

Biz o zaman ne konuşacağız?

Neyi tartışacağız?

Hangi meselelerin onlarca yıl daha bitmesi için çağrılar yapıp mücadele vereceğiz?

Ya da bu kentte başka ne olmalı?

Bunu düşündüğümde yeni bir şey üretemiyor, tıkanıp kalıyorum.

Eminim bir çok insanda aynı durum yaşanıyordur.

Çünkü diğer kentlerin yakaladığı yaratacılık olayını yitirdik neredeyse.

Yenilikçi belediyelerin ortaya koyduğu belediyecelik hizmetlerinin uzağındayız.

Şehirleşme konusunda bu kavramın da fiziksel taraflarının da çok farklı bir yerindeyiz.

Turizm deseniz aynı.

Bir dönemler yüzbinlerce Avrupalı turist ağırlayan bu kentin turist ve turizmden beklentisi ile ilgili seviye de o kadar farklı bir yerde ki!

Yaşadığımız kente ve sorunlarımıza benzedik.

Bunu da aşamayınca takıldık kaldık.

Her yıl, her dönem, her seçim arifesinde, her yerel seçimde aynı şeyleri konuşuyoruz.

Projeler hep bu meseleler etrafında şekilleniyor.

Sonra projede kalıyor.

Hayaller 30 metre genişliğindeki yeni caddeler iken, iki üç caddede sıkışıp kalan ve dön dolaş aynı yerlerin yenilendiği bir şehir olmaya devam ediyoruz.

Olması gereken ise çok farklıydı.

Ama oldu.

Biz şehirimize, şehirimiz bize benzedi.

Bir labirente dönüşen Van’da hepimiz bir o yana bir bu yana gidip geliyoruz.

Bir çıkış arıyoruz.

O çıkışı ne zaman, nasıl buluruz bilmem.

Bildiğim tek şey var, epey bir zaman kaybettik.

Bu net.